Oy ve yorumları unutmayın
Dizdar:
"Abi nolursun aç gözlerini! Yalvarırım terk etme bizi" diye hem yalvarıyor hem de götürüldüğü sedyeyi takip ediyordu.Genç kız abisi için gözyaşları dökerek yürürken Baran da onun her an yığılıp kalmasından endişeli peşinden geliyordu.
Ali ve Dicle de sedyenin diğer tarafından takip ediyordu sağlık ekiplerini.
Kader ve Hacer'se geriden geliyorlardı. Genç kız için buraya gelmek ölümden beterdi. Onun yüzünden hayatını kaybetmek üzere olan bir adamın yanına gelmekle doğru mu yaptı bilmiyordu.
Tampona rağmen sol göğsünden oluk oluk akan kanı, peşinden endişeli gözyaşlarıyla giden kardeşlerini gördükçe bu şehri terk etmekten vazgeçtiği için lanetler okuyordu içten içe kendine.
Bahar ise koşarak onu geçti. Genç kızın gözlerinden yaşlar hastanenin beyaz zeminine dökülürken kimsenin yıllardır içinde gizlediği hislerini anlama ihtimali umurunda bile değildi.
Tek istediği sevdiği adamın gözlerini tekrardan açtığını görmek onun iyi olduğunu bilmekti.
Kadir ameliyathaneye alındığında bile içeri girmek isteyen Dizdar'ı zar zor zapt etti Ali ve Baran.
Lakin daha birkaç dakika öncesinde yaşadıkları şoku atlatamazken yeni krizle karşı karşıyaydılar.
Dijwar Hanım:
"Allah'ın cezası" diye bağırarak hastaneye girip Kader'in üzerine çullanmıştı. " Ben demedim mi sana git diye! Yetmedi mi anne kız bu aileye ettikleriniz! Mutlu musun şimdi! Uğursuz! Uğursuz seni!!!"
Başta Hacer ve Ali olmak üzere herkes kadını kızın üzerinden almaya çalışıyorlardı lâkin evlâdı içeride can çekişen kadının feryatları kadar güçlüydü cüssesi.
Kader ise onu korumaya çalışan ne annesine ne de birkaç dakika öncesine kadar evleneceğini umut ettiği sevdiği adamla diğerlerine yardım etmiyor öylece olduğu yerde duruyordu.
Ne kadının bağrışlarına ne sözlerine ne de darbelerine karşılık vermiyor cezasını bekleten mahkum gibi sessizce duruyordu orada.
Dijwar Hanım:
"Sana git dedim o kadar! Git! Anlamadın! İki kardeşin arasına girdin utanmaz!!!"
15 dakika sonra...
Aradan geçen dakikalar bir asır gibi geliyordu herkese. Dijwar Hanım'ın sakinleştirici iğne yapılıp bir odaya alınması vukuat çıkmayacağı için içlerini bir nebze olsun rahatlatsa da Kadir için endişeleri dinmiyordu bir türlü.Ameliyathaneden beyaz önlüklü bir hemşirenin çıkmasıyla tüm başlar ona döndü. Ali:
"Ameliyat nasıl geçti" diye sordu yanına koşup. Dizdar da yanlarına gitti.
"Abim iyi mi?" Hemşire:
"Ameliyat devam ediyor. Bitince doktor gerekli bilgiyi verir. Ben buraya hastanın üzerindeki eşyaları teslim etmek için geldim."Onun bu lafıyla ameliyatın henüz bitmediğini öğrenen gençler iyi bir haber almadıkları için üzülmeleri mi yoksa kötü bir haber almadıkları için sevinmeleri mi gerekiyor karar veremediler.
Ali elleri titreyerek eşyaları alırken yere düşen kanlı mektuba dikkat kesildi herkes.
Hemşire:
"Tam da vurulduğu sol göğsündeki cebinden çıktığı için kanlıydı."Ali yerden alıp zarfı açtığında herkes kâğıtta yazılana baktı merak içinde.
"Yaşayınca Anladım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...