Kader:
"Kadir sen ne diyorsun? Ha? Sen ne saçmalıyorsun!!!"
Bu kadarı çok fazlaydı. Tahammülü kalmamıştı artık genç kızın.
Uzun zamandır yoktu Ali. Onun kayıp olduğunu yeni öğrenmemişti ancak içinde bir umut vardı yine de. Ve şimdi o umutları yerle bir oluyordu.
Arabası ormanda terk edilmiş vaziyette bulundu da ne demek oluyordu? Ona dair bulunan iz mutlu etmekten ziyade korkutmuştu onu.
Ormandaysa arabası Ali nerede?
Kadir de aynı duyguları paylaşıyordu onunla. O da korkuyordu. Endişeleniyordu. Bu yükü kendi taşıyıp etrafındakilere renk vermemesi gerekiyordu.
İşte bu yüzden tüm duygularını bir kenara itip kimse duymasın diye sinir krizi geçiren kızı sakinleştirmeye çalıştı.
"Kader kendine gel."
"Ali?! Aliiiiiii!!!!!!"
Kolları arasına alıp ağlamasının bitmesini bekledi.
...
Hastane...
Etrafta sessizlik hakimdi. Hiç bir şey duyulmuyordu aynı ritimde çıkan cihazların sesinden başka.
Gözlerini yavaşça açtığında ilk başta bulanık olan etraf yavaşça berraklaştı. Yanı başında hissettiği ağırlıkla oraya çevirince bakışlarını gördüğü manzarayla şaşakaldı.
"Dizdar."
İşte o kız yanı başınızaydı. Bir zamanlar onu öldürmek için can düşmanı ölüm kalım savaşı verdiği sırada başucunda uyuyan hayat arkadaşı olmuştu.
İşte bununla hayatın insanı ne kadar şaşırtabildiğini anlamış oldu.
Adını duyan genç kız gözlerini açtığında ona bakan kocasını görünce şaşkınlıkla sevinci bir arada yaşadı. Dizdar:
"Baran."
Uyanır uyanmaz ilk duyacağı şeyin karısının ağzından adı olacağı hiç gelmemişti aklına. O kadar tatlı dile getirmişti ki adını isminin ne kadar güzel olduğunu o an idrak etmişti.
Kızın ayaklanmasıyla tamamen kendine geldi.
"Ben hemen doktora haber vereyim."
Tam gidecekken genç adamın elini tutmasıyla olduğu yerde kalakaldı. Baran:
"Gitme."
İkisi de gözlerini ayıramadı birbirinden.
...
Rizgar, Kader'in odasından çıkarken Gülizar ve Azad kapının önünde onu bekliyordu. İkisinin de bakışlarında merak olmasının yanı sıra biri endişeliyken diğeriyse kuşkuluydu.
Azad:
"Kader nasıl Rizgar o iyi mi?" Rizgar:
"Yarım saat önceye kıyasla biraz daha iyi. Hacer yanında duracak galiba. Onları yalnız bırakalım." Gulizar:
"Noldu da bu hale geldi acaba?"
"Duymadın mı abla İstanbul'daki arkadaşı rahatsızlanmış."
"Onca bağırış çağırış bunun için miydi yani? Üstelik Kadir de odasına götürür götürmez çıkıp gitti." Azad:
"İnsanlar sevdikleri biri rahatsız olduğunda endişelenebilirler. Bu gayet normal bir şey. Tabi" dedi alaycı bir ifadeyle. " Sen bu hayatta kimseye gerçek manada değer vermediğin bunu anlamaman gayet doğal." Rizgar:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...