[47.Bölüm)
Öğleden sonra tüm misafirler yola çıktı.Koray hariç diğerleriyle güzel ayrılmıştık.Rüveyda da onlarla gitmişti.
Ailemizle kaldığımızda bir süre onlardan bahsettik.Yengem yeni gelininin anne ve babasını sevmişti.
"Buradaki gelinin de kahve yapsa da içsek." diye laf attı ortaya babaannem. Ne yapsam diye anneme bakarken babaannem tekrardan lafa girişti.Benimle uğraşmaya bayılıyordu gerçekten.
"Gelişmeler var,hiç değilse artık üzerine alınıyor gelin dediğimizde." dedi.Yerin dibine girmek istiyordum.Odanın bir tarafında erkekler oturmuş düğün hakkında konuşuyordu. Kaç kişi olduğumuzu saydım aceleyle.
Mutfağa geçtim.Neyin nerede olduğunu biliyordum nasılsa. Fincan takımını dolaptan aldım ve tepsiye dizdim.
"Dilruba !" Nil'in girişiyle daldığım yerden çıktım.Herkese orta şekerli yapacaktım.
"Kahve makinesini kullan ."dedi.Dediğini yaptım.Suyu ve yeterince şekeri koydum.
"Dedem için de şekersiz yapayım."dedim.Başını salladı.
"Abimle aranız nasıl dünden sonra ? Ben gittikten sonra kavga ettiniz mi ?"
"Sıkıntı olduğunu sanmıyorum artık."dedim.
Özelimizi ona anlatmak istemiyordum. Kaldı ki abisinin benim yüzümden ağladığını öğrenseydi beni boğabilirdi şuan galiba.Yüzündeki ifade yaramaz bir çocuğu andırıyordu.
Işıl'ın sesi geliyordu içeriden.Oyun oynuyordu biriyle.Yavuz ya da Tunahan olmalıydı oyun arkadaşı da.
Küçük boyuttaki cezveye bir fincan su ve kahveyi ilave edip karıştırdım. Bir kenarda beklettim.
"Babaannem içeride bir şeyler anlattı.Sabah sizi görmüş yatarken."
Yüzüne bakmaktan kaçındım. İşime odaklanmış gibi durmaya çalıştım. Biraz daha yaklaştı.
"Sizi beraber yatarken görmüş.Sarmaşık misali..."
Şaşkınca ona döndüm.
"İnanmıyorum,babam falan duymadı değil mi ?"
Verdiğim tepki keyfini erine getirmiş görünüyordu. Kollarını birbirine doladı.
"Hayır,anneme ve yengeme gizlice anlatıyordu ama ben dinledim."dedi.
Gittikçe rezil oluyordum. Bir de konuşma başlangıcında ağzımı aramıştı.
"Niye soruyorsun o zaman bildiğin şeyleri.Barıştık sayılır." dedim.Güldü.
"İyi ,anlatsaydın dinlerdim."
"İstemiyorum.Sana olan kırgınlığım geçmiş değil."dedim.Hatasının farkındaydı ama özür dilemedi. Önüne dönüp bekledi.
Dedemin kahvesini ocağın üstüne koydum.Onunla konuşmak için herhangi bir girişimde bulunmadım.
Kısa sürede tüm kahveler hazır olmuştu.Kahve doldurduğum fincanları tepsiyle alıp içeri geçti.Dedemin fincanını alıp ilerledim arkasından.
"Bu senin dede,şekersiz yaptım." dedim.Dedem "Eline sağlık Dilruba'm." diyerek aldı kahvesini.
Eski yerime geçip oturdum.
Nil kahveleri önceden büyüklere dağıttı.Kendisine ve bana da birer fincan bırakıp tepsiyi bırakmak için mutfağa geçti.Su dolu bardaklarla geri döndü ve birkaç kişinin önündeki sehpaya bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Mesafelerimiz
Historia Corta"Bilseydim sana güller yerine karanfiller getirirdim.Tuttuğumuz yas biraz güzelleşirdi."