"Bunu da attılar tekrar kafamıza. Nedir benim çilem bilmem ki. Ben bu kızdan kurtulamayacakmiyim tam evlendi kurtulduk dedik yeniden döndü."
"Ya bir sus karı yedin lan başımı . "
"Hadi ordan sende. Bana bak şu kıza bir koca bul ver gitsin dul sonuçta, başımıza bela açar. Mahalledeki oglanlar kapının önlerinden ayrılmıyor. "
"Lan sus dedim. Lan Hamdi, çağır lan Nisan'ı buraya."
"Ya baba o gerizekali yla uğraştırma beni şimdi çıkmaz odadan."
"Çağır dedim lan!"
Hamdi kalkıp Nisan'ın odasına gitmişti. Kapıyı açtığında kilitli olmadığına şaşırmıştı. Nisan yatakta yatıyordu. Yorganida kafasına tamamiyle çekmişti. Hamdi, gidip Nisan'ın üzerindeki yorganı çekti. "Nisan kalk babam seni çağırıyor. "
Nisan cevap vermemişti. "Lan kalkana. "
"Hamdi defol!"
"İyi lan babam buraya gelsin de üç saat kafanda konussun sen onu istiyosun. "
"Tamam sen çık geliyorum ."
Nisan üzerini değiştirdi. Bir pantolon bir tsort giyindi. Babası yine ne sacmalayacakti acaba okullar kapanali iki ay olmuştu. Nisan 3 ay yurtta kalmıştı. Okullar kapanınca babası yurdun kapısına gelmiş onu eve getirmişti. Nisan istanbulda kalmak istiyordu orada çalışıp bir ev tutacaktı, ama kiralar çok pahalıydı. Cüzdanın da kalan paralarla yurdun üç aylık parasini ödemişti. Emir'in ona aldığı yüzük ve kolyeyi ise asla bozdurmayacakti o yüzden tek çare babasıyla dönmekti. 2 aydir bu cehennemdeydi . Sevim hanim ve Hamdi iyice azitmisti. Ona evde nefes aldırmamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Nisan, öyle bir haldeydi ki onları bile umursayamiyordu. Emir yoktu... yapabileceği hiç bir şey yoktu. Zamanının cogunu yatakta geçiriyor ve Emir'le geçirdikleri zamanı hayalinde canlandırıp, istemsizce tebessüm ediyordu. Hep güzel şeyleri aklına getirmeye çalışıyordu. O malum günü düşünmek istemiyordu hiç olmamis gibi. Emir'le geçirdikleri son gece aklına geldiğinde hemen sonrasında Emir'in vurulusu, hastane ve gidişi bir şimşek gibi beyninde tekrar canlandiginda midesine tekrar sancılar giriyor, ayaklarını karnına çekip acıyı tüm bedeninde hissediyordu. Sonra ağzından hep aynı cümle dökülüyor, "Emir nerdesin!!!!! Dayanamıyorum! !!" Hickiriklar, bedenini sarsarken bu acıyı kendinden alması için Allah' a yalvarıyordu.
Nisan babasının oturduğu odaya yöneldi. Babası her zamanki atlet ve sortuyla masa da oturuyor karşısında da Sevim cadısı oturuyordu.
Nisan babasını n karşısında durmuştu. İmali bir şekilde,"beni emretmissin" dedi.
"Nisan, ukala ukala konuşma lan benimle."
"Ne istiyosun?"
"Geç otur." Kaşı ile karşısındaki sandalyeyi işaret etmişti. Nisan sandalyeye istemsizce oturdu. Salon la bitişik mutfakta ki masadalardi. Hamdi ise koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Lütfiye ise ona çay getirmişti. Lütfiye artık onlarla yaşıyordu. Nisan eve döndüğünde Lütfiye ve hafif şişmiş karniyla karşılaşmıştı. Nisan'ın babası Haydar'ı ikna etmiş ve imam nikahi kıymis kızı eve getirmişlerdi. Nisan Lütfiye'ye acisa da, bu yolu kendi seçtiği için kıza tek kelime bile etmemişti.
Sevim Nisan'a nefretle bakıyordu.
Nisan, babasına bakarak "eee ne diyeceksin de artık. "
"Kocan seni boşamış, postacı geldi az önce."
Nisan ona uzatilan kağıdı görünce şoka girmişti . Elini uzatmak istese de haraket edemiyordu. Sadece kağıda bakakalmisti. Nasıl boşanmışti mahkemeye bile gitmemislerdi. Daha Emir'i bile görememişti. İstemsizce masaya elini vurup başını iki yana sallamisti gözünden akan yaşlar birbirini kovalarken, "olamaz" dedi "Emir bana böyle bir şey yapmaz."
"Lan yapmış iste ahanda burada ispatı, belgeli. Yalan mı söyleyecem sana ben."
Nisan, titreyen eliyle kağıda uzandı.
Sevim, "Ne oldu Nisan hanim kibrinden burnun yere inmiyordu. Bak kocan koydu sana tekmeyi, attı seni bizim başımıza ama ben biliyordum böyle olacağını bunun gibi asiyle kim uğraşır, başımın belasi!"
Hamdi, bogurerek gülerken, agizindaki kurabiyeyi etrafa saçıyordu. "Lan Nisan, tam turnayi gözünden vurdun derken sırtından vuruldun ya la."
Nisan yavaşça masadan kalktı.
Babası, üzülme kız, başka kocaya veririm seni . Sana koca mi yok."
Nisan, normalde bu konuşulanlar tepkisiz kalmazdı fakat takati yoktu. Uzun uzun elindeki kağıda bakarken tek düşündüğü Emir'in gerçekten ondan vazgeçmiş olabileceğiydi. Neden?? Tüm duyuları kendini kapatmıştı adeta, bir robot gibi demir kapıya yaklaşıp kilidi açtı ve evden çıktı. Sonra koşmaya başladı. Nefesi kesilene kadar koştu. Sahile gelmişti dizlerinin üzerine düştü. Kendinde değildi. Bu nasıl acıydı böyle tüm ilikleri sızlıyordu. Kollarını karnına sarıp dizlerinin üzerinde oturur bir vaziyette hafifçe ileri geri sallanıyordu.
Birden omuzuna bir el degdigin de gözyaşlarının arasından gülümseyerek arkasını döndü. "Emir!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KARIM
Teen FictionSayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? " Evet." Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz. Hayıııır Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin desele...