Emir hızlı adımlarla evden çıkmıştı. Aslı haykirarak aglayisini evden çıkarken bile duyuyordu. Hızlı bir şekilde arabasına bindi. Arabayı çalıştırdığın da nereye gitmek istediğini bilmiyor gibiydi. Araba gitgide hizlanmisti ama o düşüncelerin de savrulurken ne kadar hızlı gittiğini bilincin de değildi. Solladıği arabalar korna çaldığın da ne kadar hızlı gittiğini anlayıp yavaşlamısti. Kendi kendine,"Nereye gidiyorum ben," Diye sordu. Nisan' a gidiyordu ama aslında onunla karşılaşmaya hazır değildi. Sonuçta onu yapmadığı bir şey yüzünden yargilamis onuruyla oynamıştı. Nisan' ı bir kez olsun dinlemeden ondan boşanmıştı. Ona hiç guvenmemisti. En çok güvendiği annesinin ona böyle bir oyun oynadığını hala inanamıyordu. Nisan' a yaptıkları için büyük bir vicdan azabı ve suçluluk duyuyordu. Nisan masumdu... Hemde hayatındaki herkesten daha masum.. Kalbine yenik düşüp Nisan' a ona inandığını söylemişti ama beynin den çıkmayan resimler ve insanların yalan beyanları bir türlü gözün de Nisan' ı aklamasına izin vermiyordu. . Şüphe insanı, bir ağacı içten içten kemiren bir tahtakurusu gibi bitiriyordu. Nisan dan binlerce yıl özür dilese yine de yetmezmiş gibi geliyordu. Nisan' in karşısına çıkacak bir halde olmadığı için eve gitmeye karar vermişti.
***
Emir eve girdiğin de kendine gelmek için hemen kıyafetlerini çıkarıp duşa girmişti.Ne kadar zamandır duştaydi unutmuş gibiydi. İçinde bir şeyler acele ile kostururken o durduğu yerde duruyordu. Artık elleri buruştuğun da banyo dan çıkmıştı. Gidip bir eşofman bir tsort giyinmişti. Tam giyinme odasın dan cikacakken "Nisan' a gideceğim, böyle gidemem" Diye söylenip geri döndü bir siyah tsort bir kot giyip tam odadan cikacakken, yeniden dönüp üzerini çıkardı ve çıkardığı esofman' ı geri giydi. Gidip yatağına uzanmıştı. Sırt üstü yatıp bir süre tavanı izlemişti. İçinde koşan atlılar yine rahat durmuyor gibiydi. Büyük bir huzursuzluk lâ kalkıp uzun koridordan geçip mutfağa gitti. Bir şeyler yemek için buzdolabının açtı ama stresten iştahı kesildiği için geri kapattı. Bar sandalyesine oturmustu. Nisan' in sulueti evde dolaşıyor gibiydi. Bir türlü onun hayalini gözlerinin önünden silemedigi için en sonunda hayal tatlı geldi ve bir süre oturduğu yerde gözlerini kapatıp Nisan' ı düşündü. Tüm benliği Nisan' lâ dolmuş gibiydi. Gözlerini açtığın da Nisan' in orada olmadığının farkına varınca bedenin de derin bir acı hissetmişti. Nisan' a gitmeliydi daha fazla dayanabilecek gibi değildi. Aşk' tüm benliğini sarmıştı. Kendi beynine ve kalbine hukmedemiyordu. Ne olursa olsun onu görmeliydi. Onu görünce kalbi sulha ereceğine söz vermişti adeta. Giyinme odasına gideceği sırada kapı çalmıştı. Ani bir refleks le kapıya yönelmişti. Tam kapıyı acacakken Aslı olabileceği aklına gelip delikten baktı. Nisan kapının önünde duruyordu. Ne yapacağını bilemez halde derin bir nefes alıp kapıyı açtı. Nisan içeriye bir kaç adım atmıştı. Emir olduğu yere mih gibi çakilmisti. Biraz sonra kendine gelip bir kaç adım geriye çekildi ve Nisan' a girmesi için yol verdi. Nisan içeriye yavaşça girdi. Emir kapıyı kapatıp Nisan' ın yanına gelip karşısında dikilmişti. Söyleyecek çok şeyi olmasına rağmen ağzından bir kelime çıkmıyordu. Nisan' da tıpkı onun gibi susuyor sadece Emir' in gözlerinin içine bakıyordu. Öyle bakıyordu ki Emir Nisan' in gözlerine bakarken kayboluyormus gibi hissediyordu. Herşeyini benliğini kaybediyor gibiydi. Bedeni Nisan' a doğru çekilirken ona doğru bir adım attı. Nisan hiç kipirdamiyordu.
"Nisan..."
Nisan, da Emir' e doğru bir adım atmıştı. Emir' in nefesi Nisan' in dudaklarına değiyordu. Nisan buraya çok şey söylemeye gelmişti ama şuan hiç bir şey söylemek istemiyordu. Sanki konuşsa bütün büyü bozulacak gibiydi.
Emir alnını Nisan' in alnına degdirmis gözlerini kapatmıştı. Hala hayal mi görüyordu yoksa tüm bunlar gercekmiydi, ayırt edemiyor du.
Nisan karşı koyamadigi duygularına kendini teslim edip Emir' in dudaklarına dudaklarını yavaşça degdirmisti.
Emir kalbinin hızla çarpmasına engel olamıyordu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atarken Nisan' ı tamamen bedenine çekip dudaklarının dudaklarının arasına almıştı...
Ne kadar zaman olmuştu farkında değillerdi. Nisan nefes nefese kalıp kendini geri çektiğin de Emir onu bir anda kucağına almıştı bile. Nisan' ı uzun koridordan yatak odasına taşırken burnuna ve dudaklarına öpücükler konduruyordu. Nisan'ın aklı bu sırada biraz başına gelmişti. Emir yatak odasının kapısını ayağıyla ittirmisti. Büyük geniş yatağa Nisan' ı yatırdı. Nisan' ı tekrar öpmek için egildiginde Nisan, onu göğsünden yavaşça dokunup durdurmustu.
Emir bir iki santim geri çekilip Nisan ' in gözlerine bakmıştı. Nisan, ama sen evlisin Emir," dedi.
"Hayır, Nisan ben yalnızca seninle evlendim. Ruhum yalnız sana ait."
"Ya bedenin?"
Emir yavaşça Nisa' ın yüzünde dudaklarını gezdiriyordu.
"Senin tenine degdigim günden sonra nasıl başka birine dokunabilirdim Nisan? Nasıl sevdiğimi gormuyormusun? Nasıl eriyip bittigimi? "
Emir tekrar Nisanin dudaklarına dokunmuştu. İncitmekten korkar gibi yavaşça öpüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KARIM
Novela JuvenilSayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? " Evet." Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz. Hayıııır Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin desele...