e ... [4]

6K 280 56
                                        

Selamun aleykum.

İsterseniz okuduğunuz tarihi buraya bırakabilirsiniz.Kimler okuyor bir görelim:)

Lütfen desteğinizi esirgemeyin. Parlasın mı  yıldızlar ?..

[4.Bölüm)

"Neler daha ağırdır sırtımızda,acılarımız ya da anılarımız mı ?"

Gördüğüm stajlar çok ağır geçiyordu.Bitmek bilmeyen pediatri stajı beni çok yormuştu .Her an yeni bir bilgiyle karşılaşıyormuşum gibi geliyordu.Kendimi kötü hissettiğim günlerde olduğu gibi canım hiçbir şey yapmak istemiyordu.Ben de bir şey yapmıyordum.Beni kendine çeken tek şey okuyup durduğum günlüğümdü.Bazı şeyleri sezmiş olup buraya yazmam gerekiyordu.Değil mi?

Yoruluyordum ,evet hiçbir şey yapmadan sadece düşünerek yoruluyordum ama bu sefer moralimi bozan şey babaannemin Yavuz'dan bahsetmesi olmuştu.Onu engellediğim için bana ulaşamıyordu.Babaannemi aramış benimle konuşmak için . Sözleneli iki ay olmuştu çoktan.Buna inanmak çok zordu benim için.

Babaannemden yediğim azardan sonra engeli kaldırdım ama o hafta yazmamıştı ya da aramamıştı. Benim de işime geliyordu.Onunla iletişime geçmek istemiyordum.Onunla ne konuşacağımı bile bilmiyordum.Üniversiteye geri döndüğümden beri yüzüğümü de takmıyordum.Dedem bu konuda bir şey dememişti ama babaannem birkaç ısrarından sonra vazgeçmişti.Arkadaşlarım da bilmiyordu sözlendiğimi. Birden nasıl evlendiğimi açıklayamazdım onlara. Sadece biraz daha zaman geçsin istiyordum.

İki hafta daha geçti.Mayıs ayına girmiştik. O kadar yoğun geçen günlerimde babaannemden tecvid dersleri de  almıştım.Çok başarılı olduğumu söyleyemeyecektim bu konuda.O kadar geçen zamandan sonra yatağa girince çekmeceye kaldırdığım günlüğümü ortaya çıkardım.Derin bir nefes aldım ve yatağa uzandım .Günlüğümün yıpranmış sayfalarını çevirdim.

Düşünmekten bıkmıştım.

Kapı ziline basıp kucağımda Işıl'la bekledik.Kapıyı açan Nil oldu.Sakinliğimi koruyarak içeri girdim. Nil saçlarını topuz yapmıştı ve karşımda tedirgince tırnağını kemiriyordu.

"Amcam ve yengem nerede?" diye sordum. " Onlar dışarı çıktı . Hoş geldin." dedi Nil. Sesi titriyordu ve kekelemişti de.

Kucağımdaki Işıl etrafa bakınıyordu.Onu yere indirdim.Ayaklarını kanepeye uzatmış telefonuyla uğraşan Yavuz abinin yanına gitti Işıl.

Yavuz abi kardeşimi fark etti.  "Bana hoş geldin." deyip kardeşimi kucağına aldı.

" Sendin değil mi o ?" dediğimde Tunahan belirdi odada. "Sen iyi misin ?" diye sordu şiş olan yüzümü kast ederek. Nil'in kaşlarını çatılmıştı ama dudakları seğiriyordu.

"Nil bunu bana yaptın mı ?" diye sesim yükseldiğinde Tunahan araya girdi." Hangi üniversite gelmiş ?"diye sordu. Yüzünde hiçbir mimik yoktu.Dümdüz bakıyordu.Kendini bu konuşmaya hazırlamıştı.

" Bunu sen mi yaptın Tunahan?" Sesim giderek alçalmıştı.Gözüm karardığında ilerleyip yemek masasının sandalyesine tutundum.Nil bana doğru hamlede bulunmuştu ama onu elimle ittim.Ne düşüneceğimi bilemiyordum artık.

"Senin aklını kullanamadığın ya da kullanmayı reddettiğin şu zamanlarda iyiliğin için ,ilerde yaşayacağın pişmalığın önüne geçmek için yaptım bunu ."

Sertçe yutkundu.Elini saçlarına daldırmıştı.Sessizliği onu anlamamı istediğindendi ama onu anlamak o an çok zordu.

"Şifremi de abine sen söyledin yani Nil ?"

