[51.Bölüm)
Ben sonradan Yavuz'u aramaya çalıştım ama hep bir şeyler engel oldu. Sadece birkaç kez durumunun nasıl olduğunu kısa mesajlarla sordum.
O da zaten hiç aramadı.
Onunla görüşmem için son bir gün kalmıştı.Nişan için yola çıktık. Arabada hemen yanımda oturan Işıl ona aldığım oyuncakla oynuyordu. Dedem ön koltukta babamın yanında oturuyordu.Annem ise sol tarafımdaydı. Babaannem amcamın arabasında geliyordu.Yolculuk çok uzamamıştı.Erken saatte çıkmıştık yola ve planladığımız gibi ilerlemişti.
Kız evine ulaştığımızda karşılamadan sonra hemen yemek sofrasına oturtmuşlardı bizi. Rüveyda ve akrabaları kuaföre gitmişlerdi.Tuna önceden gelmişti buraya Rüveyda ile. Nil'i de kuaföre o götürdü. Bana da teklif ettiğinde gitmek istemediğimi söyledim.Yeterince yorgundum oraya gidemezdim hiç.
Nişan saati yaklaşınca herkes hazırlandı.Arabalar arka arkaya sıralanınca nişanın yapılacağı salona geçtik.Yavuz daha gelmemişti.Onun telefonuna ulaşılamıyordu. Sadece sabrettim. Birkaç saat... Sonra yan yana olacaktık.
Herkes ailesiyle masalara oturdu. Rüveyda'nın kardeşi ve kız kuzenleriyle tanıştım.Teyzeleri ve halaları da oldukça iyilerdi. Diğer misafirlerle de ilgilenmek için yanımızda çok duramamışlardı ama
.Dört gözle Yavuz'un gelmesini bekliyordum.Zaman geçiyordu.Beklemeler sonucunda Yavuz biraz gecikeceğini haber vermiş. Böylece nişan başladı. Tunahan ve Rüveyda el ele girdiler içeri.Dans etmeye başladıklarında herkes onlara odaklanmıştı.Işıklar kapatılmıştı. Herkes yüzündeki gülümsemeyle onları izliyordu. Çok güzellerdi.
Işıklar açılıp da onlar da masalarına oturduklarında gördüm onu.
Tuna'nın yanına gitti.İki kardeş sıkıca sarıldı.Umarım aralarındaki kırgınlık son bulmuştu. Bu sarılma onun göstergesiydi.
Parmağımdaki yüzüğü düzelttim.Bize döndü.Masaya yaklaştıkça kalbim heyecanla çarpıyordu.Büyüklerinin ellerinden öpüp sarıldı. Anneme kadar herkesle konuştu. Bana kısacık bir bakış attı ve başıyla küçük bir selam verdi. Nil ve diğerlerine de sarıldı ama beni es geçti ve kendine sandalye alıp geri döndü.Oldukça büyük olan yuvarlak masada bana olabilecek en uzak noktaya oturdu.Hayal kırıklığı yaşamamayı diledim o an. Hemen yanımdaydı. Elimi uzatsam dokunabileceğim adama böylece uzak kalmıştım.
Uzaktan izledim onu.O ise daha çok nişandakileri inceliyordu.Tuna ve Rüveyda'dan gözlerini ayırmıyordu. Zayıflamış gibi duruyordu.Gömleği dümdüz duruyordu. Birkaç kez göz göze gelsek de bir şey demedi.
Tuna abisiyle özel olarak çalan bir oyun havasında oynadı.Bu kadar iyi oynadıklarını bilmiyordum. Hayranlıkla onu izledim.Aralarına başkaları da katılmıştı.
Aile büyüklerinin katıldığı oyunlardan sonra kadınlar ve erkeklerin oturma alanı değişti.Erkekler gidince oynak havalar çalmaya başladı.Herkes eteğindeki taşları dökercesine oynamaya başladı. Oynamayı pek sevmezdim hatta beceremezdim ama ben de aralarına katıldım.
Tek isteğim üstümdeki kötü enerjiyi atıp kafamı dağıtmaktı. İşe yaradı mı? Emin değilim.Dağıtılan ikramlarla kısacık bir mola verdiler.Çok susamıştım.Birkaç bardak daha su içtim.Ortamdaki kızlarla konuştuk.Benden daha çok Nil ile konuşuyorlardı ama aralarına katıldım yinede.Nil Rüveyda'nın kardeşiyle çok yakındı.Daha önceden tanışıklardı. Tuna,Rüveyda'yı tanıştırdığında baldızıyla da tanıştırmıştı Nil'i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Mesafelerimiz
Short Story"Bilseydim sana güller yerine karanfiller getirirdim.Tuttuğumuz yas biraz güzelleşirdi."