Bölüm-18

9.3K 582 18
                                    

Bu bölümü hikayesini  bayıla bayıla okuduğum , çok sevdiğim yazar ve arkadaşım olarak gördüğüm Cansu'ya ithaf ediyorum. ♥♥

Eyes On Fire, Blue Foundation

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eyes On Fire, Blue Foundation

Spiders, Raınne

Sabırla beklemem mi lazım yoksa?

●○●

BÖLÜM - 18

Başıma bir ağrı girince ellerimi başıma götürdüm.

*Anıların gelmeye başlıyor ufaklık. Sakinliğini koru ve korkma! Yakında her şey ortaya çıkacak ve ben senin yanında olacağım.*

Sephıre 'ın sesini duyunca rahat bir nefes aldım. Yataktan kalkıp halaçalmakta ısrarcı olan alarmı kapatıp yataktan kalktım. Banyoya girip soğuk suyuyüzüme vurunca beynime resmen şok dalgaları yayıldı. Gözlerim kıp kırmızı... Suyu yüzüme vurmaya devam ettim. Havluyla kurulayıp yeniden aynaya baktım. Değişim yok. İlerleyen dakikalarda belki düzelir. Dolabımdan siyah gömlek ve pantolonu alıp giyinmeye başladım. Ayakkabılarımı da giyip Elena 'nın yatağının önünde durdum. Uyanması için kolunu dürtmeye başladım.

"Elena uyan. Elena!" Tek gözünü açıp elimi iteledi. "Parmağını bir kere daha koluma dokundurursan, hiç hoş şeyler olmayacak." Yanındaki içme suyu hafiften oynamaya başlayınca kızımızı gerçekten sinirlenmiş. Hafif kıkırdayıp saçını okşadım.

"Sakin ol yapmıyorum! Senden bir şey isteyecektim?" Huysuzca yastığını kafasına gömdü. "Ne?"

"Siyah kravatın var mı?"

"Bende yok ama Lena'da var. Geçen yıl sınıflar arasında konuşmacı iken takmıştı. Karşıdaki sekiz çekmeceli krem rengi dolabın alta ki çekmecelerine göz at. Orada olması lazım."

"Sağ ol. Uykundan uyandırdığım için kusura bakma." Gözlerini devirip kapattı. "Uyandırdıktan sonra özür dilemenin bir anlamı yok canım. Hadi işini hallet sen."

Kafasını yastığa bastırıp kaşlarını çattı. Krem rengi dolabın en alt çekmecesini açıp baktığımda parfümler vardı, bir üstünde şampuanlar. Üçüncü dolaba geldiğimde aradığımı bulmuştum. Köşede siyah kravat bana adeta göz kırpıyordu. Alıp çekmeceyi kapattım. Boynuma atıp çok sıkı olmayacak şekilde bağladım. Saçımı atkuyruğu yapıp lastikle tutturdum. Çekmecemden siyah deri kayışlı olan bebeğimi alıp taktım. Saat dokuz buçuk olmuştu. Kraliçe Elenor'un bahçeye inmesine az kalmıştı. Odanın kapısını yavaşça açıp dışarıya çıktım.

Merdivenlerden inip çıkış kapısını açtım. Daraya hızla yürümeye başladım. Terlememem gerek! Yavaşlayıp ana kapıda durdum. Dakikalar geçtikte biraz daha sıkılıyordum. Hadi ama! Ayağım otomatik sallanırken duvara yaslandım.

PRENSESİN DÖNÜŞÜ -[DEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin