Selamun aleykum.
Parlasın mı yıldızlar ?
[21.Bölüm)
"Bazen gitmek gerek!Nedeni,niçini,niyesi olmayan bir gidiş ...
Dönmek mi ?Nasip !"
Babaannemle tüm gün dışarıda gezmiştik. Babamın gönderdiği tüm harçlığı kıyafete harcamıştım.Tesettür kıyafetleri almıştım.Uzun gömlekler,tunikler,pantolon etekler,kalem etekler... Kazak etek kombinleri yapmıştım.
Babaannem ise renk renk şal almıştı.Tüm ısrarıma rağmen kendisi ödemişti. Ayrıca dışarıda yemek ısmarlamış ve camiye götürmüştü.Namazın vakti kaçmadan kıldırmıştı.Elimizdekilerle eve dönmek de zor olmuştu.
Dedem aldıklarımızı pek sevmişti. Kapanacağım için sevinç duyuyordu. Babaannemle akşam yemeğini hazırladık.
"Gelinimden aldığın en güzel yeteneğin şu el lezzetin Dilruba." demişti babaannem. Alın ve burun yapım hariç babama pek benzemezdim. Annemin küçük kopyası da sayılamazdım ama benziyordum işte. Annemin eli her şeye yatkındı ve güzeldi de.
Namazımı kıldıktan sonra odama çekildim.Pijamalarımı giydim.Günlüğümden birkaç sayfa daha okumak geçti içimden.
Sabah Güneş'in yüzümü yalamasıyla uyandım.Annem kahvaltı hazırlıyordu.Kalkıp ona yardım ettim.Kahvaltıdan hemen sonra gezmeye çıktık. Nil amcamın arabasına geçmişti.Ben babamın arabasında kalmıştım. Işıl ve Güneş de hemen arka koltukta annemle oturuyorlardı. Önde oturdum çünkü babama yol tarifi veriyordum.Yavuz abi gideceğimiz yeri bildiği için Tuna'nın içinde olduğu arabayla önümüzden geçip gittiler.
Gece Tuna'yı aramış ama uyandıramayınca eve tırmanmıştı.Penceredeki demirliklerden çıkıp balkona girmiş.Sonra da kapıyı açıp Güneş'i içeri almış. Gece bir şey demeden uyumaya gitmişti.Sabah anlatmıştı .
Akşama kadar dışarıda gezdik. Akşam yemeğini de dışarıda yedik.Eve döndüğümüzde Işıl'ı annem banyo yaptırıp yatırdı.Balkonda oturan aileme meyve yemeleri için hazırlık yaptım.Meyveleri onlara verip içerideki seslerin kaynağına gittim.
Tuna hızlı hızlı eşyalarını ayırıp bir çantaya dolduruyordu."Ne oluyor burada ?" dedim. Kimse cevap vermedi. Yavuz abi kapı girişinden hemen yanımdan geçip kendini dışarı attı ve sertçe çıkış kapısını kapattı.Nil ise eliyle yüzünü kapatmıştı.Çenesinden damlayan yaşlarla ona ilerledim. Bir şey yapamadım.
Tuna havaya kötü bir küfür savurup elindeki çantayı fırlattı.Ne olduğunu anlamadım ama kimse gelmedi yanımıza. Sessizce oturduk. Nil ağlayıp duruyordu.
"Nil gözünü seveyim hıçkırıp durma.Onu bulup getireceğim." dedi ve sessizce çıktı evden. Gece yarısına kadar ikisi de dönmedi.
Onlar çıktıktan sonra Nil döküldü."Ben konu neydi bilmiyorum.Onları çağırmaya gelmiştim.Oda çok sessizdi kapıyı açtığımda gördüm. Tunahan ,Yavuz abime yumruk attı." dedi."Sonra da sen geldin işte."
Ne olduğunu bilmiyordum ama çok ciddi bir şey olduğu aşikardı.
"Tuna o çantayla ne yapıyordu?"
"Gidecekmiş." dedi.Yanımdan kalkıp banyoya gitti.Elini yüzünü yıkayıp hemen geri döndü.Bu kadar büyük ne olmuştu ki ?
Sanırım artık biliyordum bu kavganın sebebini .Benim yüzümdenmiş. Tuna'nın abilerinin duygularını fark edip yakaladığı resimlerin sonucuydu bu sanırım.
Sonraki gün sabah erkenden kalktık. Pikniğe gidecektik.Annem ile yengem börek ve poğaça yaptılar.Diğer gerekli şeyleri gidip bakkaldan aldım.Aldığım küçük tüpü ve mangal kömürlerini Nil ile taşıdık.Yavuz abinin arabası açıktı.İçinde Işıl ve Güneş oturuyordu.Arkasına eşya dolduruyordu Yavuz abi de. Elimdekileri de ona verdim.
Babamın arabasına da oturacağımız örtüleri koyduk. Şişleri de oraya koyduk.İkbal teyzenin semaverini de almıştık,onu da koyduk. Orada denize girecektik.Gerekli olan diğer eşyaları da amcam kendi arabasına koydu.Tuna ve Nil amcamın arabasına geçtiler.Annem ve ben de babamla gittik.En önde biz gidiyorduk ve yolculuk yirmi dakika kadar sürdü.Arabaları park edip piknik alanına geçtik.
Oturacağımız alanı seçip yerleştik.Nil,Işıl'ı tuvalete götürdü.Babam ağacın gövdesine bağladı Güneş'i.Yemeğini ve suyunu önüne koydum. Konuşmasalar da iki erkek kardeş beraber hazırladı çayı.Kahvaltıdan sonra annem de dahil denize girdik.Annem ve yengem sudan çıkıp yemek hazırlığı için geri döndüler.
Acıktığımızda çıktık sudan ve piknik alanına döndük. Yavuz abi de Güneş'le geliyordu karşıdan."Tuvalet ihtiyacı.." dedi.
Babamların pişirdiği etleri indirdik mideye. Her şey güzelce ilerliyordu.
Elimizdeki bardaklarda son çayı yudumluyorken konuşmaya başladı Tuna .
"Ben bu geceye bir bilet buldum.Ankara'ya dönmem gerekiyor.Zaten bugün olmasa iki gün sonra dönecektim en geç .Küçük birkaç şey oldu."dedi.Amcam onu sorgulamadı. Yengem ona sessizce bir şeyler sordu ve aldığı cevaptan da mutlu görünmüyordu.Yavuz da ağaca yaslanmış oturuyordu.Eliyle toprakla oynuyordu.İkisinin arasında ne olmuştu bilmiyordum ama ciddiye benziyordu.
"Nil de seninle gelsin o zaman.Tek dönmesini istemiyorum.Hemen ona da bir bilet al ." dedi yengem.Nil başını iki yana salladı.Sonra tüm kardeşler sessizliğe büründü.
Yengem o zaman son sözü söylemişti.
Bu sefer de oğlu son sözü söylemiş ve gitmişti.Ne yapacağımı bilmiyordum.
Onunla görüştüğümüz o geceden sonra büyük bir karar daha almıştım.Kapanacaktım.Bunun için de gerekli olan her şeyi halletmiştim.Nettim,istiyordum kapanmayı.Kendimi günahtan kurtarmak istiyordum.Geç bile kalmıştım.
Gece yarısına kadar çalıştım.Ezber yaptım.
Oturdum,kalktım ve yattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Mesafelerimiz
Short Story"Bilseydim sana güller yerine karanfiller getirirdim.Tuttuğumuz yas biraz güzelleşirdi."