NASILSINIZ BENİM TATLI OKUYUCULARIM GÖRÜŞEMEDİĞİMİZ BU BİR HAFTA İÇERİSİNDE AFİYETTESİNİZDİR İNŞALLAH...BU GÜN DERDİMİN DERMANI OL FIRINI SULTAN SARMASI İLE KARŞINIZDA...BU TATLININ EN GÜZEL YANI Kİ BU SİZ OLUYORSUNUZ İÇERİSİNDEKİ KREM ŞANTİ DIŞINDAKİ KAKAO İSE YİNE SİZİNLE VAR OLAN HİKAYEM...ŞİMDİ BU GÜZEL TADI BOZMADAN,FAZLADA UZATMADAN SİZİ YENİ BÖLÜMLE BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM...
İYİ OKUMALAR;
Tam iki gün geçmişti Oğuz bey iki gündür eve uğramadığı gibi sadece bir kere aramış benden gerekli yüzü bulamayınca konuşmasını kısa keserek daha sonra kapatmak zorunda kalmıştı.Hak ediyordu çünkü gelmeyeceğini iş arkadaşlarından değil kendisinin söylemesi daha sonra iyi olduğuna dair bizi sürekli bilgilendirmesi gerekiyordu.Ne, nerede olduğunu nede ne durumda olduğundan bi haber iki gündür iyiyim beni merak etmeyin sözüne dayanarak sabırla bekledik.Elif ise bu iki gün içerisinde iyice ümitsizliğe kapılmış minik yüzü her babasını sorduğunda daha çok asılmıştı.Kızmıştım Oğuza ama bu kızgınlığım onu bu sabah perişan halde gördükten sonra tamamen değişmişti.Şimdiyse yorgunluğu göz altlarına morluk olarak yerleşmiş,bitkin hali ile omuzları çökmüştü.Eee ben şimdi nasıl kıyıp da onu sinemaya götürmeye bize biraz olsun vakit ayırmaya ikna edecektim peki?
"Nasılmış benim prensesim?"Dediğinde Elifin babasına sıkıca sarılması onu ne çok özlediğini görmem beynim içerisinde tilkileri dolandırırken her bir kuyruğu cin fikirlerimi gıdıklıyordu.İkili sarılmayı bırakıp Oğuzun bakışları bana kaydığında hemen onlarda olan gözlerimi çekip önümde duran kahvaltı tabağına çevirdim.Sanırım ne yapmam gerektiğini bulmuş bu iki günlük sorumsuzluğunun acısını sinemaya gidiş bileti olarak kullanacaktım.
"Lamia sen nasılsın?"Hala duruşumu bozmadan kısa bir cevap vermemin iyi olacağını düşünerek konuştum.
"İyiyim."
"Ne yaptınız bensiz bu iki günde peki?"
"Aynı ev ve okul arası mekik dokuduk,başka ne yapabiliriz ki?"Dediğimde masadaki gergin hava buz kütlesi olarak herkesin tabağına teker teker düştü.Hacer teyze rahatsız olmuş bir şekilde yerinde kıpırdanırken Elif sessizce önündeki kahvaltısıyla meşguldü.Bense sadece ikisine bakıp Oğuzu es geçerek çayımdan bir yudum aldım.
"Elif hadi kalkalım tatlım Ufuk amcan gelmiştir."
"Bugün ben götüreceğim sizi Ufuk gelmeyecek."Dedi dişlerinin arasından.Onun sert çıkan ses tonunu duymamazlıktan gelip masadan kalktım bunu yaparken Elifi'de yanıma aldım.Bu ikisiyle konuşup Oğuzu ikna etmem için bana destek olmaları gerekiyordu.Böylelikle Hacer teyze gerilmez Elifte bana yardımcı olarak babasını daha kolay ikna etmemi sağlayabilirdi.Miniğimin odasına girdiğimizde hemen dizlerimin üzerine çöküp aynı boya geldim onunla.
"Tatlım seninle bir şey konuşacağım ama bundan babanın haberi olmayacak anlaştık mı?"Elif başını olumlu anlamda sallayınca kucakladığım gibi yatağına oturdum.
"Hala sinemaya gitmeyi istiyorsun değil mi?"
"Hıhı istiyorum öğretmenim."
"Güzel bak o zaman seninle şöyle yapacağız..."Ben konuşup yapacaklarımızı anladıkça Elif minik başıyla beni onayladı.Ondan çok fazla bir şey değil her zaman olduğu gibi babasıyla daha çok vakit geçirmesini dile getirmiş bunu yaparken de biraz baskı birazda doğal halini daha çok ortaya yani masumluğunu konuşturmasını istedim.
"Tamam öğretmenim."Sıkıca sarılıp sesli şekilde yanaklarından öptüm.Bunu yaparken kıkırdayıp daha çok sokulmuştu minik bedeni.Onun bu hali içimi parçalıyordu çünkü anne sevgisine aç olduğunu görmemek elde değildi.Bende Elif'in bu davranışına istinaden içimde ona beslediğim sevgiyi göstermeden geri kalmıyor,çocuk sevgisiyle dolu olan kalbim Elifin bu masum haliyle daha da büyüyordu ve annesi olmasam da ona karşı olan sevgim farklı boyut alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derdimin Dermanı Ol(Tamamlandı)
SpiritualSpiritüel#1 Hiç bilmediği şehirde ilk görevini icra eden Lamia'nın başından geçen biraz komik,biraz hüzünlü hikayesi anlatılmaktadır.Çocuklara çok düşkün, işini özveriyle yapan kızımız ilk atandığı okulda başlar olaylar.Zamanla öğrencilerini tanır v...