Bölüm 46

4.2K 220 51
                                    

Multide; İnsanın keyfini yerine getirecek bir şarkı var. Hep mutlu olmayı unutmayın.
İyi okumalar canlarım...

Ediz yemek yemeden tabağındakilerle oynarken "Ediz oynamak için değil onlar, yemek için." diyerek ona laf attım. Sesimle gözlerini tabaktan kaldırarak "Ha?" diye bir tepki verdiğinde hepimiz güldük. Sanırım bay ukala bu gün biraz dalgındı. "Diyorum ki yiyeceksin onları, oynamak için değil onlar." Ediz göz devirerek arkasına yaslanırken "Canım istemiyor." diye mırıldandı. Halsizliği yine gözüme çarparken gülümseyerek yerimden doğruldum ve "Sana krep yapayım mı?" diye sordum. Krepe kesinlikle dayanamazdı.

"Yanına da kayısı reçeli."

Ediz bana ışıldayan gözleriyle ürkek bakışlar atarken annemlerden çekindiğini biliyordum. Onlara ayıp olmasından korkuyordu. Gülerek ayağa kalktığımda annem şaşkınlıkla "Sen krep yapmayı nereden biliyorsun?" diye sordu. Yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş sönerken ifadesiz bir sesle "Beni oraya adam olayım diye gönderdiniz ya. Oluyorum işte yavaş yavaş." dedim. Annem canı acımış gibi hafifçe irkilirken bunu beklemediği çok belliydi. Babam bu duruma içerlediğimi anlayarak "Kızım--" diye söze başladığında Kerem'e dönerek "Şebeğim marketten reçel almaya gider misin?" diye ricada bulundum.

Onları kesinlikle dinlemek istemiyordum.

Kerem tıklım tıklım doldurduğu ağzıyla kafasını sallarken gülerek saçlarını karıştırdım. Bu kadar tatlı olmayı nasıl beceriyordu? Mutfağa yönelirken "Cüzdanımdan para al, komodinin üstünde." dedim. Arkamdan babamın "Parayı ben veririm." diyen sesi gelirken omuz silkerek mutfağa girdim. Paranın benden çıkmamasına üzülecek halim yoktu ya.

Dolaptan krep için malzemeleri çıkartırken daire kapısının sesi duyulunca Kerem'in çıktığını anlamış oldum. Malzemeleri tezgahın üstüne koyduğumda yanıma Ediz ve Buket gelince gülümseyerek "Yardıma mı geldiniz yoksa?" diye sordum. Buket hiçbir şey demeden bana sarılırken şaşkınlıkla Ediz'e baktım. Oysa hiçbir şey demeden bizi izliyordu. Şaşkınlıktan havada kalan kollarımı Buket'in beline dolarken "Bir şey mi oldu gamzelim?" diye sordum. Acaba annem veya babam bir şey demişti de ona mı içerlemişti?

Buket çatallaşmış sesiyle "Her şeye rağmen gülümsemeyi başarabiliyorsun biliyorum. Her düştüğünde de kendin ayağa kalkabiliyorsun ama yinede sana sarılmak istedim." dediğinde şaşkınlıktan dilim tutuldu. "Buket ne oluyor? Neden böyle dedin şimdi? Ben bir şeye üzülmedim ki." dediğimde Buket benden uzaklaşarak ellerini kollarıma koydu ve aklımdan asla çıkmayacak şu cümleleri söyledi;

"Üzgün olduğunda bile o kadar güzel gülümsüyorsun ki kimse sana nasıl olduğunu sormuyor. Senin amacında bu zaten. Ne kadar çok gülümsersen o kadar az 'İyi misin?' diye soracaklar sanıyorsun. Öyle de oluyor ama ben senin kardeşinim, bu numara bana sökmez. O yüzden yanındayım, o yüzden sana sarılıyorum ama 'İyi misin?' diye sormuyorum  çünkü bu sorudan nefret ettiğini biliyorum. Ama şunu bil, her zaman yanındayım. Her zaman yanındayız."

Vücudum buz keserken ağzımı açıp tek kelime dahi edemedim. Ayaklarım sanki yerden kesilmiş gibi olurken dibimdeki tezgaha tutunarak kendimi gülümsemeye zorladım ve "O kadar depresif biri değilim gamzeli. Abartmışsın biraz ama önemli değil. Neyse ben Ediz'e krep hazırlayacağım, biliyorsun kayısı reçeliyle beraber çok sever. O yüzden hadi gidin de film falan izleyin. Ya da bana yardım edin." diyerek bu konuşmadan yırtmaya çalıştım. Buket bana inanmadığını belli ederek gülümsedikten sonra mutfaktan çıkınca tezgaha dönerek iki elimle sıkıca tutundum. Beni nasıl çözebilmişti? Bunları nasıl anlamıştı? Kendimi bu kadar mı açık ediyordum?

Gözlerim dolarken derin bir nefes alarak yaşları geri göndermeye çalıştım. Ediz gelip arkamdan sarılırken yüzü ondan saklamak için yavaşça aşağıya eğdim. Şakağıma kondurduğu öpücük gözümden bir yaş firar etmesine sebep olurken kulaklarıma "Birinin seni görmesi zayıflık değil pantercik. Ben seni başından beri görüyorum ve sen, başından beri benden bile güçlüsün." diyen sesi doldu. Sonra da saçlarımın arasına bir öpücük kondurarak beni kendimle baş başa bıraktı.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin