PRENSESİN DÖNÜŞÜ -[DEK]

Bölüm-4

Zaman Mekan, Evdeki Saat

Ay, Ezgi Köse

Hiç bu kadar susmak istememiştim.

●○●

BÖLÜM - 4

Bavulumu elime alıp, karşıda gözüken uzun merdivenlere onlarla yavaşça yaklaştık. Merdivenlerden çıkmayabaşlarken ikiye ayrılmasına karşı arkamda şimdiden yorgunca merdivenleri tırmananikiliye döndüm. Sağ koridoru işaret edince onları beklemeden hızlıca tırmanmayabaşladım. Gerçekten havalı fikir. Her bir basamakta farklı resimler.Komutanlar, generaller, şu zamana kadar giden müdire ve müdürler, öğretmenler...İnce düşünülmüş detaylar.

"Lauren, sol koridor nereye çıkıyor?" kısaca gülümsese de bunun yaramaz bir gülümseme olduğu aşikârdı.

"Aslında gönderip seni şok etmek vardı ama sana kıyamıyorum. Orası erkekler yatakhanesi." Onay mırıltıları çıkardım. Sıkıcı. Öğrenmesem de olurmuş... Kızların koridorunda soldan beşinci küçük görünümlü odaya girdiler. Yavaş adımlarla içeri adımımı attım. Dışarıdan küçük görünüyordu. Burası baya büyük bir şeymiş. Beş tane yatak, masa, dolap vardı. Daha ne olsun.

Elena, yanımda durup kolumu tuttu. "Küçük tahmin etmiştin değil mi?" Kafa sallayıp odayı biraz daha inceledim. Güzelmiş gerçekten. Cam kenarında boş ve siyah yatak mı? Diğerleriyle aynı eşitlikte olsa da çarşafın rengi güzel.

"Siyah renkte olan yatak senindir." En azından gözüm kalmadı. Yatakla resmen ilk görüşte aşk yaşadım. Ya da rengiyle... Bavulumu yatağımın üzerine bırakıp Elena ve Lauren'e döndüm.

"Diğerleri nerede?" Elena omuz silkip kendini yatağına bıraktı. "Kantine gitmişlerdir. Gelirler birkaç dakikaya."

Arkamı dönüp dolabı açtım. Kıyafetlerimi hızlıca bölmelere yerleştirip bavulu yatağın altına iteleyip çantadan bilgisayarı çıkarıp masaya koydum. Kulaklık ve tableti de nereye koysam? Bunlar burada işe yarar mı ki? Sanmam, ne arar... Kenarda ki küçük kilitli olan çekmeceye bırakıp kilidini çevirdim. Kitabı yatağın yanında duran küçük masaya bıraktım. Yatağın üzerinde ki kapalı telefonla bakışırken Lauren'in kahkahasıyla ona döndüm. Telefon da gereksiz oldu... En azından belki bir gün geri dönersem işe yarar.

"Bize gücünün ne olduğunu söyleyecektin Annabeth?"

"'Başkasına söylemek yok, tamam mı?" Lauren'de karşımda ki yatağa otururken kaşları havalandı. "Kızlar?" Bu küçük odanın içerisinde hangi sır sonsuza kadar saklı kalırdı ki? İmkânsız.

"Tabi ki öğrenecekler Laur." Ellerini çırpıp bacaklarını birleştirdi. "Anlat artık! Çok heyecanlı bu kısım. Ateş elementi yani benden misin sende?"