Selamun aleykum,
İyi okumalar.
Bölüm başlarında yazdığım sözler okuduğum şeylerden yaptığım alıntılardır. Bazen de bir şarkı sözü...
[7.Bölüm)
"Bu bir aşk hikayesi değil,bu aşkı anlatan bir hikaye."
Tüm yazımı Nil ve Tunahan ile geçirmiştim.İkisi de eskisi gibi davranıyorlardı.Olmamış sayıyorduk olanları ki benim onlara bir teşekkür borcum var gibi görünüyordu.Tuna'nın bazen dalıp gitmeleri dışında bir sorun yok gibiydi.Bize ne olduğunu söylemeyi reddediyordu. Bazı telefon görüşmelerinde sonra rahatlamış bir yüz ifadesiyle dönüyordu yanımıza ama bazı şeylerin istediği gibi gitmediği belli oluyordu.
Yavuz abi sadece bir hafta gelip burada kalmış ve sonra geri dönmüştü İstanbul'a. O gizemli odasında takılmıştı.En son küçükken girmiştim odasına.Tuna ile sürekli kavga ediyorlardı bu yüzden.Tuna gizlice odasına girmeye çalışıyordu.
O odanın tek sırrı içinde barındırdı kucak dolusu bir kutuymuş. Çok sonradan öğreneceğim...
Yengem gerçekten de annemin anlattığı gibi Yavuz abi için kız arayışına girmişti.Yavuz abinin böyle bir girişimde bulunmadığından yakınıp duruyordu aynı zamanda da.Bu konuya hiç bulaşmayıp Nil gibi bir kenardan sessizce izliyordum genelde.Bazen kız resmi gösterdiğinde Nil ile gidip bakıyorduk ama Tuna bu kadar darlamanın doğru olmadığını söylüyordu.Abisinin mesleğiyle ilgili olan kaygılarında bahsediyordu.
"Abim mesleğinin başına geçip,iyi bir yer edindikten sonra ancak bu konuyu düşüneceğini söylüyor, bu ısrar neden anne ?"
Bunun karşılığı yengemden yalandan kaldırılan bir terlik olan, asla fırlatılmayan olan o terlik...Yengem çocuklarına kıyamazdı .Her zaman onlara anlayışla yaklaşır ve onların istediği şekilde şekillenirdi yapacakları.Demek ki bu konuda bunu sağlayamıyordu.
"Yaşı geldiği için üstüne düşüyor olabilir miyim ?" diye sızlandı yengem.
"Hem onun bir sevgilisi vardı zaten .Sen onu darlayana kadar onlar mutluydu anne.Kızı terk etti. Olur da kızı fark edip nikah masasına gönderirsin diye..."
Yengem doğru söyleyip söylemediğini tartıyordu.Tuna yalan söylemezdi.Bunu biliyordum.Nil soluğu onun yanında aldı."Sen bunu biliyordun ve bana anlatmadın ha?Sen bittin çocuk ." deyip tehdit etti.Onu annesine gambazlayacağını anladığında Tuna onun ağzını kapattı.
Annesine telefonundan bir şey açıp gösterdi.Annem de görüyordu."Güzel de kızmış ." dedi.
"Sayende ayrıldılar ."dedi Tuna .Tuna bundan dolayı üzgün de durmuyordu.Ayrıldıklarına sevindiğini yüzünden okuyabilirdiniz ama annesine karşı kazanmış olması bu hikayeyi sevdiğini gösteriyordu.Onu tanıyordum.
Nil bizi zorla odasına soktu.Tüm hikayeyi dinlemek istiyormuş.Geçen yıl olmuş bu olay.Kız abisinin peşinden koşuyormuş falan.Sonra şans vermişler birbirine ama bazı şeyler yürümemiş .Kız çok kıskançmış ve Yavuz abi güzel bir şekilde ayrılmış ondan.Nil abisinin doğum gününde çekilen birbirine sarılmış halde olan çiftin resmini irdeledi.
"Fısmirik hiç de çaktırmıyordu.Demek sevgili yapmış ha ?"
Gerçekten de içinde yaşıyordu.Onu dışarıdan çözmek zordu,onu çözemiyordum.
Tuna başını salladı."Çok sevmiş olsaydı asla bırakmazdı. Abimi tanıyorum. Şimdi daha mutlu olduğunu düşünüyorum.Birileri onu kırmasa daha iyi olacak." dedi.
Nil biraz anneciydi." Annem onun iyiliğini istiyor." dedi tüm çirkefliğiyle. Yeni bir kavga filizlenmişti.
Onları ayırdım ve sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik.Nil ile üniversite hakkında konuştuk. Tuna'ya imalı bakışlar atıyordu.
"Tuna da iyice garipleşti şu sıralar onu tanımasam aşık olduğunu düşüneceğim." dedi.Bu seferki kavgayı engellemedim ve yastıklardan birini de ben aldım. Nil'in yüzüne aldığı darbeyle duraksadık. Çıt çıkmıyordu.Nil güldüğünde onun yatağına çöküp biz de güldük.
"Eşşek ,neden ses vermiyorsun ?" diye bir tane daha vurdu Nil'e . Ortalık durulunca ortaya bir fikir attım.
"Nil bugün babaanneme gidip kalmayı düşünüyorum.Gelsene sen de."
"Niye ?"
"Dönmeme ne kaldı şurada ?Özlemişim ben de.Onlar çok çıkmıyorlar dışarı. Işıl'ı da alacağım yanıma." dedim.
"Tamam,birkaç gün kalalım bari.Hadi kalk da hazırlanalım." dedi.Kendisine küçük bir çanta hazırladı hemen.Tuna gelmek istemedi.
Anneme ve yengeme durumu izah edip Işıl'ı da alarak oradan ayrıldık.
Bizim eve geçip Işıl'a ve bana da çanta hazırladım.
"Abla,bebeğimi de alacağım." diyen ve bana tüm tatlılığını sunan kardeşime "Ben taşımam ama." dedim.Kocaman bir öpücük verip bebeğine de bir çanta hazırladı.
Evden Işıl sayesinde geç çıkmıştık.Bize çok da uzakta sayılmayan eve doğru yürüdük.Hava çok güzeldi ve bunun keyfini çıkarmıştık.O güzel ,güneşli gün...
Kafamda canlanıyordu.O gün giydiğim kıyafetler...Yürüdüğümüz tüm o yol...
Günah olduğunu bile bile yaptığım dedikodular benim canımı yakmıştı işte en sonunda.
Günah olduğunu bilerek tuttuğum o el...
Buğra...
Bunu unutamıyordum.Nasıl Buğra ile sevgili olabilmiştim ?
Sonuçta onunda bir sevgilisi olmuştu .
Sahi o beni ne ara sevmeye karar vermişti ? Evime ilk gelişinden sonra mı? Onun devamında saatlerce konuştuğumuz zamanlarda mı?
Ne zaman gerçekleşmişti bu ?
Nasıl fark edememiştim?
O bunu nasıl gizlemişti ?
Babaannemin seslenmesiyle odamdan çıktım.Akşam yemeğini hazırlamada ona yardım ettim.Dedem dağınık çalışsa da çorba yaptı.Bu dağınıklığı babaannemi sinirlendiriyordu.
"Bekar evinde çorba hep vardır.Başka yemek bilmiyorduk ." diye anlatmaya koyuldu.
Onu dinlerken üçümüz için sofra kurdum.
Yemekler bitince bulaşıkları yıkadım.Babaannem içeriden seslendi."Telefonun çalıyor."
Kesin Yavuz arıyordu.Gözüm duvardaki saati buldu.Onun arama saaatiydi.Benim açmadığım o aramalar.
Sessizliğe bürünen telefonu elime aldım.O anda bildirim sesi yankılandı odada.Mesajı açtım.
Mahşer Midillisi : Görüyorsun,açmıyorsun,yazmıyorsun ya...
Mahşer Midillisi :Göremediğim seni bulmak için çabalıyorum ,dön bana Dilruba.
Ona şunları yazıp attım.
"Başka biri kalbini kırmadan sen kır onu .Beni buna zorlama. Açmıyorsam arama,yazmıyorsam yazma.Durumumuzu daha da zorlaştırma."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Mesafelerimiz
Short Story"Bilseydim sana güller yerine karanfiller getirirdim.Tuttuğumuz yas biraz güzelleşirdi."