Bölüm 18

7K 308 128
                                    

Multide; Melis'in anne ve babası var.
İyi okumalar...

Annemlerin yanına vardığımda ikisiyle de sıkı sıkı sarıldım. Onları gerçekten çok özlemişti. "Nasılsın kızım?" diye soran babama "İyiyim babacım sen?" diye cevap verdim, babam "Seni gördüm daha iyi oldum minik kuşum." diyerek yanağıma bir öpücük kondurunca kıkırdadım. Babam bana hep minik kuşum diye seslenirdi. Tabii bu da benim hoşuma giderdi.

Onlara en yakınımızdaki bankı gösterdikten sonra "Oturalı mı?" diye sordum. Şimdi bayılırlar falan, Allah korusun. Oturmak daha sağlıklı.

Annemler gösterdiğim banka oturduktan sonra biraz muhabbet ettik. Annem "Arkadaşların yok mu? Onları çok merak ediyorum." dediğinde gülümsedim ve "Onlar uyuyorlar, uyandırmak istemedim." diye cevap verdim. Annem anlayışla başını sallarken babam ellerini masada kenetledi ve "Ee minik kuşum? Bizimle ne konuşmak istiyorsun?" diye sordu. Derin bir nefes alarak "Şimdi size bir şey diyeceğim ama sonuna kadar sözümü kesmeyeceksiniz. Anlaştık mı?" dediğimde ikisi de kafasını salladı ama babamın kaşları hafiften çatılmıştı. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım;

"Hani siz beni 30 Ağustosta buradan alacaksınız ya. Şey... Ben eve dönmek istemiyorum."

Birden söylediğim şeyle annem ve babam aynı anda "Ne?!" diye bir tepki verdi. Ben masum masum onlara bakarken babam "Kızım biraz daha mı kalmak istiyordun? Ama neden? Hem böylece bayramı da kaçırmamış olursun." diyerek bana sorarcasına baktı. Derin bir nefes daha aldım ve "Hayır ben artık eve dönmek istemiyorum." dedim. Babamın kaşları anında sinirle çatılırken "Ne demek eve dönmek istemiyorum?!" diye çıkıştı.

Tam ona cevap verecektim ki bu sefer annem, "Burada rahatı buldun değil mi? Onu yap bunu yap diyen yok. Ondan dönmek istemiyorsun eve." diye azarladı beni. Sonra da kafasını sallayarak "Zaten bayram temizliği de var, ondan kurtulmak istiyorsundur sen." diye ekledi. Babam hemen çatık kaşlarıyla ona döndü ve "Saçma sapan konuşma Tuğçe! Kız eve dönmeyeceğim diyor senin aklın halâ temizlikte!" diyerek sesini yükseltti. Annem de sesini yükselterek "Tabii evin bütün işini siz çekmiyorsunuz Kaan! Böyle konuşması kolay!" diyerek babama cevap verdi. İşte yeni bir kavga.

"Kızı kendine yardımcı olarak mı doğurdun? İşin gücün temizlik!"

"Tabii ki yardım edecek bana, genç kız artık o. Yapacak böyle işleri!"

Annem ve babamın kavgası iyice büyümeye başladığında gözümden bir damla yaş aktı. Sinirle ayağa kalktım ve "Yeter!" diyerek aralarına girdim. İkisi de şaşkınca bana döndüğümde içimdeki her şeyi ortaya dökmeye başladım. 

"İşte bu yüzden eve gelmek istemiyorum! Sizin kavgalarınızdan bıktığım için! Bir kere, sadece bir kere 'Kızımız bizim kavgalarımızdan rahatsız oluyor mu acaba?' diye düşündünüz mü?! Ben size söyleyeyim, düşünmediniz! Beni hiç umursamdan gözümün önünde kavga etmeye devam ettiniz her seferinde! İşte bu yüzden eve dönmek istemiyorum! Çünkü benim mutlu bir ailem yok ve ben, burada kendime mutlu bir aile buldum! Beni her şeyden koruyan bir abi her anımda yanımda olan bir kız kardeş ve..."

Devamını getiremedim. Ediz benim abim sayılmazdı. Biz onunla arkadaş bile değildik ki tam olarak. O daha farklıydı ama şu an ne olduğunu ben de bilmiyordum. Derin bir nefes alarak burnumu çektim ve "Beni sizden daha çok önemseyen insanlar buldum ben ve siz ne derseniz deyin, ben eve dönmeyeceğim. Artık mutlu bir hayat yaşamak istiyorum." diyerek arkamı döndüm. Dönmemle ağlamam daha çok şiddetlendi ve telaşla bana doğru gelen arkadaşlarıma doğru koşmaya başladım. Onlar da benim ağladığımı fark ettiklerinde Buket bana doğru koşmaya başlamış, Ediz ve Kerem de adımlarını hızlandırmıştı.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin