ve ... [34]

3.2K 204 29
                                    

   [34.Bölüm)

" Bazı mutluluklar ,dış yüzü iyi içi yıkık bir binaya benzer."

Arif Hikmet

  Elimdeki havluyu sıkmaya giriştiğimde avucum boştu. Birden açtım gözlerimi.Yavuz...

Karşıma beyaz bir tavan çıktı.Eve mi dönmüştüm ?Hayır,uyuyakalmışım .Annemler çıldırmış olmalıydı.

Bugün bayram sabahıydı ya! Doğrulmak istediğimde buna bir şey engel oldu.Sağıma döndüğümde onunla karşılaştım.Beni yatağa yatırmıştı. Başındaki ve koltukaltlarındaki ıslak havluları değiştirirken uyuyakalmış olmalıyım. O da hemen yanına çekmişti beni.

Yüzüne yaklaştım.Uyuyor gibi duruyordu.Avuç içimi alnına bıraktım.Uyanmasını istemiyordum.Çıkıp gidecektim buradan. Ama ondan çekilemedim. İrademi kontrol edemedim. Güzel görünmesini sağlayan burnundan aşağı indi bakışlarım. Dudakları... Kendimi hızla geri çektim. Bu hareketim onu uyandıracak diye korktum ama gözleri hala kapalıydı.

Ateşi yoktu.Normale dönmüştü. Neden kimse beni uyandırmamıştı ? Sabah namazında illaki yokluğumu fark etmişlerdi ?Neden kimse aramamıştı ?

Belimdeki elini aramıza indirdim.Tekrar eski haline getirdi.Uyanıktı. İnanamıyorum! Yüzünü incelediğimin farkında mıydı? Sesimi zorla çıkardım.

"Yavuz izin verir misin ?"

"Ne için ?"

Derin bir 'of' çektim. Ateş basmıştı resmen.

"Annemi aramam lazım."

"Onlar seni aradı zaten.Sen uyanmayınca ben cevap vermek zorunda kaldım."

"Ne dediler?Haber vermeden çıktığım için kızmışlardır."

"Sorun yok,ben hallettim. Biraz daha uyuyalım seni götüreceğim."

"Hayır,hemen kalkıp gidiyorum. "
Babam şimdilik bir şey dememiş olabilirdi ama bunu uzatmanın alemi yoktu. Doğrulmaya çalıştım.
Karnıma bastırıp yatırdı. Beni kendine daha çok çekmişti. Sırtım çıplak göğsüne değiyordu.

"Birazcık daha..."

Sağıma döndüm.Gözleri hala kapalı duruyordu. Halinden memnun gibiydi. Bakışlarım vücuduna kaydı.

Geceden beri bir şey giyinmemişti.Karnına bir çimdik attım. Sabaha kadar onunla uyuduğuma inanamıyordum. Burnuma dolan kokusu rahatlatıcıydı.Yine de tüm bunları bir kenara bıraktım.

"Beni uyandırmalıydın. Onu geçtim.Niye beni buraya taşıyorsun ? Bir de yetmeyip seninle uyumama sebep oluyorsun ."

Gözlerim gözlerini bulduğunda keşke başımı kaldırmasaydım diye düşündüm. Çok yakındık ve rahatsız oluyordum. Göz temasını kesip başımı eğdim.Yüzüm  artık boyun kısmına geliyordu.Başımı geri çektim. Sakin kalmaya çalıştım.

"Ne dediler peki ?Kimle konuştun ?"

"Annen fark etmiş.Öğrenince de babana haber vermiş,yani benimle konuşurken amcam da öğrenmiş oldu . Ben de durumu izah ettim.Nil ile uyuduğunu söyledim."

Yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu.

"Neden öyle güldün? " İstemsizce kaşlarım çatıldı.

Dişleri göründüğünde yüzümü astım.Benim sinirlenmemden zevk alıyordu bu adam.

"Nil ile derken biraz kelime oyunu yapmış olabilirim.Ben Nil'in de senin de uyuduğunu kast etmek istemiştim. Umarım onlar Nil ile koyun koyuna yattığınızı düşünmüşlerdir, benimle değil ."

Gülmesinden nefret ediyordum.Elimi tiki olan karın bölgesine götürdüm.Kitlenip kaldığında muzipçe bakıyordu.Sonra duruldu bakışları.Elimi eline hapsetti.Elimi çekmeme de izin vermedi.Diğer elimi kullanamıyordum. Bakışları tekrar değiştiğinde tedirgin oldum.

"Bırak ya,evime gitmek istiyorum." diye huysuzca söylendim.

"Senin evin benim." Şaşkınlığım geçtiğinde düşünebilmeye çalıştım.

Düştüm,düşeceğim. Benim evim... Yavuz... Başımı iki yana salladım. Düşüncelerim farklı yerlere gidiyordu.

"Değilsin."

Onunla inatlaşmak gibi bir dürtü oluşuyordu içimde ve hep onu dinliyordum.

"Senin yuvan bu kolların arası."

Bu adam güzel seviyordu.

Peki ben ...Bu sevgiyi hak ediyor muyum?

"Hiç sevemedim bu yuvayı ben."

Kaşlarını çattı.

"Hiç değilse kabulleniyorsun artık.Bu da bir şey."

"Senden nef-"

Ağzımı eliyle kapattı. Gözlerimi kırpıştırmak doğal bir hareket gibiydi o an. Dediğini kendime yedirememiş ve sinirle söylemiştim. Ondan nefret etmiyordum. Aksine etkileniyordum.

"Nefret falan etmiyorsun." dedi tane tane.

"Ya da görüşmediğimiz süre boyunca harika bir yalancı olmuşsun.Gözlerinin ve dudaklarının bu kadar başka konuşmasının başka açıklaması yok Dilruba."

Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ama uzun uzun baktı bana.

"Gece buraya hiç gelmeyecektin ."
Geldim ve onun kollarındayım.

"Umut vermemeliydin bana."
Konuşma sırası bana gelmişti sanırım.

Elini ağzımdan çektim,zorluk çıkarmadı.

"Sana umut vermedim.Nil'e yardım etmek için geldim ben.Anneannen de üzgündü ve senin katır inadın tutmuştu.Hastaneye gitmiş olsaydın bu gece bu kadar yorulmayacaktım."

Belimdeki elini çekti. Dirseğine yüklenip yüzümü inceledi. "Peki neden tüm o şeyleri yaptın?" 

"Ne yapmışım sana? Sadece yardımcı oluyordum."

Karnımdaki elini çekti ve yatağa koydu. Beni yatakla arasına almıştı resmen. Kalbim çok hızlı çarpıyordu ve ben ona yalan söylüyordum. 

"Dün bana çok yakın davranıyordun.Hatırlamıyor musun yoksa siz doktorlar   öpmek gibi bir iyileştirme yöntemi buldunuz mu sonunda ?"

Buna ne diyebilirdim ki ?Ateşini mi ölçüyordum?Başımı iki yana salladım.

"Dün sadece yardım ettim sonra da uyuyakalmışım. Başka bir şey olmadı bu da  başka türlü düşündürecek hiçbir şey olmadı demektir."

 Bakışlarını kısa sürede benden çekti.Beni hapsettiği yerden çıkardı.Arkasını döndü ve yatmaya devam etti.Hiçbir cevap vermedi.Biraz duraksadım ama kalktım yataktan.

Neydi bu ?Küsmüş müydü ? Bunu istememiştim. Odada birkaç adım attım ama çıkamadım. Onu böyle bırakmak istemedim. Kendimi kötü hissetmeme sebep oldu.

"Amcama seni getireceğimi söylemiştim ama rahatsızlandığımı ve uyanamadığımı söyle."
Çok düşünmeden cevapladım.
"Yalan söyleyemem ben."

"O zaman babana verecek makul bir cevap bul."

Yüzüme bakmıyordu.Trip  atıyordu. Küçük bir erkek çocuğunu yatıştırır gibi yapabilirdim ama yapmadım.Onca şeyden sonra bunu yapamazdım.Dilimin bir ayarı yoktu.

"İyi." 

Cevap vermedi.Üzerimi giyindim.Telefonumu ve anahtarı alıp odadan çıktım.Anneanne uyanmamıştı galiba. Nil içerideki kanepede uyuyordu hala.Onu rahatsız etmedim.

Evden çıktım.

Bizim MesafelerimizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin