Selamun aleykum ,
Oy vermeden geçmeyelim güzel insanlar.
İyi okumalar dilerim.
[6. Bölüm)
"Bu dünyada hiç himse yok hiç yaralanmamış"
Birçok şeyi atlamıştım yazarken.Bazen de aylarca yazmamıştım.Ama yazdıklarım sanki bu deftere yetmişti. Bazen en mutlu olduğum anları yazmıştım bazen de kendimi öldürmeme sebep verecek kadar saçma şeylerdi yazdıklarım.Saçma şeylerdi çünkü saçma şeyler yapmıştım.
Benim iyiliğimi isteyen kişileri dinlememiştim hiç.İki gündür elime almamıştım .Günlüğün en son yırtılan sayfasını bantladım.Odanın lambasını kapatıp masamın üstündeki küçük lambayı açtım.Okumaya başladım.
Tatile girdiğimizde anneme ve babama haber vermeden döndüm eve.Onlara sürpriz yapmak istiyordum.
Valizlerimi alıp biraz soluklandım.Uzun süredir görmediğim taşı toprağı izledim.Telefonumu alıp kararsız da olsam Nil'i aradım.Açmadı.Mesaj attım.Geldiğimi ve beni almasını istedim. Dışarı çıktım ve bir yere oturdum. Gelen geçenler bana bakıyordu.Güneş gözlüğümü taktım ve gergince banka yaslandım.
Gelmeyeceğine dair karar vereceğim kadar zaman geçti.Gelmedi. Yüzümü ıslatan gözyaşlarımı umursamadım. Taksi durağı vardı yakında .İlerledim ve bir taksiye bindim.Evin adresini verip akıp geçen yolu izledim.
Apartmana girip asansörle yukarı çıktım.Zile bastım.Kapıyı açan kardeşim oldu.Abla deyip kollarını belime sardığında onu kollarıma aldım. Annemin şaşkınlığı beni güldürmüştü. 4 yaşına girmiş olan Işıl boynuma sardığı kollarını asla gevşetmiyordu.Onu çok özlemiştim.Ne kadar görüntülü konuşmalar yapsak da kokusunu duyumsamak çok farklı bir histi. Boynuna koyduğum küçük buselerin karşılığını yüzümün çeşitli yerlerine kondurulan öpücüklerle alıyordum.Babam evde değildi. Annem ona telefonla haber verdi.
Kardeşime aldığım hediyeleri verdim.Valizimin büyük çoğunluğunu boşaltıp özlemini duyduğum yatağıma yattım.Uyuyakalmışım.
O kadar özlemiştim ki yatağımı ,odamı,penceremden içeri vuran güneşi...Bana ait şeylerdi,anılarla doluydu.O günü hatırlıyorum.Gururumu kırıp,o saçmalığa son verip de evime gitmiştim.Özlem giderip ağlamıştım bir süre.Odamın her köşesini karıştırıp kurcalamıştım.O zamanki gibi duruyordu.Valizimi alıp da terk ettiğim o sabah gibi...
Saçımda gezinen elin sahibinin babam olması gerekiyordu.Gözümü açtığım Tunahan'ı görmek beni şaşırttı.Nil de diğer tarafımda oturuyordu. Tuna gülümseyerek ayağa kalktı çöktüğü yerden.
"Günaydın cadı hazretleri." diyen Tuna'ya yüzümü buruşturdum.Nil bana kocaman olan kucaklamasını sunduğunda durumdan memnundum.
"Neden gelmediniz?Tam bir saat bekledim sizi orada." dedim. Burnumun ucu sızlıyordu.
"Ben izin vermedim. Burnumuzdan getirdin yıllarca." dedi Tuna.Kaşının tekini havaya kaldırmıştı.
"Biraz daha abart Tuna!İki yılcık ..." dedim.Bunu hak etmiştim. Nil sırtıma geçirdi bir tane.
"Nil sen de iyice güçlenmişsin. Sırtımı göçerttin. "
"Oh olsun sana! Kimseye hiçbir şey açıklamadan git.Tatil,bayram dinleme... Herkes seni çok özledi. Babaannem ve dedem sana çok kırgın bunu da bilesin. "
İkisi yine söylenmeye başladığında buna fırsat vermeden Tuna'yı odadan çıkartıp üstümü değiştim.
Nil ise o sırada bana dedikodu veriyordu."Ben bunların hepsinin haberini aldım.Annem ve Işıl sizin hakkınızdaki her şeyi anlatıyorlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Mesafelerimiz
Storie brevi"Bilseydim sana güller yerine karanfiller getirirdim.Tuttuğumuz yas biraz güzelleşirdi."