29.BÖLÜM

28.7K 1.8K 638
                                    

DERDİMİN DERMANI OL FIRININDAN BU HAFTA SİZLERİ BÜLBÜL YUVASI İLE KARŞILIYORUM...HAMURUN İÇERİSİNDEKİ ÜÇ FINDIK OĞUZ,ELİF VE LAMİAYI TEMSİL EDERKEN SİZDE BU TATLININ ŞERBETİSİNİZ...HADİ HEP BERABER BU GÜZEL GÖRÜNTÜNÜN UUUUPUZUN BÖLÜMÜN TADINI ÇIKARALIM NE DERSİNİZ???

İYİ OKUMALAR...

OĞUZ'UN AĞZINDAN;

Onun olmadığı yere baktığımda hissettiğim acının tarifi yoktu.Biri eliyle kalbimi var gücüyle sıkıyor daha sonra acısını hatırlatmak için tekrar serbest bırakıyordu.Ne zaman seninle nefes almaya başlamıştım ben?Ne zaman bu kalbe hükmedip varlığınla bu kadar alıştırdın beni kendine?Şimdi ben sensiz ne yapacağım ey karanlığıma doğan güneş?Sende beni bırakırsan çürümeye yüz tutmuş gönlümdeki tohumlar yeni yeni filizlenip yağmurunla büyürken susuzluğunla ölüme mi terk edeceksin?Yok yok bu defa izin vermeyecek,ruhunun güzelliğine sevda yıldızı diye tutunduğum kızın ellerimden kayıp gitmesine müsaade etmeyecektim.

Derin bir nefes alıp olduğum yerde dikleştim.Etrafıma alıcı gözle bakıp kapıda beklemesini söylediğim Aliye odaklandım.Ona burada durma emrini verdiğim halde ortalıkta görülmemesi sinirimi tetiklemişti.Umarım nereye gittiğini biliyordur yoksa...Eğer bu sorumsuz davranışının sonunda Lamia'ya bir şey olacak olursa onu elimden çok sevdiğim halde kimse alamazdı.

Koridorun sonuna etrafa bakınarak geniş alana geçtiğimde Ali,Ufuk ve yanlarında Lamia'ya ile birlikte bir kaç kez gördüğüm kızla bana doğru geliyorlardı.Adımlarımı biraz daha serileştirip onların tam önünde durduğumda Ufuk kaşlarını çatmış yüzüme bakıyordu.

"Devrem iyi misin??"Ufuk'un sorusunu es geçip konunun muhatap'ına yöneldim.

"Ali Lamia yengen nerede?"

"Amirim Ufuk komiserim çağırınca ben kapıdan ayrılmak zorunda kaldım.En son yengeyi de sizin yanınızda gördüm sonrası bende yok."Dediğinde bakışlarım ikisinin arasında gidip geliyordu.

"Ben sana dışarıda bekle diye boşuna mı söyledim Ali??Lamia ortalıkta yok ve en az sizde benim kadar başının ne denli belada olduğunu biliyorsunuz."Ben bu iki aptal herife bağırırken gelen alkış sesi ile yönümüzü Lamia'nın arkadaşına çevirdik.Gözlerini kısmış,yüzünde aşağılayıcı bir ifade ile bir adım atarak yanıma yaklaştı.

"Tebrik ederim seni Oğuz amirim...Nihayet kızı kaçırmayı başardın."

"Kızım bi sussana sen içeride yeterince konuşmadın mı?"

"Sen sus asıl!Bana bakın eğer arkadaşım bir daha buraya gelmez dediği gibi istifasını verip Ankara dönerse..."Elini havaya kaldırıp işaret parmağını çevirmeye başladı.

"Tüm emniyeti başınıza yıkarım."Dediğinde,takıldığım iki kelime vardı istifa -Ankara.

"Sen neden bahsediyorsun?"Kız sorumun üzerine kaşlarını çatarak havada olana parmağını bu sefer bana doğru çevirdi.

"Lamia'nın sırf sen eve dön,kızın tekrar hastalanmasın diye kendinden taviz vermesinden en çok sevdiği işinden vazgeçmeyi bile düşündüğünden hatta Ankara'ya bir daha dönmemek üzere gideceğinden bahsediyorum."Diye sonlara doğru sesini yükselttiğinde onu susturan Ufuk'un koluna asılması oldu ama bu onu durdurmadı kolunu hırsla çekip öfkeyle kaldığı yerden devam etti.

"Sakın bir daha bana dokunayım deme seni pişman ederim ve sen akıllı diye geçinen ama aslı arkası olmayan beyefendi niye ondan uzaklaşmak yerine biraz olsun anmaya çalışmadın.Neden ondan kaçmak yerine destek olup yanında olduğunu belirtmedin.Bu kadar mı kör etti seni kıskançlık bu kadar mı bastırdı sevdanı ona karşı öfken?"Dediğinde beynimde oluşan sesler yankılanıp birbirine karışarak tek bir noktada doğru kelimeyi fısıldıyordu.Lamia gidiyordu.Hem de onu çok kırmama rağmen yine beni, bizi düşünerek gidiyordu.

Derdimin Dermanı Ol(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin