Creature, Grace Gaustad
Grace, Breathe
●○●
BÖLÜM - 23
Onay aldıktan sonra ellerimi önümde birleştirdim. "Prenses olduğumu öğrenmiş olmam, hedeflerimi değiştireceğim anlamına gelmiyor bilmenizi istedim." Annem, sağ eliyle yüzünün önüne düşen saçları tek hamlede geriye atıp sinirli bir ses çıkardı.
"Eni sonu bu tartışmanın yaşanacağını biliyordum. Ama bu kadar yakın olacağını düşünmemiştim! Savaşçı olma isteği aklına neden ve nereden geldi?" Babam önümde diz çöküp konuşmaya başladı.
"Sen bizden sonra tahta geçecek kişisin. Varisimin savaşlara katılmasını doğru ve mantıklı bulmuyorum kızım." Çok işimiz var. "Hadi ama, bu benim kararım." Annem ayağa kalkıp elini omzuma koydu.
"Söyle bana kızım. Halk bir prensesleri olduğunu biliyor ve onun geri döndüğünü duyunca çok sevinecektir. Sen halkının yanında durup onları yönetmek varken neden ölüme gidesin? Bize bir şey olursa tahta kim geçer?"
Konuştukları mantıklı şeylerdi. Yoksa tabi ki de konuşmasının ortasına bodozlama dalardım. Kesinlikle şu an karşımda sinirli ve endişeli bir şekilde duran annemden korktuğum için uslu bir kız olup sustuğum söylenemez. Neden korkayım ki! Tamam, birazcık korktuğum söylenebilir. "Biraz zaman ver, tamam mı?"
Yüzünde oluşan çarpık gülümseme ile bazı gerçekleri kavradım. Anneme karşı çıkmanın yollarını ve tekniklerini bulmam ve geliştirmem gerekiyor. "Tamam istediğin zaman olsun." Kafa salladım. "Odam?"
"Kapının yanında kolunda kırmızı bant olan muhafıza söyle seni odana götürür."
"Teşekkür ederim." Kapıyı tık tıkayıp bir adım geri çekildim. Eh, kapının yüzüme çarpmasını istemem. Kapı açılınca dediği gibi kolunda kırmızı bantlı muhafıza baktım. Sağ ilerde bir muhafız ile konuşuyordu. Konuşmaları bölmek benim işim... Yanlarına doğru yürürken karşısında ki genç beni görünce ona işaret verdi. Kaş göz hareketleri yapınca çakasım geldi de neyse ki onu gönderdi. "Prenses?"
"Odama gitmek istiyorum."
"Hemen prenses. Lütfen beni takip edin!"
İleride ki merdivenlere doğru yürüdük. Önden gitmesi için arada biraz mesafe bırakmak için yavaş yavaş çıkıyordum. Koridorun sonunda olan büyük siyah renkte ki kapıya doğru ilerliyorduk. O oda benim mi! Kapının renginden dolayı şimdiden vücudum heyecan ve adrenalin pompalamaya başladı. Önüne gelince durduk. "Odanız burası prenses."
"Teşekkürler."
Reverans yapıp görevyerine gitmek için koşmaya başladı. Kapıya dönüp tek kapısını açtım. Siyahınyoğun olduğu kocaman oda ile karşı karşıya geldim. Babam gerçekten beni çok iyitanımış. İlk karşıma siyah gömülmüş bir dolap çıktı. Önünde de bordo ve siyahrenkte nevresimli, beyaz tabanlı bir yatak... Ah, çok güzel... Sağ tarafındakulelerin üstten siyah bir tablonun önünde koyulmuş, beyaz ve siyah renkleriniaynı yerde kullanan küçük aynalı bir dolap. İçeriye girip kapıyı kapattım. Sağtarafa döndüğümde neredeyse nutkum tutulacaktı. Bu kadar büyük ve muhteşemeşyalı bir odam olmamıştı. Dünyada kendi odamı ben dizayn etmedim. Yatağım ilebeş altı adım uzaklıkta olan masa ve sandalye takımı vardı. Bu takım da siyahve kahverengi tonları ile oluşturulmuştu. Belki eskiden babamın olabilirdi. Tamkarşısında ise siyah renkte olan u model deri koltuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRENSESİN DÖNÜŞÜ -[DEK]
Fantasy|𝔇ö𝔯𝔱 𝔈𝔩𝔢𝔪𝔢𝔫𝔱 𝔎𝔯𝔞𝔩𝔩ığı 𝔖𝔢𝔯𝔦𝔰𝔦 1.𝔎𝔦𝔱𝔞𝔭| On yedi yaşında kendini toplumdan soyutlamış genç kız diğerlerine ne kadar tehlike arz edebilir? Kendine göre hayatını yaşarken, eve geldiğinde öğrendiği haber onu ne derece hayal kırı...