55.BÖLÜM

22.9K 1.5K 371
                                    

BİLMEM KAÇ KEZ YAZIP SİLDİĞİM BÖLÜMLE SİZLERLEYİM.HİÇ BİR BÖLÜME BU KADAR ZORLANDIĞIMI HATIRLAMIYORUM.KAÇ KERE BAŞINA GEÇTİM KAÇ KERE OLMUYOR YAZAMIYORUM DİYE KALKTIM...NEYSE ÇOK ŞÜKÜR Kİ BİTİRDİM...BU BÖLÜMÜ OY VE YORUMLARINI ESİRGEMEYEN O TATLI OKUYUCULARA İTHAF EDİYORUM...SEVİLİYORSUNUZ...

Gelen uğultu aklımı toparladığımda anlam kazanırken çocukların çoğu bu Elif değil mi bak buda babası ve babaannesi diye aralarında konuşmaya başlamışlardı.Hatta daha fazlası bile vardı. Enes öğretmenim nişanlanmış parmağında yüzük vardı diyerek tahtayı işaret etmişti.Artık göz yaşlarım dinmiş yüzüm yanmaya başlamıştı.Elifin yanında dile getiremediğim şeyler şimdi tüm sınıfın  gözleri önüne dökülmüştü.Hemen boğazımı temizleyip çocuklara döndüm.Açıkçası tam olarak ne diyeceğimi bilmiyordum.Tamam Oğuzla nişanlanmam saklanacak bir şey değildi ama yinede çekinmiştim çocuklarımdan.

"Evet çocuklar."Deyip elimle yüzümü havalandırdım.Eminim kıpkırmızı olmuştum.

"Usb nin içerisinde film yokmuş.Hadi resim defterlerinizi çıkartın bakalım."Onlar dediğimi yaparken bende beklemeden bilgisayardan usbyi çıkarttım.Ekran silinirken elimdeki küçük şeye bakıp tebessüm etmeden kendimi alamadım.Hulkumun içinden öyle biri çıkıyordu ki bazen ben bile onu tanıyamıyordum.Dev cüssesinin içerisinde kocamanda yüreği vardı benim yarimin.Yüzümde koruduğum tebessümle Usb çantamın fermuarlı gözüne itinayla bırakırken sınıf kapısı çalmıştı bu sefer.Çocuklarla beraber dikkatim o yönde kaydığında beklemeden gel diye seslendim.

"Ahmet otur bakayım yerine gel diye sana seslenmedim."Deyip meraklı ufaklığı yerine oturturken ikinci bir şokla karşı karşıya gelmiştim.Kapının arkasından elinde çiçekle içeri genç bir çocuk girmişti.

"Lamia Kösedağ."

"Evet benim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Evet benim."Dediğimde çocuk iyice yaklaşıp ve kucak dolusu kırmızı gülleri bana uzattı.Kaşlarım havada kokusu burnuma dolan çiçekleri ellerime aldığımda çocukta baş selamı vererek sınıftan çıkmıştı.İkinci bir uğultu sınıfı yeniden doldurduğunda artık bir an önce zilin çalmasını istiyordum çünkü gelen çiçeklerle bende dersten tamamen kopmuştum.

"Çocuklar tamam sessiz."Onlar tekrar resimlerine dönerken bende çiçeğin içerisine baktım.Ne bir kart nede ufak bir not vardı üzerinde.Dikkatimi çeken tek şeyse kırmızının gülün yoğun olduğu demetin arasında bir tane beyaz gülün oluşuydu...

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Derin bir soluk aldım.Sanki onu ilk kez görecekmişim gibi kalbim yine ağzımdan çıkacak gibi atıyordu.Mineyle ,Elifi eve bırakmış üzerimi değiştirdikten sonra direk hastaneye gelmiştim.O iki işbirlikçiye eve gidince soracaktım yaptıklarını.Nasılda hiç bir şey sezdirmeden Oğuzun hazırladığı sürprizi izletmişlerdi.Birde çiçekler olayı vardı.Onuda odamdaki çalışma masasının üzerine bırakmıştım.İsteme günü gelen çiçeklerim Ankara da kalmıştı ama buradakini istediğim gibi kurutabilirdim.Hem bu daha özeldi.İlk kez ondan çiçek alıyordum sonuçta.Daha fazla düşünmeyi kesip kapıyı araladım.Oğuz uyuyor muydu bilmiyorum ama koluyla gözlerini kapatmış öylece duruyordu ve içeri giren kim diye merak edip bakmıyordu bile.Acaba beni annem mi sanmıştı?Yavaş adımlarla ona tamamen yaklaştığımda önce alnındaki kolu düştü ardından yavaş bir şekilde gözleri gözlerimi buldu.Artık tamamen baş ucundaydım ve şu an öyle yoğun öyle aşkla bakıyordu ki elimi kolumu nereye koyacağımı bilememiştim.

Derdimin Dermanı Ol(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin