Emir'in karşımda durduğuna inanamıyordum. İmkansızdı...
Gözlerimi sıkıca yumup tekrar açtım ama hala oradaydı ve bana bakmıyordu bile.. Sanki beni hiç tanimiyormuscasına umurunda değildim. O eski Emir'den eser yok gibi bir hali vardi. O umursamaz tavir o capkin gulus ilk evlendigimiz zamandaki Emir geri donmus gibiydi. Saçlarını kısaltmısti. Gözlerinde anlamsız bir ifade vardı. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki kalp krizi falan geçirdiğimi düşünüp kalbimi tutmuştum. Beyninden tonlarca neden geçiyordu. Emir beni tanimiyormus gibiydi. Beni tamamen silmiş, unutmuş gibiydi. Varlığımı umursamiyordu. Peki neden hala bu okuldaydi. Neden burada benimle aynı sınıftaydı. Yaşadığımız herseyi unutacak kadar benden nefret ediyorsa neden gelmişti. Beynim allak bullak olmuştu. Midem bulanıyordu. Emir'i aniden görüşüm beni derinden sarsmıştı. Bedenim ve kalbim buna hazır değildi. Kendimi sakinleştirmek için derin nefes aldım... Sakinleşmek için ona bakmamaya karar vermiştim. Titreyen ellerimle önümdeki defteri açtım ve kalemi yalandan elime aldım. Hiç bir şey olmamis gibi ders anlatıyordu. Ama benim olduğum tarafa gelmedi. Bense önümdeki deftere gözyaşlarımı not ediyordum...Azap gibi geçen ders bitmişti. Herkes çıkarken Emir telefonuna bakıyordu. Kızlar etrafını sarmış bir şeyler soruyorlardı. Aniden bedenimi bir öfke kaplamisti. Gidip yakasina yapisip neden benden vazgectigini sormak istemistim. Bana en azindan bir aciklama borcluydu. Eskiden olsa dersin basinda bunu yapardim ama zaman ve çektiğim acilar beni degistirmisti. Benden vazgecmisti iste otesi yoktu. Ne soyleyecekti ki bana, belki de baskasina kaymisti gönlü.. Sonucta kizlar asla pesini birakmiyordu. Belki de Amerika da baska biriyle tanismisti. Bunlari dusunmek beni mahvediyordu. Daha fazla dayanamayıp sınıftan çıkmaya karar vermiştim.
Bedenim mıknatıs kuvvetiyle beni Emir'in yanına gitmeye zorlarken buna karşı koyabilmek için kendimi zorluyordum. Sınıftan çıkıp kendimi koridora atmıştım ki Uras'a çarpmamak için aniden durdum ve sendeledim. Bu sırada Uras beni kollarımdan düşmemem için tutmuştu.
"Az kalsın düşüyordum."
Uras, gülmüştü. "Merak etme, her düştüğünde ben seni tutmak için yanında olurum ."
Uras'ın kollarını çekmeye niyeti olmadığı için kollarimi ondan kurtarmak için "Sınıfta bir şey unutmuşum " deyiverip kollarimi çekmiştim. Sinifa girmek için arkamı döndüğüm de tanıdık bir kokuya çarpmıştı burnum. Gözlerimi bir an gayri ihtiyari kapamistim. Bir an sonra kendime gelip başımı kaldırdığım da Emir' in adeta ateş fışkıran gözleriyle karşılaşmıştım. Bir an dünya durmuştu sanki nefes almayi bile unutmuştum. Emir'in yanından geçip gidememistim. Mıh gibi olduğum yere cakilmistim adeta.
Ama Emir beni oracıkta bırakıp gitti. Hiç bir şey söylemeden koridor daki kalabalığa karışmıştı. Bense hala kendime gelememiştim. Uras yanima gelmişti.
"Nisan."
Uras'ın sesiyle gerçek dünyaya dönmüştüm. Artık Emir benim değildi. Kalbi de bana ait değildi. O bana aşkla bakan gozlerini ofke buruşmuştü. Neden bu kadar ofkeliydi. Beni bırakan kendisi olduğu halde nasıl bu kadar benden nefret edebiliyordu.
Uras tekrar "Nisan," dediğin de tamamen dünyaya dönmüştüm .Ama daha fazla dayanacak gücüm kalmamışti. Burada daha fazla duramazdim. Okuldan çıkmak için adımlarımızla hizlandirmistim. Uras ise peşimden geliyordu.
Okuldan çıktığım da beni kolumdan yakalamıştı. "Nisan nereye gidiyorsun?"
"Başım agriyo eve gidicem."
"Emir yüzünden mi?"
"Gitmek istiyorum işte."
"Ben seni bırakırım ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KARIM
Teen FictionSayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? " Evet." Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz. Hayıııır Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin desele...