Hymn For Her, Ames
Goodbye, Amaya
Geçmişi geride bırakmak gerekiyormuş...
●○●
BÖLÜM - 28
Koca adam bozulsa da belli etmemeye çalışıyordu. "Sen kazandın ufaklık. Yardım edeyim mi?" Ayaklarımı işaret ederek gülümsedi. Ellerimi havaya kaldırıp sinirle gözlerine baktım. Sanki komik... Belki biraz yani. "Bir zahmet yani lütfen. Çünkü eğilemiyorum." Sağ olsun büyük bir zahmete girip ayakkabılarımı giydirdikten sonra ayağa kalktı. Annem beni almaya gelmeyecek miydi?
"Annem neden gelmedi? Sen geldiğin içinde mutluyum da bana öyle söylemişti?" Göz devirip koridoru işaret etti. "Kraliçeyle koridorda buluşacağız. Şimdi gidelim, annen her ne kadar sana kızmasa da kendisi bekletilmekten pek haz etmez. Benden sana küçük bir tavsiye."
Annem hakkında bir şey unutmam. "Unutmam da uçarak gitmemi beklemiyorsun herhalde? Aç bir zahmet kolunu, ayağımı sargının sıkılığından hareket ettiremiyorum!" Tekrar göz devirip yaslandığı duvardan ayrıldı. "Beklesen zaten soracaktım ufaklık!" Elimi sallayıp göz devirdim.
"Hadi! Hadi Aaron." Koluna girip yürümeye başladım diyecektim de diyemiyorum. Durup Aaron'a baktım. Gerçekten canımı acıtıyor. "Sargı zorluyor..." Gülerek bana döndü. "O zaman gel bakalım prenses."
Pek kucakta taşınmaya meraklı değilim ama mecburiyetten. Merdivenlerin sonuna geldiğimizde yemek salonunun kapısı açıktı. Aaron beni yere indirdi. "Yükünü bana ver Annabeth." Kafa salladım. Gerçekten ona minnettardım. "Tamam."
Elimi kolunun üstüne koyup sıkıca tuttum. Kalan son merdiveni dikkatli bir şekilde indik. Son merdivende ses çıkarmış olmalıyız ki annem arkasını dönünce göz göze geldik. Ayağa kalkıp yanıma geldi. Koluna girip elimi Aaron'un kolundan çektim. Koca adama bakıp iki gözümü kapatıp açtım. Sessiz bir teşekkürler demekti... Kapıdan geçince misafirlerimiz de ayağa kalktı. Küçük ama fark edilir bir reverans yaptım. Bu hareketim onları mutlu etmiş gibi gözüküyor. Ne yani diğerleri yapmıyor mu? Karşımda duran uzun boylu, mavi gözlü adam elini uzatıp gülümsedi.
"Ben Toprak Krallığının Kralı Richard. Tanıştığımıza çok memnun oldum Prenses." Boşta ki elini daha fazla bekletmemek için elini tutup sıktım. Yanında duran sarışın kadına bakıp gülümsedim. "Bende Kraliçe Selen. Ailemize hoş geldin. Yanımda gördüğün kişi de kızımız Prenses Dıana."
Prensese bakıp yeniden Kraliçe Selen'e döndüm. "Tanıştığımıza memnun oldum Kraliçe Selen. Beni zaten tanıyorsunuzdur Annabeth Bertilda."
Herkes yerine oturunca annem beni yanında ki boş sandalye'ye oturttu. Gözlerine baktığımda görülen bariz bir şey var. Tek kelime gurur. Gözlerinin içi parıldıyordu. Kraliçe Selen dizimi işaret gösterdi. "Dizinde bir problem mi var Annabeth?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRENSESİN DÖNÜŞÜ -[DEK]
Fantasia|𝔇ö𝔯𝔱 𝔈𝔩𝔢𝔪𝔢𝔫𝔱 𝔎𝔯𝔞𝔩𝔩ığı 𝔖𝔢𝔯𝔦𝔰𝔦 1.𝔎𝔦𝔱𝔞𝔭| On yedi yaşında kendini toplumdan soyutlamış genç kız diğerlerine ne kadar tehlike arz edebilir? Kendine göre hayatını yaşarken, eve geldiğinde öğrendiği haber onu ne derece hayal kırı...