Oldukça ilham geldi bölümü yazarken... Size 2500 kelimelik bölüm yazdım. Hatta siz bunu okurken ben yetmiş dördüncü bölümü yazıyor olacağım. Bölüm sonu yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Okunma sayısının yüksek olup, beğeni ve yorumların neden az olduğunu hala anlayabilmiş değilim.
Bölümlerin daha hızlı gelmesini istiyorsanız basın yıldıza... Azcık moral verin yahu yıldızlarla bana. :) Hayalet okurlarım, gösterin kendinizi artık.
Herkese iyi okumalar dilerim.
Disfruto, Carla Morrison
Change, Lana Del Rey
●○●
BÖLÜM - 73
"Sanırım gittiler prenses." Gözlerimi Kath'in dedikleriyle açtım. Hava hafiften kararmıştı. Kafamı omzundan kaldırıp hafifçe salladım. Ne yani dakikalardır kızın omzunda uyukladım mı? Boynumu hafiften sıkıp ona döndüm.
"Neden uyandırmadın? Diğerleri nerede?"
Zaten motelde de rahat olamayız, acilen ev bulmamız lazım. Omuz silkip çıkmama yardım etti. Resmen bacaklarım uyuşmuş. Koluma girip yürütmeye başladı.
"Takım arkadaşlarımızdan birinin babası bu çevredeki villaların satıcısı. Onun yanına gittiler. Kafes hücrelerine biraz yakında, ama çok da dikkat çekmeyen bir yerde kalacağız. Burada rahat etmeyeceğini düşündük."
Hafifçe gülüp yandan bakış attım. "Zihnimi okumadın dimi? Bende az önce bunu düşünüyordum." Gülmesinin yerini tebessüme bıraktı. "Senin düşündüğün şeyi biz zaten düşünmüşüzdür. Yanlış anlama lütfen, biz yıllardır bu işi yapıyoruz. Birisini arıyorsak ilk önce çevreyi gözetlemekle başlamalıyız. Hem evde istediğimiz kadar gürültü yapabiliriz." Kafa sallarken bizi bekleyen at arabasına bindirdi. Her şey planlanmış sanırım.
"Bu üçlüyü bulurken tamamen şanslıydık. Gerçekten. Sence kalan dört mahkumu bu kadar kolay bulabilecek miyiz?"
Karşımda oturmuş, sorduğum soruyla camdan bakışlarını bana çevirdi.
"Zaten sınırdan çıkamazlar. Baban, sınırlara asker yerleştirdi. Patlamalarla hemen güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkartıldı. Kısacası buraya kapana kısıldılar. Eni sonu bulacağız. Bunun için yeterince zamanımız var. Belki iki kişi yakalarız onları konuşturtmaya çalışırız."
Geriye yaslanıp bacak bacak üstüne attı. Maskesini yanına koyarken "Bizde çareler bitmez." Demesiyle neredeyse göz devirecektim. Ukala seni. At arabasını inceleyip lükslüğüne şaşırmadan edemedim.
"İvan mı ayarladı sence?"
Kafasını yana yatırıp benim gibi inceledi içerinin dekorunu. "Sanmam. İvan bu kadar lüks at arabası kiralamaz. Jane'nin işi gibi. Para harcamayı aramızda en çok o seviyor. Bazen onu zapt edemiyoruz."
Dedikleri oldukça komikti aslında. Hepsinin ailesini öğrenmiştim. Peki ya Chris? "Chris'in ailesi nasıl?"
Alaycı bir kahkaha attı. "Annesinin çiçeği Chris. Resella'nın ayağının dibinden asla ayrılmaz. Resella ne derse o. Asla annesinin sözünden çıkmaz. Üç tane kız kardeşi bir tane de abisi var. Abisi de orduda. Ama bizim tark 'ta değil. İkinci seviyede. Biz beşinci seviyeyiz. Kısacası Chris ne kadar cesur bir asker olsa da, gündelik hayatta pısırığın tekidir. Kendi kurallarının dışına çıktığında sanki kenardan Resella gelip ona kızacak gibi davranıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRENSESİN DÖNÜŞÜ -[DEK]
Fantasy|𝔇ö𝔯𝔱 𝔈𝔩𝔢𝔪𝔢𝔫𝔱 𝔎𝔯𝔞𝔩𝔩ığı 𝔖𝔢𝔯𝔦𝔰𝔦 1.𝔎𝔦𝔱𝔞𝔭| On yedi yaşında kendini toplumdan soyutlamış genç kız diğerlerine ne kadar tehlike arz edebilir? Kendine göre hayatını yaşarken, eve geldiğinde öğrendiği haber onu ne derece hayal kırı...