9. BÖLÜM

749 38 60
                                    

Uzunca süre bilgisayarın tamir olmasını bekledim. Ve nihayet yine sizlerleyim :)

Bu yüzden de 2338 kelime ile karşınızdayım.

Keyifli okumalar :)


Sedyede adamı götürürlerken üç genç de polisin ardından ona baktı. Polis:

"İfadenizi almamız gerekiyor. Lakin önce siz de kendinize pansuman yaptırın" dedi Kadir'e bakarak. Kadir:

"Ciddi bir şey değil zaten sıyırdı geçti."

Kader ve Ali o anı hatırlayınca iliklerine kadar titredi ikisi de tekrardan.

İki kardeş adamın elinden silahı almaya çalıştıklarında silah ateş almıştı. Birkaç saniye içerisinde ikinci kez ateş almıştı.

Ve bunun sonucunda adam karnından Kadir ise kolundan yaralanmıştı.

Kader'in Ali'nin ve polisin ısrarı ile pansuman odasına giden genç adam, giderken arkasına dönüp günün yorgunluğu ile birbirine sarılan kardeşiyle sevdiği kıza baktı.

...
Tüm konak ahalisi telaşlı bir vaziyette gelecek haberi bekliyordu. Hem Hacer'in hem Dijwar Hanım'ın iki annenin de yüreği ağzındaydı.

Ne Hacer bunca acıdan, hasretten sonra ne de Dijwar Hanım o kız yüzünden evlatlarından olmaya katlanabilirdi.

Yaşadıkları imtihanın en ağırı şüphesiz ki evlatlarıyla olandı.

İkisi de yüreği ağzında bir sürü felaket senaryosuyla mücadele ederken Gülizar üst kattaki pencereden çekirdek çitleyerek onları seyrediyordu.




...
Dizdar konağın kapısına geldiği anda duraksadı. Sinirle yutkunup baktı ahşap kapıya bir süre. Her ne kadar ayakları geri geri gitse de içeri girmeye mecburdu.

Kapıya daha vurmadan evin çalışanı Ayşe'nin kapıyı açmasıyla göz göze geldiler. Ayşe:

"Hoş geldiniz Dizdar Hanım. Ben de çöpleri atmak için çıkmıştım dışarı. Sonra da yemek ile uğraşacağım. Olunca çağırırım sizi." Dizdar:

"Aç değilim" diyerek hızlıca içeri girip odasına çıktı.

Üzerindekileri kenara fırlatıp kendini de yatağa attı ardından. Tek yapmak istediği tavana bakıp uyumaktı. Tabi karnından gelen gurultular izin verirse.




...

Hacer artık dayanamayıp polise gitmek için ayaklandığında kapı açıldı. Üç genci gören herkes yanlarına koştu. Dijwar Hanım:

"Oğlum noldu? Bu ne hal" diyerek Kadir'in sargılı koluna baktı endişe ve korku içinde. Ali:

"Bir şey yok anne. Önemli bir durumu yok abimin."

"N-nasıl yok? Sarmışlar kolunu!" Kadir:

"Anne önemli değil diyoruz ya! Basit bir sıyrık." Hacer:

"Kızım sen iyi misin" diyerek elleriyle evladının yüzünü avuçlayıp tepeden tırnağa süzdü.

Genç kız evet anlamında başını sallasa da yine de tatmin olmamıştı annesi. Hacer:

"Gel otur şöyle" diyerek divana oturtmuş yarası beresi var mı diye incelemeye devam ediyordu kızını.

Gülizar'sa çekirdek çitleyerek onları izlemeye devam etti. Gülizar:

"Ben demiştim başroller ölmez diye."






Akşam...

Dizdar bir o yana bir bu yana yatakta dönmekten bıkmıştı artık. Açlıktan odada turlayacak enerjiyi de bulamıyordu kendinde. Oflayıp kalktı yataktan. Saate baktı. Acaba herkes yatmış mıdır diye düşündü içinden. Kendine kızmayı ihmal etmedi. Gururu yüzünden hiçbir şey yememişti. En azından Baran'ın yolladıklarını reddetse bile gidip dışarıdan bir şeyler almalıydı kendine. Ama yoğun çalışma arasında aklına gelmemişti bir türlü.

KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin