Alıntı

4.5K 296 54
                                    


Oy ve yorumları unutmayın :))

Tüm kızlar yöresel kıyafetleriyle ellerinde mum türkü söyleyerek Hacer'in etrafında döndüler.

"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özlerim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özlerim

Annemin yelkeni olsa açsa da gelse
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse

Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özlerim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özlerim"

.....

Azad her yere bakmış bir türlü Hasan'ı bulamamıştı. En nihayetinde onu sarhoş bir şekilde uçurumun kenarındaki ağacın dibinde budu. İçip içip boş gözlerle karşıya bakıyordu. Başını çevirince Azad'ı gördü ve sarhoşluğun etkisiyle gülümsedi.

"Oooo Azad sen mi geldin? Gel beraber içelim. Sen Rizgar'a ben Hacer'e."

Hacer'in adını anmasıyla yüzündeki tebessüm kaybolmuştu. Azad:

"Ah be Hasan! Hem Hacer'i hem de kendini harap ediyorsun."

Yanına gelip ayağa kaldırdı. Başını koltuk altından geçirdi. Hasan:

"Ne yapabilirim ki? Elimden hiçbir şey gelmiyor. Gidip de başkasıyla evlenecek olan sevdiğime altın takacak halim yok ya."

Beraberce konağa yürüdüler.



.....

Kınayı getir aney türküsüyle kına geldi. Evladını mürüvvetini görmeyi her şeyden çok isteyen, sevinç gözyaşlarıyla onu uğurlayacağını düşünen Hatice Hanım onca zaman beklediği bu gecede kahrından ağlıyordu. Hacer'in eline kına sürüleceği zaman daha fazla dayanamayacağını anlayıp dışarı çıkmaya karar verdi. Tam kapıdan dışarı çıkacağı sırada tüm konak Hacer'in çığlığıyla olduğu yere mıhlandı. 

KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin