Oy ve yorumları unutmayın :))
Gülizar duyduklarının şokuyla zar zor adım atıp odasına gelmişti. Odasının yarısını kaplayan yatağının kenarına oturup bir elini dizine koyarken diğer eliyle de hala şaşkınlıktan açık olan ağzını kapatmıştı. Gülizar:
"Hacer karısına bak sen. Bir de ben kendimi hileci entrikacı sanırdım. Meğer hanfendi hepimizi ayakta uyutmuş."
Öğrendiği şok edici gerçeğe rağmen hala kafasında soru işaretleri vardı. Mesela kızının buradan gitmesini nasıl sağlamıştı? Geri dönmesinde onun payı mi vardı? Kızı Ali getirdiğine göre konağa acaba o da bu işin içerisinde miydi?
"Çok bir şey bilmiyorum ama" dedi kendi kendine. "Bir şeyi çok iyi biliyorum. Bu elimdeki bombayı konakta öyle bir patlatacağım ki... Yer yerinden oynayacak."
Cümlesinin sonlarına doğru sırıtmıştı pis bir şekilde.
...
Genç kız odadan çıktığında kafasında aynı dizeler yankılanıyordu.
Felaketim olur ağlardım.
Onu öldüreceğimden korkardım.
Hayırsızın biriydi fikrimce.
Karmaşıkça beyninin içinde tekrarlanan sözlerle başını elleri arasına alıp susturmaya çalıştı bu sözleri. Genç adamın bu dizeleri okumasına anlam veremediği gibi nedenini bilemediği bir sebepten ötürü rahatsız etmişti bu sözler onu.
"Zeynep."
Ali'nin sesini duymasıyla irkilip kendine geldi. Kader:
"Ali."
Genç adam yanına gelip omuzlarından tutarak kendine çevirdi kızı. Ali:
"Sen iyi misin?"
"E-evet iyiyim" dedi gözlerini kaçırarak.
"Sevindim. Az evvel ellerinle başını tuttuğunu görünce endişelenmiştim açıkçası."
"Başım ağrıyor sadece. İyi geceler."
Sevgilisinin başka bir şey demesine fırsat vermeden koridorda odasına yöneldi. Ali ise kaşlarını çatarak yanından uzaklaşan kızı izledi.
...
Ertesi sabah konakta büyük bir koşuşturmaca vardı. Rizgar, Hacer ve Gülizar mutfakta keyifle kahvaltıyı hazırlarken Gülizar ara ara Hacer'e bakıyordu kötü şekilde. Hacer bunu fark etse de her zamanki hali diye düşünüp bir şey demedi. Rizgar:
"Nihayet konak neşesine kavuşacak gibi" dedi coşkuyla. Gülizar:
"Değil mi canım? Baksana. Yılların yaslı kadını Hacer Hanım'ın bile yüzünden tebessüm eksik olmuyor. Niyeyse acaba" diye imalı konuştuğunda Hacer yutkundu.
Bir şey mi biliyor acaba diye düşünmeden edemedi. Sonrasında ise başını iki yana salladı. Bilmesine imkan yoktu ona göre. Rizgar:
"E tabi ki de neşeli olacağız abla. Düğün var yakında. Hatta bu akşam da kınamız var. Uzun zamandan sonra davul zurna çalacak konakta. Nihayet konakça üzerimizdeki yas elbiselerinden kurtuluyoruz."
Konaktaki gençleri düşünüp gülümsedi. Rizgar:
"Ne ara büyüdüler ya?! Aklım almıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...