Vedalaşma

12.2K 574 26
                                    

Bahçe de oturan Nisan Sennur'un gelmesini bekliyordu. Kendisinin hazırladığı kahveler ve marie belle markalı çikolataları tabağa koymustu.

 Kendisinin hazırladığı kahveler ve marie belle markalı çikolataları tabağa koymustu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sennur'un  bunlara bayılacağına emindi. Arkadaşı boğazına düşkün bir insandı. Onu tanıdığından beri kilo problemi vardı. Emir yurt dışından dönerken bol bolda çikolata getirmişti. Evin mutfağı  envai çeşit çikolatalarla doluydu.

Demir kapı açıldığın da Şennur kapıda göründü. Nisan ona doğru yaklaştığın da sarılmışlardı . Sonra sarılmış bir sekilde çardağın altına oturdular.

"Nisan çok özledim seni ya. Valla sıkıntıdan patlıyorum.

"Bende öyle."

"Sen yeni evlisin.  Niye sıkılasın ki. Yapacak cok şeyin var. " Şennur Nisan'a manalı manalı bakıp gülmüştü.  Nisan gözlerini kaydırmakla yetinmişti.

"Öyle mi diyosun? "

"Öyle değil mi? Yoksa hala bir şey yapmadınız mı?"

"Şennur lütfen sus. " Nisan utanmıştı. Kendini Emirle o konumda hayal bile etmek istemiyordu.

"Tamam tamam sustum. En yakın arkadaşına bile kapalı kutusun." Şennur biraz bozulmuştu ama Nisan'ın bu hallerine alışık olduğu için hemen toparlandı.

"Eee nasıl gidiyor. Kaynanan'la kavgalar başladımı ?"

"Evet, geçen gün saç baş birbirimize girdik. " Nisan bunu çok ciddi söylemişti.

" Ne! " Şennurun patlayacak gibi açılan gözleri onu eğlendirmeye yetmişti. Gülmeye başladığın da kaç haftadır icten bir sekilde gülmediğini farketmişti.

"Off Nisan, gerçek sandım bian kalbime indi. "

Nisan aslında arkadaşına gerçekleri söylemek istiyordu ama ona bile bu şekilde evlendiğini söylemekten utanıyordu. Sadece babasının başlık parası gibi bir saçmalık uydurup para kopardığını biliyordu.Ona acımasını istemiyordu. Eğer oda bu durumu bilirse artık onunla da içten bir sekilde gülmek imkansız hale gelirdi. O yüzden ona söylemek istememişti.

Demir kapının açılmasıyla Emir elinde mor ve pudra rengi iki valizle içeriye girmişti. Nisan şaşkınca elindeki valizlere bakarken Emir yanlarına gelmişti bile. Şennur'a hoş geldin dedikten sonra eğilip Nisan'ı  yanağından öptü.

"Bu valiz de neyin nesi?"

"Senin için aldım. Bu akşam dönüyoruz."

"Nereye?

"Istanbul'a tabiki."

Ben dönmüyordum ki. Onlar dönüyorlardı ben gidiyordum. Hiç bilmediğim bir şehire.

Mideme bir bıçak saplanmıştı sanki. Buradan ayrılacağımızı biliyordum ama bu kadar çabuk olacağını bilmiyordum. Neden üzülüyordum ki beni umursayan kim vardı. Sadece Şennur. Ailem aklıma gelmisti. Acaba ben gitsem üzülürlermiydi? Neden hala ailemi umursuyordum. Onlardan uzaklaşacağım için sevinmem gerekirken yine de içim bir tuhaf olmuştu.

MANYAK KARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin