Selamun aleyküm arkadaşlar. Ortaya nasıl bir şey çıkartıyorum bilmiyorum. Ama çalkantılı bir şeyler çıkıyor sanırım ortaya. Bundan memnunluk ya da tam tersi bir durum hissetmiyorum.
Sadece bazı konuları uzun uzadıya yazabiliyorken bazı yerleri çok hızlı geçiyorum. Çok fazla zaman aşımı olabiliyor bölümler arasında. Bu durum birçoğunuzu da oldukça sıkıyor ve memnun etmiyor sanırım. Aslında sanırım değil. Okunma ve oylanma sayısına bakıldığında bir yerde hata verdiğimin farkındayım.
Ama bir bölümü uzun uzun yazmaya zamanım olmuyor. Bir bölümü düzeltmem bile bir saatimi alıyor. Bunu en baştan yazmak ki daha zor. Ee benim zamanım zaten kısıtlıydı. Böyle olunca aceleye geliyor.
Yine de acemice de olsa bir şeyler düşünebilip bunu yazım ve noktalamaya dikkat ederek yazmak da beni yeterince iyi hissettiriyor.
Umarım geri kalan hatalarımı görmezden gelerek zevk alarak okuyabilirsiniz. Bu en büyük temennim. Ya da bu düşük bir ihtimal ama... Küçücük bir satırdan bile aranızdan birine bir şeyler katabiliyorsam ne mutlu bana.
Bu arada bölüm başında yazdığım alıntı sözler ve medya kısmına eklediğim müziklerin çoğu bölümle yüzde yüz ilişki içinde olmayabiliyor. Müziği paylaşma nedenim, bölümü yazarken severek dinlememdir.
Umarım aranızda dinleyenler vardır ve hoşunuza gidiyordur. Tabi zevkler tartışılmaz. Yine de söylemek istedim.
Bu haftadan sonra bölümler nasıl gelir bilemem. Elimde hazır yirmi bölüm falan kaldı. Yenilerini yazmaya başlayacağım. Hazır olanları düzeltip eklemeler yapmam gerekiyor.
Son birkaç bölümü iki gün ara ile atmışım. Bu da bir şey... Artık üç dört gün arayla atabilirim. Bilmiyorum. Kafama ne eserse...
Burayı çok bunaltıcı şekilde uzun tuttum.Sondan bir önceki olarak, yorum yapanlara çok teşekkür ederim. Oy vermeden geçmeyin. Bildirimleri geldiğinde heyecandan pır pır atıyor kalbim. Mutlu oluyorum. Bu da bir yerde şöyle dursun.
Son olarak profilimden ulaşabileceğiniz diğer hikayeme de göz atabilirsiniz. Okurlar olarak gereken ilgiyi toplayabildiğini düşündüğüm an bölüm paylaşmaya başlayacağım inşallah. O bu hikayem gibi olmaz. İçerik ve üslup olarak inşallah...
Şimdi iyi okumalar.
[49.Bölüm)
"Bana ne yaptığını ihtimal ki hiç anlamadı.Anlamadığı için suçsuzdu.Ama anlamadığı için yine de o suçluydu."
Nazan Bekiroğlu
Alnıma dökülen saçlarım geri çekilip alnıma öpücük konduruldu.Kokusunu içime daha çok çektim.Geri çekildiğini hissettiğimde açtım gözlerimi.Oda karanlıktı.Yattığım yatağın kenarına oturmuş karşısına bakıyordu.
"Ne zaman geldin ?"diye sordum.Sesim kısık çıktığı için boğazımı temizleme ihtiyacı duydum.Yattığım yerden doğruldum.
"Yarım saat olmuştur belki." dedi.
"Affettin mi beni ?" diye sordum.Bana bakmıyordu.Yüzünü elinin arasına almıştı.
"Özür dilemediğin halde mi ?" Sesi kötü geliyordu.
Derince bir iç çektim.Ayaklarımı altıma aldım.
"Yorgun musun ? Neden öyle duruyorsun ?" diye sordum.
"Evdeki odama bir şeyler bıraktım.Sonra anneanneme gittim ve eşyalarımı topladım. Üç saat sonra uçağım kalkacak."
Telaşlandım birden .Ne yapacaktım,ne demem gerekiyordu ? Konuya nereden gireceğimi bilmiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Mesafelerimiz
Historia Corta"Bilseydim sana güller yerine karanfiller getirirdim.Tuttuğumuz yas biraz güzelleşirdi."