2. Part daha da uzun olacak. İyi okumalar 🙃
Genç adam bir yandan telefonun ucundaki adamla konuşurken diğer yandan da yanında Fırat diyerek ağlayan kardeşine bakıyordu.
Dicle'yi meseleyi tam öğrendikten sonra kollarına alıp teselli etmesi gerektiğinin farkındaydı.
Ancak telefonun ucunda duydukları da allak bullak olmasına iki kardeşi arasında kalmasına neden olmuştu.
Azad:
"Dicle kızım noldu Fırat'a bir doğru düzgün anlatsana şunu!"Genç kız hala doğru düzgün konuşamıyor onun yerine sadece adamın adını tekrarlayıp ağlıyordu.
Kadir telefondakine:
"Ben seni sonra ararım" diyerek kapattığında Kader ile göz göze geldi.
Herkes Dicle ile ilgilenirken bir tek o Kadir'in yüz ifadesindeki tuhaflığı fark etmişti.
Özellikle de kendisi baktığında gözlerini kaçırınca şüphesi kat be kat arttı.
...
Aradan geçen saatler herkese işkence gibi gelmişti. Gülizar bile endişeliydi Fırat için. Rizgar her ne kadar kocasının yanında durmak istese de yeni doğum yapmış lohusa bir anne olduğu için daha doğumunun üzerinden bir gün geçmemiş bebeğinin yanına gitti.Dicle ise konağa gelen doktorun yaptığı sakinleştiricinin etkisiyle uyuyordu. Hacer ara sıra Rizgar'ı kontrol ediyor sonra da tekrar Dicle'nin yanında alıyordu soluğu.
Tekrar Rizgar'ın yanına gidecekken konağa sıkıntılı bir ifadeyle gelen Azad ile Kadir'i fark edince anında yanlarında aldı soluğu.
Hacer:
"Bir gelişme var mı?"Azad''ın başını iki yana sallamasıyla hayal kırıklığına uğradı. Ama belli etmemeye çalışıp belli belirsiz tebessümle:
"Ben inanıyorum. O iyi" dedi. "Ne bizi ne de sevdiği kızı bırakmaz."
Azad da gülümsemeye çalıştı. Her ne kadar inanmasa da inanmak istedi buna.
Kabus gibi geçen yirmi dört saatin ardından haber gelmişti.
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyin." Kader:
"Neredesin Ali? Aç şu telefonu."
Telefonda tuşlara tekrar basıp kulağına götürdü.
"Aradığınız kişiye şu an..."
Sinirle yatağa fırlattı telefonu. Birkaç kez sinirle solumanın ardından ardından önceye nazaran daha nazikçe alıp mesaj yazmaya başladı.
Lakin dışarıdan gelen bağırış çağırış sevinç çığlıkları neticesinde mesajını yarıda bırakıp pencereden avluya baktı. Azad neşeyle karısını kucaklamıştı döndürüyordu. Dicle de Hacer'e sarılmıştı sevinç içerisinde.
Fırat'a dair güzel haberler olduğunu düşündü. Odasından çıkıp avluya indiğinde tahmininin doğru olduğunu anladı.
Hacer koşarak yanından geçti. O da annesinin peşinden girdi içeri. Kadir'in oodasının kapısına geldiklerinde Kader de buraya gelmesi gerektiğini düşünüyordu.
Hacer:
"Müjdeler olsun Kadir Fırat iyiymiş" dedi büyük bir mutlulukla kapıyı açıp.
Kadir'in yüzündeki yakalanmışlığın verdiği ifadeyi bariz görüyordu genç kız.
Kadir:
"Öyle mi" dedi kulağındaki telefonu indirip masaya koyarak. "Çok sevindim" diyordu ama yüzündeki gerginlik endişe hala tamamen gitmemişti.Hacer haberi vermenin ardından odadan çıkarken Kader hala oradaydı. Kadir'in gitmesini bekleyen bakışlarına inat orada durmaya devam ediyordu.
Kadir:"Bir şey mi söyleyeceksin?"
"Kiminle konuşuyordun?""Hiç. İş yerindeki çalışanlarla."
"Öyle mi? Peki Ali hakkında bir şey dediler mi?"
"Evet. Malları ardahana kadar taşımış. Yarım saat evvel bildirmiş."Kadir'in her kelimesinde gözlerini kaçırması daha da kuşkulandırıyordu onu.
"Allah Allah. Nedense benim telefonlarımı açmadı."
"Yolda sonuçta. Normal değil mi?"
"Yalan söylüyorsun."
"Yalan falan söylemiyorum."
Kader:
"Kaçamazsın böyle benden." Kadir:"Kaçtığım falan yok."
Genç adam çalışma odasına hızla yürürken Kader de peşindeydi. Kader:
"Cevabımı almadan hiç bir yere gitmem."
"Cevabı verdim ya zaten."
Önündeki raporlara çevirmişti başını lakin kızdan kurtuluş yoktu ona. Kader:
"Yalan söylüyorsun. Onları kandırabilirsin ama beni kandıramazsın."
Kadir'in gözlerini kaçırıp inatla konuşmayı reddettiğini görünce eliyle masaya vurdu.
"Ali nerede?!"
Oy ve yorumları unutmayın ☺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...