Bölüm 17

6.4K 295 49
                                    

Selam millet, nasılsınız? Medyada geçen bölümde de söylediğim gibi Arda ve Defne var. Bence çok tatlılar ya... Özellikle de Defne. Umarım sizde yeni karakterlerimizi sevmişsinizdir?
İyi okumalara canalarım...

Kerem üzerine değiştirip gelene kadar biz de Edizle güzel bir marvel filmi seçmiş sonra da Buket ve benim yatağımı birleştimiştik. Buket paketteki patlamış mısırları büyük kaseye doldururken kapı açıldı ve Kerem başka bir gri tişörtle içeri girdi. Şu an o kadar tatlıydı ki, sanki ne yapacağını bilmiyormuş gibi etrafına bakınıyordu. Ben dayanamayıp onun bu haline küçük bir kahkaha atınca Kerem sanki aklına bir şey gelmiş gibi yavaşça bana döndü. One be! Kendimi korku filminde sandım bir an.

Kerem hızlı hızlı kaşları çatık bir şekilde yanıma gelemeye başlayınca tırsarak bir adım geri attım. Sonra yanıma gelip birden sert bir şekilde saçımı çekip bırakınca "Ah!" diyerek canımın acısıyla bağırdım ve elimi saçıma götürdüm. Sinirle Kerem'e döndüm ve "N'oluyor ya?!" diye bağırdım. Canım acımıştı ama! Kerem kaşlarını çatıp sinirle "Ben sana geç kalmadan içeri gir demedim mi kızım?! Nerdesin sen bu saate kadar?!" diyerek beni azarladı. Kerem'i ilk defa bu kadar sinirli gördüğüm için şaşırsamda sonra neye kızdığını anlayarak işten yırtmak için yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirdim ve "Abiciiim." diye söze başladım ama Kerem ve çatık kaşları araya girerek "Hiç bana abi deme sarışın, bu sefer cidden çok kızdım!" diye sert bir sesle lafımı kesti. Gerçekten de bu sefer çok kızmış gibi görünüyordu.

Ben suratımı asmış ona bakarken bu sefer de Buket yanıma geldi ve kafama bir tane geçirdi. "Ah! Ama şiddet görüyorum ya ben burada!" İsyanımla Buket kaşlarını çattı ve "Hiç bağırma Melis, aklımız çıktı bizim! Gittin sandık kızım!" diyerek beni azarladı. Suratımı daha çok asarak kafamı yere eğdim, sonra da suçlu çocuklar gibi "Özür dilerim." dedim ve açıklamaya devam ettim, "Küçük çocukların yanına gitmiştim. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım. Telefonumun şarjının bittiğini de Ediz gelince fark ettim."

İkisinden de ses çıkmayınca yavaşça kafamı kaldırarak onlara baktım. Birden Kerem sağ Buket sol kolumdan tutunca ne olduğunu anlayamadım. Sonra ikisi de beni kendilerine çekip sıkıca sarılınca gülümsedim ve ben de kollarımı onlara sardım. Sonra aklıma gelen şeyle onlardan ayrılmadan Ediz'e döndüm ve bir kolumu, ona doğru açtım. Toplu sarılmamız hoşuma gidiyordu. Ediz göz devirerek bize doğru gelirken "Beni dahil etmeseniz olmuyor değil mi?" diyerek huysuzlansa da onun da bu halimizi sevdiğini biliyordum.

Ediz kollarıyla bizi sardıktan biraz sonra başımın üstünde iki tane öpücük hissettim. Kerem ve Ediz'in saçlarımdan öpmesi o kadar güvende hissettirmişti ki şu an dünyadaki en güvenli yerdeymişim ve kimse bana dokunamazmış gibi hissediyordum. Benimle beraber Buket'in de kıkırdamasına bakılırsa aynı öpücükler ona da armağan edilmişti. Onunla gözlerim kesişince sanki anlaşmışız gibi kafamızı kaldırdık ve ben Ediz'in sağ yanağını öperken o sol yanağına bir öpücük kondurdu. Aynı şeyi gülerek Kerem'e de yaptıktan sonra onlar kahkaha atarken biz kendinizi en çok güvendiğimiz kollara bıraktık.

Biz düşüncelere dalmış, halâ sarılırken Ediz ve Kerem geri çekilerek beni ve Buket'i kucaklarına aldı. Bu ani hareketle küçük bir çığlık attım ve kollarımı Ediz'in boynuna doladım. Ediz ve Kerem bize gülerken biz de Buket'le onlara kızmakla meşguldük. Onlar bizi birleştirdiğimiz yatakların ortasına bırakırken Kerem de kendini Buket'in yanına attı. Ediz beni bıraktıktan sonra filmi başlatıp yanıma geldi ve hepimize sandviçlerimizi verdi. Kerem zaten çoktan kolalarımızı koymuştu.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin