"Ve evet. Yine ben yine bu sülale." Çocuk hayattan bezmiş şekilde karşısında duran çifte bakıyordu avluda. " Şu iki sezondur gerçekleşmeyen evlilik olsun da artık düşün yakamdan ya! Ne zaman kurtulacağım ben sizden arkadaş."Ofladı.
"E yine mesaj mı yollayacağım?" Rizgar:
"Hı hı evet."
"Telefon gibi muhteşem bir icat dururken bu geleneklerimizi yaşatma hevesiniz takdire şayan. Ama bu yüzden güvercin muamelesi gören ben heder oluyorum. On kilo verdim sayenizde yahu! Ayrıca ben önceden yollamamış mıydım zaten mesaj?" Azad:
"Yok onun evleneceği kız benim yeğenimle evlenecek."
"Ha birde aynı konaktasınız! Gidin kendinize uşak tutun yahu! Burnunun dibindeki adama mesaj iletmek için beni çağırıyor!" Azad:
"Dur dur gitme" diyerek çekip gitmek üzere olan çocuğu durdurdu. "Evet evleneceği kız benim yeğenimle evlenecek ama o da gelinin kardeşiyle evlenecek. Gelinler ve damatlar değişti."
Çocuk şaşkınlıktan ağzı da gözleri de açılmış vaziyette baktı ikisine birden.
"Evlenmek istediği kızla başkası evleniyor o da onun kız kardeşiyle evlenecek!? Ne pis bir ilişki ağınız var sizin böyle ya! Ver kağıdı ver" deyip kağıdı alıp söylenerek uzaklaştı oradan.
Azad ve Rizgar'sa bir birbirlerine bir de arkasını dönüp giden çocuğa baktılar. Azad:
"Bu çocuk neden her geldiğinde bizi azarlıyor ya?"
Oy ve yorumları unutmayın :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...