Ağlayacak vaziyetteydim.Sesim oldukça kötü geliyordu kulağa.

" Ne söylesen haklısın ama ben senin ..." Gözleri dolduğunda gözlerimi ondan kaçırdım.Elimi aramızda kaldırdım .Bu onu susturmuştu.

"O cümlenin sonunu getirme Nil.Ben sana güvendim.Şifremi biliyordun ve sonucu gördüğümde sen hariç diğerlerini suçladım.Yıkıldım .Nil sen beni perişan ettin."

Bana uzandığında onu tekrar ittim. "Bana sakın dokunma." diye bağırdığımda odada ağlama sesi yükseldi.Nil ağlıyordu ama ses kardeşimden geliyordu.Tuna da bana bağırdığında daha çok ağlamaya başlamıştı. Yavuz abi bizi sürekli uyarıyordu."Sakinleşin ,oturup konuşalım lütfen." diyordu.

Hepsinden geriye kaçtım.Beni ikna etmelerine izin vermezdim.O doğruydu bu doğruydu...Doğrular benim için değişmişti o an.

"Siz ikiniz benim hayallerimi mahvettiniz.Benim mutsuzluğumun tüm sebebi sizsiniz.Bir daha görüşmeyelim." dediğimde onun ağzından hiç duymadığım sinirli bir şekilde çıktı ismim.Yavuz abimi bile sinirlendirmişti olanlar. "Dilruba!" diye bağırdı.Kardeşleri de susmuştu.

Tuna ayağını yere vuruyordu. Onlara bakmayı reddettim. Minik meleğimin ağlama sesinin geldiği alana doğru ilerledim bakışlarım yerde.Mecalim tükeniyordu.

Hala ağlamakta olan kardeşimi ondan aldım.Işıl kollarını boynuma sardı.Sırtını sıvazladım.İçini çeke çeke ağlıyordu.Kendimi tutamayıp seslice ağladım. Yavuz abi kolumdan tutup oturmam için koltuğa doğru beni çektiğinde ondan kurtuldum ve oturmadım .

"Senin de haberin vardı değil mi abi ? " Sinirimden ona da sataştım. Dediklerime sakin olmamız dışında başka tepki vermemişti.Biliyordu belki de !

"Sakinleşince konuşalım.Şuan düzgün düşünemiyorsun bile.Kardeşin de korktu.Hadi gel oturup konuşalım."

"Konuşacak hiçbir şey yok Yavuz abi. Bunu sana hiç yakıştıramadım. Hukukçu olacaksın bir de.Senin savcılığına da adamlığına da güven olmaz bundan sonra." dedim.

Ve Yavuz savcılık hayalinden vazgeçmişti.Nedeni neydi bilmiyorum ama avukat olmuştu. Umarım ki saçma bir anda kurduğum bu cümleden olmamıştır.Düşünce içinde düşünceye dalmak tam benlik olmuştu.Gözlerimi yazdıklarımda gezdirdim.

Çok ağır konuştuğumun farkındaydım ama canı yansın istedim.Dişlerini sıktığı görülüyordu. Ela olan gözleri kırgın duruyordu.Geri geri attım iki üç adımımı.Onların yüzüne son kez bakıp şunları söyledim:" Lanet olsun böyle vaziyete.Bundan sonra arayıp sormayın beni.Sizinle olan yakınlığım sona ermiştir.Konuşmayalım,görüşmeyelim.Güven falan kalmadı."

Nil koşarak kendi odasına gitti. Tunahan yanımdan geçerken "Senin gibi salağı da ilk defa görüyorum." dedi.Benden önce davranıp evden çıktı.Yavuz abi bir şey diyecek gibi oldu ama ağzını kapattı. Arkasındaki koltuğa çöktü.Ağlayan kardeşim dışında hiçbir ses çıkmıyordu.Yere çöküp ağladım.Ağlamam iç çekmeye döndüğünde kalkıp hızla uzaklaştım oradan. Beni durdurmadı.

Anlık sinirle ağzıma ne geliyorsa söylemiştim onlara.Hak etmediklerini biliyordum.Benim iyiliğimi istemişlerdi.Her zaman aynı görüşte olmuyordu işte insan.

Aynı görüşte olmadığım şeyleri kabul edeceğim gibi bunu da zamanla kabul etmemiş miydim zaten ? Onunla evlenmek gibi...

Ama okuduğum bölümden pişman değildim de bu sözlenme olayından pişman mıydım gerçekten ?

Pişmandım. İsteyemiyordum hala.

Sevemiyordum.


Bizim MesafelerimizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin