Kapının zili çaldığın da Nisan ' lâ göz göze gelmislerdi. Kim bu gibisinden birbirlerine baktılar.
"Emir zil çalıyor. "
"Boşver, acmasak ta olur."
Zil defalarca çalarken Emir, bir türlü kipirdayamiyordu...
Emir bar taburesinden yere düşecek gibi sendeledigin de gözlerini aniden açmıştı. Ne oluyor gibisinden etrafa bakarken zil çalmaya devam ediyordu. Bar taburesin de uyuya kalmıştı. O an herseyin bir rüya olduğunu idrak edip adeta yıkılmıştı. Nisan yoktu. ..
Birden kapının çalmaya devam ettiğini hatırlayıp rüyanın etkisiyle Nisan olabileceğini düşünüp hızlı adımlarla kapıya yöneldi. Aynı rüyasında da olduğu gibi delikten baktı. Büyük bir hayal kırıklığıyla kapıyı açmıştı. Adil karşısında duruyordu. Ama her zamanki Adil değil gibiydi. Emir bunu hemen anlamıştı. İçeriye girmesi için geri çekildi. Adil içeriye girip kapıyı kapattı. "Emir gel söyle oturalim.
Emir hemen kötü bir şey olduğunu anlamıştı. "Seni aradım ama telefonunu açmadın. "
"Odada kalmış olmalı. Ne oldu ?" Bir şey mi var?"
Gel hafi söyle oturalim. "Hayır söyle ne oldu. Emir in içine adeta kara bulutlar çökmüştu.
"Baban seni aramış ama ulaşamamıs.""
"Emir' in sinirleri gerilmişti. "Adil ne oldu dedim!"
Adil Emir' in omuzlarından tutmuştu. Emir annen kalp krizi geçirmiş."
Emir' in adeta dünya üzerine yıkılmıştı. Adil ' in ses tonundan daha kötüsü olduğunu sezmisti. Adil' in yakasından tutmuştu. "Oldumu?"
"Adil gözlerini kaçırmışti. "Hayır, hastane de. Hadi gel hemen gidelim."
Emir' in çene kaslari gerilmiş gözleri dolmuştu. Gergin bir ses tonuyla tekrar sordu. "Adil öldü mü? "
Adil Emir' e sarılmıştı. "Evet kardeşim. Basın sağolsun. "
Emir dizlerinin üzerine çökmüştu. Adil de onunla beraber çökmüştu. Diyecek bir şey olmadığı için susmustu. Emir elini dizine koymuş başını da eline yaslamis bir vaziyette ağlarken Adil ne yapacağını bilemiyordu. Emir dişlerinin arasından," benim yüzümden? " dedi.
Adil onun sırtını sıvazlayıp, "Emir kendinde değilsin. "
Emir aniden yerinden kalkıp,"Annem nerede? Hemen gidelim," dedi.
Adil le beraber evden çıkmışlardı. Emir iyi olmadığı için Adil' in arabasına binmislerdi.
Hastaneye geldiklerin de Emir ve Adil sanki bir yere yetisecekmis gibi hızlı adımlarla hastaneye girdiler. İçeriye girdiklerini de tanıdık aile dostları ve akrabalar hastane de Emir' görür görmez yanına gelip baş sağlığı dilediler. Emir kimseye cevap verecek halde değildi Ne olduğuna kendisi bile anlam veremiyordu. Bu gerçek olabilirmiydi? Annesi gerçekten olmusmuydu. Onu görmeden bunu kabullenemiyordu. Bir kaç saat önce onu görmüştü. Şimdi nasıl olur da olmuş olabilirdi. Aklı bunu kabullenmek istemezken kalbi bambaşka bir acıyla kavruluyordu. Adil ile hastanenin en alt katına inmislerdi. Morg yazan bölüme girdiklerin de babası kapının önünde ağlıyordu. Emir' görünce yanına gelip ona sarıldı. "Emir, oğlum! "
Emir şoka girmiş gibiydi. Görevli morguna kapılarını açmıştı. Adil içeriye girmemisti. Emir içeriye girdiğin de morg görevlisi annesini gri buz dolabı gibi olan yerden çıkardı. Emir annesini gördüğün de hickirarak ağlamaya başlamıştı. Annesinin yüzünü oksadi. Onun uyandirabilecekmis gibi,"Anne! Anne! " Diye seslenmişti. Annesinin üzerine kapanıp bir müddet ağladı. Babası yanına gelip onu güçlükle annesinden koparmisti. Emir kendini küçük bir çocuk gibi güçsüz hissediyordu. Babası onu alıp morgdan çıkarmıştı...Ölüm.. Dünyanın en acı gerçeği karşısında da kim durabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KARIM
Novela JuvenilSayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? " Evet." Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz. Hayıııır Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin desele...