MANYAK KARIM

İntikam

Ertesi sabah kapının çalmasıyla yatakta kıpırdandım geçen seneden kalma küçük gelen pijamamla kapıya yöneldim. Buzlu camlı demir kapıdan bunun Şennur olduğunu anlamıştım. Kapıyı sonuna kadar açtım.

"Günaydın."

"Içeri gel." Kapıda parmak arası terliklerini çıkarıp içeri girdi. Evde kimse yoktu. Üçlü kanepeye oturduk. Denize gitmek için hazırlanmıştı.

"Annenler nerde?"

"Bizimkiler pazarcı tezgahı açmaya gittiler."

"Iyi iste. Hadi denize gidelim."

"Yüzme bilmediğim için benimle dalga geçiyorlar. Oraya gidersem elimden bir kaza çıkabilir."

"Bir şey olmaz. Biz tenha bir yerden gireriz. "

"Olur o zaman

Odama doğru yöneldim oda pesimden  geldi. Dolaptan etek falan giymeye başlayınca şaşkınca yüzüme baktı. "Gerçekten bu babaannemden kalma eteği giyecekmisin?"

"Evet ne varmış."

"Ya çok güzel kızsında hiç kendine bakmıyosun."

"Aman sen bakiyosun da ne olmuş valla birazdan elbisen patlayacak diye korkuyorum." Esprisine söylemiştim ama biraz bozulduğunu gözlerinden anlayınca üzülmüştüm.

"Saka yapıyorum ya. Biraz patavatsizim ama kötü bir niyetim yok."

Anladım dercesine başını salladı.

"Istersen sana evden bikini getirebilirim."

"Olmaz! Ben giymem onu."

"Bari etek yerine başka bir şey giy.

Abimin eski bir bermudasini bulduğumda onu giymeye karar verdim. Ben üzerimi çıkarırken Şennur da imrenerek bana bakıyordu. "Kızım ne guzel fiziğin var. Bir mayokini giysen çok seksi olursun valla. Herkes sana bakar."

"Sacmalama da hadi gidelim."

****

Plaja indiğimizde Emir ve arkadaşları tam kadro denizdeydiler. Kızlı erkekli bir oyun oynuyorlardı. Kızlar bacaklarını A şeklinde açmış peş peşe dizilmişlerdi. Emir'in dalıp onların bacaklarının arasından nefessiz geçişini izledim. Nefes almak için suyun yüzüne çıkan Emir beni görmüş ona öldürücü bakışlarımı göndermiştim. Beni görünce sırıttı. Dişlerini dökmemek için kendimi zor tutuyordum. Biraz ötede olan ikinci iskelenin olduğu yere doğru yürüdük. Burada bol kayalik olduğu için fazla kimse gelmiyordu. Havlularımızı serip denize girdik. Artık denizin uzerinde korkusuzca durabiliyordum. Kulaçla yüzemesem de köpeklerin yüzdüğü gibi yüzebiliyordum. Şennur bunu bana öğretmişti. Biraz sonra bizim iskeleye doğru Emir ve arkadaşlarının yaklaştığını gördüm iskelenin kenarında tutunmuştum. Yine benimle uğraşmak için buraya geldiklerine emindim. İskelenin yanında ki küçük kayalıkta duran deniz kestaneleri gözüme çarptığında yaklaşan Emire bakıp haince güldüm. İskeleye çıkıp kestaneleri yere bıraktım. Emir en havalı haliyle iskeleye çıktığın da denize atladım oda hızlandırdığı adimlariyla koşarak iskeleden balıklama bir atlayış planlarken farkedemediği deniz kestaneleri ne basmış. Ayaklarına batan dikenler onu yere düşürmüştü. Poposuna da kestane battığında kasılan çeneme mani olamamıştım.

Ben kahkahalarla gülerken bana katil bakışlarını atıyordu. Dişlerinin arasından konuştu.

"Bunu ödeyeceksin."