30.BÖLÜM

29.4K 1.8K 526
                                    

BEN GELDİİİİM...NASILSINIZ BAKALIM TATLIŞLARIM???BU GÜNKÜ FIRINIMIZDAN ÇIKAN TATLIMIZ SÜTLAÇ.LAMİA VE OĞUZUN PİRİNÇ VE SÜT GİBİ AŞKLARI YAVAŞ YAVAŞ TAM KIVAMINI ALMAYA BAŞLARKEN SİZDE BU HİKAYENİN BAŞ KAHRAMANI YANİ ŞEKERİ OLMAYA DEVAM EDİYORSUNUZ.HADİ O ZAMAN BEN ÇEKİLİYORUM VE SİZİ BU TATLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM...

İYİ OKUMALAR;

Oğuzdan ayrılıp hastaneye giderken yüzümdeki gülümsemenin tek bir sebebi vardı oda arkamda bıraktığım adamdı.Yüreğim kıpır kıpır midemdeki kelebekler inatla yerinde duramayıp ısrarla hareket halinde oradan oraya uçuşuyordu.Elimi kaldırıp kalbimin üzerine bastırdığımda parmağımda ışıldayarak kendini belli eden nesne dikkatimi çekti.Yüzük,yüzüğümü çıkarmayı unutmuştum.Adımlarımı durdurmadan yüzüğü parmağımdan çıkartım ve daha sonra çantamın içindeki gizli bölmeye bırakıp kaybolmasın diye de itinayla fermuarını çektim.Hastane bahçesinden içeri girdiğimde annemgil soğuğa aldırış etmeden kapının önünde beni bekliyorlardı.Hızla yanlarına giderek her ikisine de sarıldım,en son eylül ayında görmüştüm ve her ne kadar sık sık telefonla görüşsek de yinede özlemiştim onları.Yengemin son zamanlarda sıkıntılı geçen hamileliğinden dolayı yanıma uğrayamadıkları gibi bende başımdaki beladan mütevellit gelememiştim yanlarına.Annemden ayrıldıktan sonra hemen buraya geliş nedenimi sordum.

"Anne yengem,yeğenim..."

"Çok şükür yengen kurtuldu,yeğeninde sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi."Heyecanla ufak bir çığlık atıp daha sonra etrafa bakınarak elimi ağzıma kapattım.Halasının paşası evimizin neşesi olacak ufaklık nihayet aramıza katılmıştı.

"Eee junior Levent'i gördünüz mü peki?"

"O da ne kız?"Dediğinde anneme güldüm.Babamın koluna girip ikisini de hastaneye çekiştirirken bir yandan açıklama yapmaya başladım.

"Küçük Levent yani ağabeyimin kopyasını gördün mü demek istedim."

"Yok göremedik,yeni doğum yaptığı için daha odaya almadılar."

"Ağabeyim...o nerede peki?"

"Deli dana gibi ortalıkta dolanıp duruyor.Gel biraz hava al sakinleş dedik doğumhanenin önünden ayıramadık beyefendiyi."Babam gülerken annem söylenip duruyordu.

"Böyle konuşma hatun,siz içeride bir doğururken biz dışarıda size bir şey olacak diye dokuz doğuruyoruz.Sonuçta ömrüm dediğim,canımın bir parçasını dünyaya getirmek için canı yanarken öylece beklemek çok zor bizim için."Dediğinde babamın muhabbetle anneme bakışına takıldı gözlerim.Ağlamaklı olmuş hareleri o günlere gitmişcesine ıslanmıştı.

"İşte o günde böyle sulanmıştı gözlerin,eğer annemgil yanımızda olmasa hüngür hüngür ağlayacaktın neredeyse."Annem bu sözlerin ardından kıkırdarken babamın biraz önceki duygusallığı gitmiş gülerek Melek sultana bakıyordu.Yıllar geçse de bitmeyen sevgi böyle oluyordu demek ki hala aynı şekilde aşkla bakmakta.Aklım bu sahneye karşılık hemen Oğuza kaydı.Ne demişti bana sol yanım,bizde anne babam gibi yıllar geçse de böyle sevgiyle bakar mıydık bir birimize yıllar geçse de onun sol yanı olarak kalır mıydım acaba?Derin bir nefes alıp düşüncelerimi dolduran adamı alarak en kuytuya,en özel yere sakladım.

"Ne yapayım dünyaları verdin bana önce aslan gibi oğul,ardından bu tatlı prensesimle babalık duygusunu yaşamamı sağladın Meleğim."

Babam beni kendine çekip anlıma öpücük kondururken bende beklemeden beline sarıldım.

"Sende benim ulu çınarımsın babam,yıllar geçtikçe gölgesini daha çok daha çok sığındığım koca yürekli adamsın seni çok seviyorum."Beraber nihayet doğumhanenin önüne geldiğimizde ağabeyim koltukta oturmuş karşısındaki duvara bakıp sırıtıyordu.Hızla babamın kollarından çıkarak ona doğru koştum.

Derdimin Dermanı Ol(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin