3 gün sonra..
Sayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz?
" Evet."
Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz.
Hayıııır
Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin deseler hayatta inanmazdım ama şimdi nikah masasında oturuyorduk.
"E.evet"
Hiç düşünmeden imzayı atan Emir'e baktım. Ne kadar da rahattı. Nasıl olsa gerçek bir evlilik olmayacağı için çok huzurlu görünüyordu. Bense bu saçmalığı kabul ettiğim için kendime lanetler okuyordum.
Ellerim titreyerek defteri imzaladım. Babamla göz göze geldiğimde yüzündeki memnuniyet ifadesinden tiksinmiştim. Annem ise her zamanki tepkisizligiyle karşımda duruyordu işte. Hamdi zekasızı ise benden kurtulduğu için mutluluktan uçuyordu.
Emir'in zorla aldığı beyaz vücudumu saran elbise, resmen beni boğuyordu. Emir ilk beni bu elbisenin içinde gördüğün de donup kalmıştı. Öyle bir bakmıştı ki kendimi hiç bir şey giymemiş gibi hissetmiştim. Ilk defa bir elbise giydiğim için çok rahatsızdım.
Nikâh şahidim Şennurdu. Emirin ise Adil.
Nikâh salonunda Benim ailemden başka kimse yoktu . Emir' in ailesi bu işten bihaberdi zaten.
Nikâh memuru evlilik cüzdanını bana uzattı.
*****
Emir' lerin yazlığının kapısında durmuştuk. Arabadan indiğim de yüksek duvarlara baktım. Koşarak kaçıp gitmek istiyordum. Bu sırada Emir yanıma gelip elimi tuttu.
"Ne yapıyorsun." Elimi çekmiştim.
"Ailem bizim bir aşk evliliği yaptığımızı bilmeli o yüzden onların yanında daha samimi görünmeliyiz."
Ses çıkarmadım. Elimi tutmasına müsaade ettim. Elim eline değdiğinde elektrik çarpması gibi bir şey olmuştu. Tuhaf hissetmiştim.
Kapıdan girmiştik. Harika bir bahçe ve bahcenin neredeyse yarısı büyüklüğün de bir havuz bizi karşılamıştı. Villanın yüksek ve geniş beyaz kapısından girmiştik. İçeriden konusma sesleri geliyordu. Salona doğru adımlarımızı atarken kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Emirlerin evini hep dışardan görmüştüm. Hiç içine girmemiştim. Bir de Emir le takılan birkaç kız anlatmıştı. Oradan biraz aşina gibiydim.
Ev çok ferah ve genişti. Duvarlar beyazdı. Yerler beyaz parkeydi. Girişteki büyük dresuar ayakkabılık dolabı ahsapti. İçeriye doğru ilerledik bacaklarım titriyordu. Biraz sonra yine beyaz olan kocaman koltuklarda oturan Bedrettin bey ve Aydan hanımı gormustum. Geri dönüp kaçmak istemiştim. Hem neden se çok büyük bir utangaçlık bütün bedenimi ele geçirmişti. Emir olmasa hareket edebilegimi pek sanmıyordum.
Salonun kapısında belirdigimiz de ilk olarak Emir'in annesi bizi görmüştü. Göz bebekleri yuvasından çıkacak gibi bize bakıyordu.
" Emir."
Emir elimi daha sıkı tuttu ve yanlarına yaklaştık. Karşılarında durduğumuz da anlamaz gözlerle bize bakıyorlardı. Aydan hanım gözlerimi derinize kenetlemis bir şekilde sordu?
"Emir, Bu kim oğlum?
"Tanıştırayım anne gelininiz. "
"Ne! Ne! neyimiz, neyimiz?"
"Dedim ya gelininiz.
Aydan hanım kızgın sesiyle; "Oğlum sen ne saçmalıyorsun? Sen sozlusun zaten. Hemen bu saçmalığı bitir. Bak Aslının kulağına gider falan.. Bu kızı da götür buradan hemen!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KARIM
Novela JuvenilSayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? " Evet." Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz. Hayıııır Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin desele...