Arada gelen vote ve yorumlar beni çok mesut ediyor.Bunu belirtmek isterim:)
[50.Bölüm)
Her sabah ezanıyla uyanıp namaz kıldıktan sonra en az bir saat Kur'an okuyordum.Sonrasında ise derslerime yoğunlaşıyordum. Babaannem ve dedem eskisi gibi erkenden kalkmıyorlardı.Derse ara verip onlara kahvaltı hazırlıyordum.Beraber kahvaltı ettikten sonra dedem arkadaşıyla yürüyüşe çıkıyordu.
Babaannemle evde kaldığımızda kanaviçe çalışıyorduk. Babaanem masa örtüsü falan işlemişti. Diğer gün için de başka bir aktivite yapıyorduk ama genellikle el işi yapıyorduk.
Öğle yemeğinden sonra yine ders çalışıyordum. Babaannem de birkaç arkadaşıyla buluşuyordu.İkindi çayında onlarla oluyordu. Akşam yemeğini beraber hazırlıyorduk.Akşam dedemin yaptıklarını dinliyorduk.
Bir günüm genelde böyle geçiyordu. Ve sonunda tekrardan Kur'an-ı Kerim'i hatim ettiğimde babaannem bazı kuralları gevşetmişti.
Benim Nil ya da diğerleriyle buluşmama izin vermiyordu.Kendisi de Nil'e kızmıştı.Nedenini bilmiyordum gerçi. Neyse...Amcam ya da babam diğerlerini de alıp buraya gelmese benim onları göreceğim yoktu.Ne yapsam da dedemin inadını kıramamıştım.Onu ikna etmiştim burada kalmaya ama daha fazlasına izin vermemişti. Işıl aynı şehirde olup da görüşmemize oldukça üzülmüştü. Beni görmeye geldiği o gün yanımdan hiç ayrılmamıştı. Kız kardeş böyle bir şeydi. Böyle alıp canıma katacak kadar bir sevgi besliyordum ona karşı. Annemle daha sa iyi gibiydik. Babam sevgi dolu bakışlarını üstümden ayırmıyordu. Ayrılık, yüzleşerek yaptığımız bu ayrılık bize iyi gelmişti. Düşünme fırsatı sunmuştu. Aklımızdaki bilinmezlik yoktu artık. Her şeyin nedenini biliyorduk ve kabullenmiştik. Birbirimizi anlaşmıştık.
Babaannemin gevşettiği kurallar sayesinde ağustos başında telefonumu alabilmiştim.Arkadaşlarımdan gelen onca mesaj vardı.Hepsini arayıp tek tek konuştum.Kızlarla sohbet uzun sürünce babaannem telefonumu tekrardan almakla tehdit etmişti.
Babaannem telefonumu sakladığı yerden çıkardığında şunu söylemişti:Seni boş işlerle uğraşmaktan alıkoydum .Gördün mü ?
Sosyal medya onun için boş işti.
Temizlik işine hiç girmek istemiyorum.Her gün evi süpürüyorduk. Haftada en az üç kere de yerleri siliyorduk.İki haftada bir cam silme alışkanlığı beni canımdan bezdirmişti.Yine de ona yardım edip sesimi çıkarmıyordum.
Diğerleri Tuna'nın düğünü için hazırlık yapıyorlardı. Herkes düğüne ne giyeceğini konuşurken biz babaannemle evde kanaviçe işlemeye devam ediyorduk.Yaparken eğleniyordum gerçi.Yine de bunalmaya başlamıştım.Haftalardır bu evin içindeydim. Zaman öylece akıp gidiyordu. Ve benim yaptığım işler bir rutine dönmüştü ve bu beni asıl yoran şeydi.
Yengem ve Nil sürekli bir koşturma içindeydi. Bana iyi ya da kötü bir şey dememişlerdi ama Nil tavrını belli etmişti. Bunu ileride nasıl aşacaktık bilmiyorum ya da aşabilecek miyiz emin değilim gerçi. Nil benden uzaklaşıyordu. Hatalarımız vardı ama bunlar üzerinde konuşmuyorduk. Ne ara bu hale gelmiştik onu dahi bilmiyorum. Ama çözüm yolunun Yavuz'dan geçtiği kesindi.
Düğüne üç hafta kala babaannemi alışverişe çıkmaya ikna etmiştim.Dedem için takım aldık.Şık lacivert bir takım ...Babaannem kendine bir elbise almıştı.Boyu yapılacağı için mağazada kalmıştı. Sonraki gün teslim almıştı gerçi. Dedem kendi işi bitince huysuzlanmıştı.Eve dönmüştük o gün.Sonraki gün benim için çıkmıştık dışarı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Mesafelerimiz
Short Story"Bilseydim sana güller yerine karanfiller getirirdim.Tuttuğumuz yas biraz güzelleşirdi."