(Aşırı derece de mizah, aşk acı romantizm içerir. Bu kitapta her telden çalınıyor. Gülme garantili bir hikayedir. Bazen de aglatir. Okudugunuza pisman olmayacaginiz bu hikayemde beni yalniz birakmazsaniz sevinirim arkadaslar. Yorumlariniz ve begenileriniz bana yazma istegi verecegi icin lutfen bunu esirgemeyiniz...)
**
"Nerde o sığır."
"Mal yine denize gitmistir baba."
"Git lan getir buraya, valla öldürecem ben bu kızı!"
"Istersen denizde boğim kurtulak."
"Kes lan git al gel kardeşini."
Sofradan kalkan Hamdi babasının komutuyla evden çıkmıştı. Kızkardeşini nerde bulacağını çok iyi biliyordu. Evlerinden aşağı sokağın sonuna doğru yürüyüp denize inen merdivenlere yöneldi. Ikiyuz merdiven olduğu için inmeye üşenmiş, bu inişin birde çıkışı oldugu icin tepeden denizi taramaya başlamıştı. Uzun pazen bir etekle denize girmiş olan Nisan'ı görmek pekte zor değildi.
Nisan buraya taşındıklarından beri iki üç defa daha denize girmiş fakat yüzmeyi bir türlü öğrenememişti. Oturduklari yerin plajı genelde mahalleli ve yazlıkçılardan oluşuyordu. Daha 15 yaşında olduğu için insanlardan fazla çekinmiyor. Üstünde ne varsa öyle denize giriyordu. Deniz kenarında oturup güneşlenen gençler onu görmüş. Birbirlerine dirsek atıp dalga geçiyorlardı. Yüzmeyi bilmeyen Nisan, denizin en sığ tarafında kollarını kuma koymuş bacaklarını serbest bırakmış yüzer pozisyonda duruyordu. Gençlerin ona bakıp güldüğünü gördüğünde utanmış. "Yüzemiyorum diye dalga geçiyorlar" diye düşünmüştü. Hemen sonrasında aklına gelen fikirle elini havaya kaldırıp tekrar kuma indirmeye başladı. Kendince kulaç atıyor. Ayaklarinida eteğinin altından deli gibi çırpıyordu. Bunu gören gençler dayanamayıp dövüne, dövüne gülme krizine girmişlerdi. Onların güldüğünü görünce Nisan, daha da hırslanmıştı. Elleriyle kumda adımlamaya başlayıp, ayaklarını çırpmayı hızlandırdı.
"Sen yüzdüğünü mü sanıyon lan tipe bak!" Bir kahkaha patlarken Nisan, denizde oturup ona seslenen çocuğa kaşlarını çatarak baktı. 18-19 yaşlarındaki bu çocuğu görünce sinirlendi ama cevap vermedi. Okyanus mavisi gözleri denizde yanmış teni ve simsiyah saçlarıyla dünyanın sekizinci harikası gibiydi.
Kafasına inen bir cisimle irkildi.
"Nisaaaaan !"
Kafasına inen ikinci armutla sendeleyip yakındaki iskelenin arkasına sper almıştı. Merdivenlerin yarısına kadar inmiş olan abisi elinde tuttuğu olgunlaşmamış diğer armutları hedef alarak atmaya hazirlanirken tekrar bağırdı.
"Lan gelsene mal, babam çağırıyor!"
"Gelmicem lan sanane, ben yüzüyom."
Gençlerden bir kahkaha tufanı daha kopmuştu. Hamdi iyice sinirlenmişti. Ardı sıra salladığı sert armutları peş peşe iskeleye çarparken bir tanesi sert şekilde tekrar Nisan' in kafasına isabet gelmişti. Ağlamaya başlayan Nisan sinirlenip bağırdı.
"Kafamı yardın köpek! Hiç gelmicem görürsün."
"Tamam lan ben geliyom, şimdi ben sana yüzmeyi öğretcem!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KARIM
JugendliteraturSayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? " Evet." Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz. Hayıııır Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin desele...