Selamun aleykum canımcımlarım,
Günün hangi saatinde okuyorsunuz?Belirtirseniz sevinirim çünkü yoğunluk hangi saat diliminde okuyorsa o saatlerde paylaşacağım bölümleri.
Aramıza yeni katılanlar var.Hikayem okuma listelerine ekleniyor.Bunun bildirimini görmek de beni oldukça mutlu ediyor.
Yeni yeni okuyucular vote yapıyor ve gerekli yerlerde eleştiri yapıyorlar. Yorumun iyi veya kötü olmasından daha çok insanların ilgisi ve sunduğu fikirler hoşuma gidiyor.Bunun için teşekkür ediyorum her birinize.
Birkaç gün gecikmeli geliyor bölüm ama sorun neden diye.Yeteri kadar okuyucuya ulaşmasını bekledim.
Yine de daha fazla bekletmek istemediğimden bölümü yayınlıyorum.
Size bir şeyler sorayım o zaman.
Okurların yaşını merak ediyorum.Kaç yaşındasınız?
Hikayemin kimlere hitap ettiğini hemen buradan öğrenebilirim sanırım.
Benim yaşım kadar kişi ,kaç yaşında olduğunu yazarsa ben de yaşımı yazacağım diyormuşum...
Oy vermeden geçmeyin derim.
Sizi seviyorum .
[58.Bölüm)
Yüzüne şaşkın ifadesi yayıldı. Başını çevirdi.Sonrasında kemerini taktı. Sonunda konuştuğunda bana hiç de yardımcı olmamıştı.Ellerim titriyordu.
"Onun orada olduğunu bile unutmuşum."
"Ne için burada peki ?"
Dışarı baktı . Nefesini dışarı verdi.
"Onu yerine bırak Dilruba ."
Dediğini yaptım ve torpido gözünün kapağını sertçe kapattım. Ellerimin titremesi geçmiyordu.Ellerimi birbirine kenetledim ve sabırla mantıklı bir açıklama yapmasını bekledim.
O ise inatla sessizliğini korumaya devam etti. Benden bir şeyler saklıyordu.Bu adam ne yaşıyordu? Neden bana bir şey söylemiyordu? Aklıma gelen ilk düşünceyi ortaya attım.
" O aptal dava yüzünden değil mi ?"
Sessiz kalarak beni onaylamış oldu.Ağzımı aralamış bir şeyler söyleyecekken buna engel oluyor.
Cevap vererek beni onaylamasına artık ihtiyaç duymuyordum ama onayladı .Fısıldar gibi çıkan bir evet ile...Evet...
Anlayamıyordum.Neden bunu yapıyordu?
"Çekil o davadan,savunma o adamı.Bırak başka biri ilgilensin dosyayla."
Sesim istediğimden oldukça yüksek çıkmıştı.Hızla bana döndü.İşine karışılıp akıl verilmesinden asla hoşlanmazdı.
"Ben üçüncü avukatıyım zaten .Genç bir çocuğa iftira atılıyor. Ben bunu açığa çıkartacağım.Her şeyini ayarlıyorum.Hatta her şeyi ayarladım.Bu kadar sabır ve emeğimden sonra çekilmem söz konusu değil.Sadece duruşma gününü bekliyorum. O da geldi işte."
Bu onun mesleğiydi ama karşısındaki adamlar tehlikeliydi.Onu canıyla tehdit etmeye başlamışlardı demek ki . Bu silahın başka bir izahı olamazdı .
"Seni tehdit ediyorlar." Daha çok sorar gibiydim.Yanılmak istedim.
"Evet ama sadece sözde.Küçük birkaç uyarı...Bu durumu yaşayan çok meslektaşım var."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Mesafelerimiz
Historia Corta"Bilseydim sana güller yerine karanfiller getirirdim.Tuttuğumuz yas biraz güzelleşirdi."