"Baston yutmuş gibi ne duruyon kız kapının önünde şu eşyalara yardım etsene."
Nisan Sevim'in dediklerini umursama dan yeni odasına gitmişti kitaplarını ve dolabını dizdikten sonra eski karyolaya mekan yatağı yerleştirdi.
Artık İstanbul daydı . En güzel ve en kara günlerine yaşadığı şehire geri dönmüştü. Ama tek değildi muhteşem ailesi de onunla Istanbul'a taşınmak istemişlerdi. Buranın pazarlarında daha iyi iş yapacaklarını düşünmüştü babası hem bir dul olarak Nisan'ı yalnız bırakmayacakti. Nisan onlarla Istanbul'a gelme fikrine karşı çıkmamıştı. Onun için pek bir sey fark etmeyecekti. Zaten hayatı cehennem gibiydi. Ailesi de bu cehennem deki zebaniler di. Hiç bir şeyden zevk almiyordu. Okulu bile bırakabilir di. Ama gururu buna el vermiyordu. Emir onu terk etmişti. Istememişti. O ise yaşamaya devam ediyordu ve etmeliydi. Emir de öyle yapıyordu sanki Nisan hiç yokmuş gibi onu bir defa bile aramamis Nisan onu milyonlarca kez arasa bile ulasamamisti. Son bir kez konuşmayı bile Nisan'a çok görmüştü. Onu bir hiç gibi boşamıştı. Hemde bir haber bile vermeden tek bir veda bile etmeden. Nisan bunları düşünürken ofkelendi. Emir hayatına devam ediyordu. Onu zerre kadar düşünmuyordu. Belki de onu hiç sevmemisti. Sevdim sanmıştı. Kalbinin sizlamasiyla Nisan'ın öfkesi acı ya dönüşmüştü.
"Ama ben seviyorum , cok seviyorum Allahım bana yardım et."
Nisan yatağına kapanmıştı. Aşktan kacamiyordu. Emir tekrar tüm benliğini doldurmuş tu. Onun gülüşü, dokunuşu, öpüşü.....
Gözlerinden damlayan yaşlar yastığı ni islatmisti. Emir'in olmaması onun tüm bedenine işkence cekiyormuscasina bir his veriyordu.
Dayanmalıydı. Başka bir çaresi yoktu devam etmeliydi. Hala yaşıyordu buna katlanmaliydi. 'Hayır bu kadar güçsüz olamam 'dedi kendi kendine ...
Kapı tiklanmisti. Nisan ses vermeyince de hafifçe açılmıştı. Uras Nisan'a seslendi.
"Nisan musaitmisin. "
"Evet gel."
"Uras aralık bıraktığı kapıyı tamamen acip içeri girdi. Nisan'ın yanına yataga oturdu . Etraf ta gozlerini gezdirmisti.
"Baya yerleşmişsin. Yardım edilecek bir şey varmı? "
"Hayır yok. Ben hallediyorum. "
"Yarın okula gelebilecekmisin"
"Evet."
"Ben seni alırım . Beraber gideriz."
"Gerek yok yakın zaten ben giderim. "
"Olmaz ben alırım seni. "
Nisan bir şey söylemedi. Uras'ın ısrar edeceğini biliyordu. Bunalım gibi gelen ruh sıkıntısı yine üzerindeydi . Uras bunu daha çok arttırıyordu. Uras'a müsade istercesine;
"Ben biraz uyumak istiyorum. Yarın görüşürüz. Dedi.
Uras, biraz bozulmuscasina başını salladı. "Tamam yarın gelir seni alırım.
"Olur."
Uras odadan çıkarken Nisan yataga kendini atmıştı bile. Hemen pikeyi üzerine çekip gozlerini yumdu.
**
"Emir."
Nisan Emir'i görünce çok şaşırmıştı. Emir ağacın altında oturuyor ama ona doğru bakmıyordu. Nisan Emir'é sesini duyurmak için olanca kuvvetiyle bağırıyordu ama sesi çıkmıyordu. Yerinden de kipirdayamiyordu. O sıra da Emir ona doğru bakmıştı. Nisan Emir'in onu görebildiği için adeta sevinçten ne yapacağını şaşırmıştı. Hala Emir'in yanına gidemiyordu. O anda arkasından gelen birini fark etti yanından geçen siyah saçlı kızı görünce Emir'in kendisine değil bu kıza baktığını fark etmişti. Emir, onu görmuyordu. Siyah saçlı kız gidip Emir'in yanına oturmuştu. Nisan çıldırmışcasına bağırdı.
"Emiiiiiiiirrr!"
"Ne oluyo kız sana manyak! Yine basladin Emir, Emir, diye bağırmaya!"
Nisan Sevim cadısı nin üzerindeki yorganı cekistirerek kendisini sarstığında farkedince kendine gelmişti. "Off rüya."
"Ya rüya, rüya sen Emir'i anca rüyanda görürsün artık. "
"Ya sen niye benim odama girdin?"
"Ne yapsaydım kız! Telefon zar zar zar! Bir yandan Emir, Emir bağırıyon sen insan da uykumu birakirsin kalk hangi okula mi hangi cehenneme mi gideceksin gitte ben de bir uyuya bileyim ."
"Gidip yatarmisin, şimdi seninle ugrasamayagim hiç sırası değil. "
"Aman be bende sana çok merakliydim ne halin varsa gör."
Sevim kapıdan çıkınca Nisan yataktan kalktı. Elini yüzünü yıkamak için banyoya gitti. İçersi doluydu kapıyı tıklatti. Biraz sonra Hamdi banyodan çıkmıştı. "Ulan banyo da bile rahat yok 5 dk bekleyemiyomusun hemen kapıya vuruyosun?"
Nisan, Hamdi'yi eliyle ittirip,"öf bi Çekil şuradan. " dedi. Hamdi deli der gibi el hareketi yapıp banyodan çıkmıştı. Nisan, banyoya girdi. Dişlerini fircalayip elini yüzünü yikamisti. Odası na dönüp siyah bir tsort ve altına da bir kot giymişti saçlarını tarayıp arkadan salaş bir şekilde bağlamıştı percemleri önüne düştü. Biraz sonra telefonu çaldı. Uras onu kapıda beklediğini söylemişti Nisan çantasını alıp çıktı.
Uras range rover 'à binmiş gayet cool tavırlar içinde Nisan'ı bekliyordu. Nisan arabaya binmişti. Uras "günaydın." Demişti.
Nisan 'da kuru bir gunaydin dedikten sonra okula gelene kadar daha konusmamıştı.
Okula girdiğin de tek düşündüğü yine Emir'di. Koridorda yürürken Emir'le burada gecirdikleri günleri kalbi sizlayarak hatırladı . Buradan koşarak kaçmak istemişti. Emir'le daha önce bulunduğu bir ortam da bile tekrar bulunmak Nisan'ı derinden sarsmıştı. Derin bir nefes alıp boğazında ki yumruyu yutkundu.
Uras' in sesiyle irkilmişti. Sinifa geldik Nisan. İyimisin?"
"Ahh, iyiyim, iyiyim ."
"Ben gidiyorum hadi gir sen. "
"Tamam görüşürüz."
Uras koridorda kaybolup giderken Nisan, sınıfa girmişti. Kendini iyi hissetmedigi için en öndeki sıraya hemen oturmuştu. Başına ağrı girdiği için başını iki elinin arasına aldı ve gozlerini kapattı. Baş ağrısının geçmesini bekliyordu. Bu sırada sınıfın kapısı kapanmıştı.
"Selam arkadaşlar. "Nisan duyduğu sesle adeta dehşete düşmüştü
.Bu ses! Hayır, hayır olamaz. Başını kaldırıp emin olmak istiyordu ama gozlerini açmaya korkuyordu. Yine aklı ona oyun oynuyordu. Buna emindi. Gerçek olamazdı.
Nisan bununla yuzlesmesi gerektiğini biliyordu. Hayalsede bir an önce gerçeğe donmeliydi. . Delirmeden kendine gelmeliydi artik. Cesaretini toplayıp korkarak başını kaldırdı ve yavaşça gözlerini açtı.
Emir tam karşısında masa da oturuyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KARIM
Novela JuvenilSayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? " Evet." Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz. Hayıııır Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin desele...