Oy ve yorumları unutmayın :))
"Rizgar...şey...benim sana söylemek istediğim bir şey var. Ama sana bakarken konuşamıyorum. Dilim tutuluyor. Sanki böğrümde eşekler tepişip duruyor. Midem yanıyor. Sanki kalbim hop diye ağzımdan çıkacakmış gibi oluyor. O yüzden ne anlatmak istediysem hepsini elimde duran zarfın içindeki kağıda yazdım. Eğer onu okursan..."
Birden mektup elinden alındı. Azad kim aldı diye arkasına baktığı zaman bir ona bir de mektuba bakıp da sırıtan Hasan'ı gördü. Bir hamleyle mektubu almaya çalıştıysa da bir türlü başaramadı. Azad:
"Ya ver şu mektubu!"
Birkaç defa daha hamle yaptıysa da bir türlü geri alamadı mektubunu. Hasan etrafına bakındı ve ikisinden başka kimsenin olmadığını fark etti. Hasan:
"Ben de seni öyle konuşurken görünce nihayet bizim Azad efendi Rizgar'a açıldı zannettim. Ama meğersem kendi kendine konuşuyormuşsun."
"Hasan ver şu mektubu."
"Bir okuyum ondan sonra veririm."
Onlar böyle birbiriyle boğuşurken yanlarına gelen kişiyi fak etmediler.
"Ne yapıyorsunuz burada?"
Azad ve Hasan:
"Rizgar!!!"
Azad onu görünce telaşlandı. Hasan ise bu durumu fırsata çevirmeye karar verdi.
"Rizgar bu mektup sanaymış" diyerek elindeki mektubu ona uzattı.
Tam Rizgar mektubu almışken Azad hemen araya girdi. Mektubu aldı elinden.
"Yok sana değilmiş mektup."
Hasan mektubu onun elinden alıp yeniden Rizgar'a uzattı:
"Hayır sana mektup."
Azad yeniden mektubu aldı.
"Ben kontrol ettim. Sana değilmiş kesinlikle."
Rizgar şaşkınca eldeki mektubu çekiştiren iki adamı izledi. Nihayet bu çatışma mektubun ortadan ikiye yırtılmasıyla sona erdi.
Üçünü de bir sessizlik kaplamıştı. O sırada Hatice Hanım geldi. Hiç biri orada yokmuş gibi usulca mutfağa geçti. Onu gören Rizgar arkasından seslendi ama işitmedi.
...
Hacer dalgın bir şekilde önündeki tabağa bakıyordu. Annesinin az evvel söylediklerini hatırladı.
"Kadim ağa seni kuma olarak istiyor."
Bu saçma sözü kulağı duymuş ama içinden yine de yanlış duyduğuna inanmak istemişti.
"Ama daye o zaten evli. Karısı var çocuğu var. Hem babam kabul etmedi değil mi?"
Annesi kabul etmedi dese buna dahi inanacak durumdaydı. İnanmak istiyordu çünkü. Böylesine saçma bir evlilik planının önünde bir engel olmasını istiyordu. Halbuki ikisi de biliyordu. Söz konusu para mevki olunca babasının gözü ailesini dahi görmezdi. Ve bu evlilik onun çok çıkarına olacaktı.
Ve işte o anda annesinin ağzını bıçak açmayışı babasının çoktan bu evliliği kabul ettiğini gösteriyordu. Dün akşam annesiyle babasının ne konuda tartıştığını da öğrenmiş oluyordu.
Şimdi boş gözlerle önündeki tabağa bakmaya devam ediyordu. O sırada Rizgar içeri girdi.
"Dış kapı açıktı. Belli ki Hatice Teyze kapatmayı unutmuş. Oldukça dalgın görünüyordu bu gün de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...