Bölüm-24

9.4K 570 35
                                    

Anlayamazsın, Seksendört

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Anlayamazsın, Seksendört

Baksana Talihe, Göksel

●○●

BÖLÜM - 24

"Böyle davranmaya devam edersen seninle bir daha konuşmam Lena! Bana böyle yaklaşmanı istemiyorum. Ben yanında bir prenses değilim, arkadaşınım." Sırtını bana yaslayıp kafasını omzuma koydu. "Sen nasılsın?" 

"Şimdi daha iyi oldum. Çıkma teklifi etti mi? Detayları bilmek istiyorum!" Heyecanla kafasını kaldırdı. Bacağını diğer tarafa atıp bana döndü.

"Evet! Dün akşam bahçeye acil inmemi söyledi o sırada da sordu işte. Ama lanet kızlar her onu görüşlerinde ağızları bir karış bakıyorlar. Hani okulda başka tatlı, sempatik, anlayışlı, yakışıklı bir o kadar da zeki erkek yok mu da benim Benjamin'ime bakıyorlar."

Böylece Lena bana bu önemli ayrıntı verdiğin için teşekkür ederim...

"Bu saydıkların okulda başka kimde var olduğunu bilmediğim için cevapsız bırakıyorum. Kızlar biliyorlar mı?" Ellerini çırpıp kahkahalarını bıraktı. 

"Tabi ki de! Odaya çıktığım an söyledim." Arkadaşlarımın arasında sır olmaması gülümsememi genişletti. İlk defa güvenebileceğim sağlam köklü arkadaşlar edindim. "Ne güzel."

"Aileni buldun nasıl hissediyorsun?" Gözlerini hafifçe kaçırmasını göz ardı ederek kafa salladım.

"Koruyucu ailemin o gün açtığı yarayı gerçek ailemin kapatması çok garip bir şey. Garip yanı ne diye sorarsan; uzun yıllar yaşadığım ailemin rast gele üvey çocukları olduğumu öğrendiğimde adeta yıkılmıştım. Sonra buraya o yarayla gelip gerçek ailemi buluyorum. Beni bıraktıkları için onlara kızmam için bir sebep bile yok. Çünkü suçlusu onlar değiller. Prenses konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Hiçbir zaman odak noktası olmayı sevmedim. Şu an odak noktası olmayı bırak gözler üstümden çekilecek mi emin değilim." Ellerimi tutup sıktı.

"Tam olarak nasıl hissettiğini anlamadığımı düşünsen de az çok anlıyorum. Bizi tam olarak tanımıyorsun. Aileler konusundan bahsediyorum. Bende bu krallığın en iyi ticaretçisi olan Albert Mahone 'nin kızıyım. Babası tarafından sevgiye aç bir kız. Tek çocuk olduğum için dükkân benim evet, ama bana para ile mutluluk veriyor. Gerçi onun sevgisini annem kapatıyor. Sende Prenses Annabeth Salvatore'sun. Gerçi böyle söyleyince seninki daha da karmaşık gibi geldi." Gülerek kafamı iki yana salladım. Saat kaç? Bileğimi kaldırıp saate baktım. Ayağa kalktım.

"Derse geç kalmayalım hadi derse kızlar."

Birlikte çardaktan çıkıp sınıfa doğru yürümeye başladık. Kızlar bu prenses konusunu açmamaları beni hem mutlu etti hem de şüpheye düşürdü. Açmamaları sonsuza kadar susacakları anlamına gelmiyor değil mi? Of Annabeth sen ne zaman ailenden başkasına hesap verir oldun? Sınıf kapısından geçince cam kenarında ikinci sıraya oturdum. Elena yanıma gelip sırıttı.

PRENSESİN DÖNÜŞÜ -[DEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin