Nisan gözlerini açtığın da florasan ışığı gözlerini yakmış, göz kapaklarini üç beş defa kirpistirip oyle açabilmişti. Uyku sarhosluguyla kendini boşlukta gibi hissediyordu. Ayağa kalkmak istediğinde kolundaki serum buna engel olmuştu. Kafası çok bulanıkti. Ne oldu bana böyle? Diye kendi kendine soylenirken hastane odasinda oldugunu farketti. Dyanılmaz bir acı midesine saplanmışti. Olanları hatırlamisti ve bu bir rüya değildi. Gerçeğin tam ortasındaydi. Emir vurulmustu. Belkide, belkide ölmüştü.
"Emir! Emiir! "
Ağzından sevdiği adamın ismi boğazını yakarak dudaklarından dökülmüş. Ellerini yüzüne kapamisti gözyaşları adeta sel gibi akıyordu. "Hayır, gerçek değil, değil! " Bir an sonra kendine geldiğinde kolundaki serum bandını hoyratça çıkardıktan sonra serumu çekip atmıştı. Hemen Emiri bulmalıydi. . Odanın kapısını acip koridora çıktı. Danışma masasini görünce adımlarını hizlandirmisti. Sarı platin saçlı kıza ağlayan gözleriyle sordu. "Emir, Emir iyi mi? "
Kız sakin rahat bir tavırla; "Sakin olun hanfendi hastanız varsa lutfen soyadını da soylermisiniz?"
"Emir ulusoy!"
Önündeki bilgisayardan baktıktan sonra Nisan' dönüp, "hastanız ameliyathanede."
Nisan tekrar midesinde şiddetli bir acıyla sordu, "ameliyathane nerede? "
"Dümdüz ilerleyin sagda"
Nisan kendini iyi hissetmese de ameliyathaneye doğru yürümeye başladı. Koridorun sonundan sağa dönünce Bedrettin bey ve Aydan Hanım'ı görmüştüm az ilerdeyse Kerim, duvara yaşlanmış bir şekilde duruyordu. Aydan hanım kendini kaybetmiş bir şekilde ağlarken Bedrettin bey de ona sarılmış yüzünde acı bir ifadeyle yere bakıyordu. Biraz daha ilerlediğimde Aydan hanım beni fark etmişti. Gözyaşlarını arasından bana kin ve nefretle baktı. "Senin ne işin var burada? Aşağılık! "
Bayılmak üzereydim dilimi hissetmiyordum buna rağmen zorla "Aydan hanım, ben.." diyebilmistim ki o sandalyesinden ayağa kalkıp bana saldırmaya kalkmıştı. Bedrettin bey, onu durdurmak için kollarını tutmuştu.
Kerim hemen yanıma geldi. Aydan hanım çıldırmış bir şekilde, "Oğlum senin yüzünden burada. Senin peşine taktığın aşığın yüzünden burada canıyla uğraşıyor. Hala hangi yüzle buraya geldin, defol! "
Ben sicim gibi akan göz yaşlarımı tutamıyordum. Aydan hanıma açıklama yapmak istemiştim ama dilim dönmüyordu. Kerim halimi anlamış olacak ki hemen kolumdan tutup beni oradan uzaklaştırmaya çalıştı.
"Emir'in hayatına girdiğin güne lanet olsun!! Defol dedim defooolll! "
Ben hıçkırıklarımın arasından Aydan hanım, lütfen burada kalayım, yalvarırım. " ilk defa ona yalvarıyordum ama o bana yine nefretle baktı.
"Git dedim istemiyorum seni! " Aydan hanim ağlama krizine girdiğinde Bedrettin bey onu sakinleştirmek için uğraşıyordu.
Kerim beni sürüklercesine oradan uzaklaştırdı.
Bahceye çıkıp bir banka oturmuştuk. "Emir'in son durumu nedir? Sen bir şey öğrenebildin mi? Ne olur söyle."
"Daha bir şey söylemediler Nisan ameliyat devam ediyor. Kurşunu çıkarmaya çalışıyorlar. "
"Üç kez ateş etti Haydar." Yeniden hıçkırıklara boğulmuştum
"Hayır sadece bir kurşun isabet etmiş. Hemen ameliyata aldılar. "
"Kahretsin Aydan hanım haklı hepsi benim yüzümden !"
"Nisan Emiri vuranı yakaladılar. Senin sözlün olduğunu söylemiş yakalandığında, namus meselesinden vurdum falan demiş. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANYAK KARIM
Teen FictionSayın Emir Ulusoy, Nisan Soydan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? " Evet." Sayın Nisan Soydan, Emir Ulusoy'u eş olarak kabul ediyormusunuz. Hayıııır Kalbim deli gibi çarparken hala bu olanlara inanamıyordum. Seneler önce bu adamla evleneceksin desele...