Bölüm 24

6.2K 309 98
                                    

Mutide; Çok güzel bir şarkı var. Şahsen ben şarkıya bayılıyorum, umarım sizde beğenirsiniz. Şarkıyı açmanız gereken yeri söyleyeceğim.
İyi okumalar...

Ediz'den

Banyodan çıkıp üzerimi değiştirdim ve odama giderek kapıyı çaldım. "Pantercik giyindin mi?" diye sorduğumda içeriden "Evet!" diyen Melis'in sesini duyunca kapıyı açarak içeri girdim. Melis siyahlara bürünmüş bir şekilde aynada kendine bakıyordu.

Doktora kısaca durumu özet geçtiğimde banyo yapabileceğini ama yarasına dikkat etmesini söylemişti. Melis de banyo yapabilecek olmasına çok sevinmişti. O benim gibi kokmayı sevse de ben onun kokusunu daha çok seviyordum.

İçeri girdiğimde gözlerim kızarık mavilerle buluşunca kaşlarımı çattım.

Ağlamış mıydı o?

Hızla yanına giderek karşısında durdum ve "Pantercik, sen ağladın mı?" diye sordum. Melis gözünden bir damla yaş daha akarken kafasını salladı ve "Başım acıyor." diye bana cevap verdi. Çaresizce nefesimi bıraktım ve onu kendime çekerek kollarımın arasına hapsettim. "Biliyorum güzelim ama ben bir şey yapamam. Doktor gelsin belki o zaman ağrın geçer." diyerek ıslak saçlarının arasına küçük bir öpücük kondurdum. Melis kollarını belime dolayıp mırıltılı bir şekilde  "Ya geçmezse." dediğinde ondan uzaklaştım ve biraz eğilerek dikkatlice gözlerine baktım. "Geçmezse biz de sana acıyı unutturmaya çalışırız." dediğimde çocuk gibi burnunu çekti ve "Nasıl?" diye sordu. Onun bu tatlı haline gülümseyerek "Gözlerini kapat." dedim. Melis "Neden ki?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım ve "Kızım kapat diyorsam kapat işte!" diye azarladım onu. 

Bana kötü kötü bakıp "Ne bağırıyorsun be?! Hastayım ben!" diye çemkirince kıkırdadım ve "Ben sana boşuna pantercik demiyorum." diye mırıldandım. Melis bana gülümseyerek baktıktan sonra gözlerini kapayınca belindeki ellerimi sıkılaştırdım ve "Şimdi acıyı unut ve sadece buna odaklan." dedim. Melis kapalı gözlerinden bir damla yaş akarken "Neye?" diye sorunca onun bu haline içim acıyarak yüzüne doğru eğildim. Dudaklarımı alnına -yarasından uzak bir şekilde- bastırdıktan sonra gözlerimi kapattım. Melis belimdeki ellerini göğüsümün üstüne koyunca canının acıdığını ve beni iteceğini düşünsem de bir şey yapmamıştı.

Alnının üzerinde gülmeyecek kokusunu içime çektim. Onun kendine has kokusu benim kokumla karışınca daha farklı bir his veriyordu.

Bir süre hiç kıpırdamadan öyle durduktan sonra alnına küçük bir öpücük kondurarak ondan ayrıldım. Gözlerimi açarak Melis'in yüzüne baktığımda onun gözlerinin halâ kapalı olduğunu ve yüzünde huzurlu bir gülümseme olduğunu gördüm. Bu benim de gülümsememi sağlamıştı. Yavaşça gözlerini açarak bana bakınca "Geçti mi?" diye sordum acısını kast ederek. Melis halâ gülümserken kafasını salladı ve "Geçti." diye cevap verdi. Yüzümdeki gülümseme genişlerken Melis de gözlerini gülümsememe çevirdi. Bunu sevdiğini biliyordum.

Kulaklarımı çalan kapı zili sesi doldurunca ondan biraz uzaklaşarak "Doktor gelmiştir." diye mırıldandım. Melis yüzünü buruşturup "Yine canım acıdı." deyince gülerek alnına küçük bir öpücük kondurdum ve göz kırpıp "Şimdilik bunla idare et." diyerek odadan çıktım. Hızlı adımlarla merdivenleri inip kapıyı açtığımda doktor içeri geçerken birlikte benim odama çıktık. İçeri girdiğimizde Melis'in yatakta oturduğunu fark ettim ve doktora oturması için yatağı gösterdim. O Melis'in karşısına otururken ben de dolabıma yaslanarak onlara uzaktan bakmaya başladım.

Panterciğin canının acıdığını görmek istemiyordum.

Doktor Melis'e bakarak "Dikişe gerek yok, sadece pansuman yapıp yaranın çabuk kapanması için krem süreceğim ama bu biraz canını yakabilir." dediğinde canının çok yanacağını anlamış oldum. Doktor çantasından gerekli malzemeleri çıkarırken Melis başını bana çevirerek "Ediz korkuyorum." diye mırıldandı.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin