v ... [46]

2.9K 189 16
                                        

[46.Bölüm)

"Sırat'tan incedir sevda köprüsü.Beraber geçelim,tut ellerimden."

Abdurrahman Karakoç

 Eli saçımdayken açtım gözlerimi. İçerisi karanlıktı. Elini kaydırıp belime yerleştirdi. Dün gece kendi yatağına dönmek istediğinde onu durdurmuştum. Beni sevdiğini söylediğinde verdiğim tek tepki bu olmuştu. Onun kollarının arasında uyuyakalmışım. Derin bir nefes çekti içine ve bekletmeden dışarı verdi seslice.

Ezan okunuyordu.

Yatağın içinde hareketlenip ona döndüm.Sıcaklığına sokulup orada uyumaya devam etmek istiyordum. Gözlerim uykusuz görünen yüzünü buldu.Şiş olan gözleri uyumadığının kanıtıydı.

"Sen uyumadın mı hiç ?"

Başını iki yana salladı."Namaz kılacağım."dedi ve kolunu altımdan çekti.Yanımdan kalktı. Tuvalete gitti.Yatağın içinde bekledim onu.Babaannem ve dedem de uyanmıştı.Banyodan abdest aldıktan sonra kendi odalarına geçtiler.Onlar namazlarını kendi odalarında kıldılar.

 Yavuz'un namaz kılışını izledim yüzümde gülümsemeyle.Acaba anlamış mıydı namaz kılmamamın sebebini ? Ya da işime karışmamak için mi bana namaz kılmamı söylemiyordu?

Onu beklediğimi gördüğü halde namazı bittiğinde kendi yatağına gitti.

"Rahat edemedik öyle.Uyu güzelce ."dedi.

Arkasını döndü ve yattı. Yaptığı anlamsız gelse de onunla uyumak istesem de geri yattım yatağıma.

" Yanımda rahat edemedin. Yavuz... Biz ne yapacağız? Yani... Şey... "
Konuşamadım. Hissettiklerimi cesurca söyleyemedim.

" Neyse, rahat edemediysen orada yat tabi."
Bağdaj kurduğum bacaklarımı açtım. Yatağa uzandım. O kadar utanıyordum ki... Küçük bir kız gibi karşısında doğru düzgün bir cümle dahi kuramamıştım.

" İyi geceler Dilru."

"Tabi, sana da iyi geceler."

Bu adamın karşısında dilim lal oluyordu ya da daha kötüsü aptalca bir şekilde kırıcı konuşuyordum.

Yüzümü sımsıkı örttüm. Ellerim altındaki yüzüm ısınmıştı. Derin bir nefes aldım.
Düşünme Dilruba.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu onun için neyi ifade ediyordu?
Düşünme.
Düşünme ve uyu!

...

 Uyuyamadım.

Sağıma soluma döndükçe sinirlerim iyice bozuldu.Uykum kaçmıştı.Sinirle ona döndüm.Sessizce yatıyordu. Uyumuştu sanırım. Ne de olsa sabaha kadar rahat edemediğinden uyuyamamıştı.

  Dediklerini  kötüye yoruyordum. Sanki benden şikayetçiymiş gibi. Ben birileriyle yatmaya alışıktım. Annemle, babaannemle, kardeşimle veya bir süre öncesine kadar kardeşim olarak gördüğüm kuzenim ile... Tek yatmak istemesini anlayabilirdim. Yani benlik bir şey değildir. Herhalde...

Aradan bir yarım saat daha geçti. Sinirden ağlayacak duruma gelmiştim. Tek çare ona seslendim. Dediği tek cümleye bu kadar takılmam...

"Yavuz ,Yavuz ..."

Sonunda cevap verdiğinde verdiği cevap "hım" olmuştu.

"Uyuyamıyorum ."

Yine "hım" diye bir ses çıkardı.

Bizim MesafelerimizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin