Evet millet. Yeni Bölüm sizlerle. Bu geçmişe dair son bölümdü. Bir sonraki bölüm şimdiki zaman olacak artık. Ve daha enteresan olaylarla, düğümlerle karşılaşacağız.
İyi okumalar :))
Oy ve yorumları unutmayın :))
"Evet seni dinliyorum."
Genç adam ne yapacağını şaşırmıştı. Kağıt hiç olmaması gereken kişinin elindeydi şuanda ve bu durumu değiştiremiyor, zamanı geri alamıyordu.
Ne vardı ki kağıdı oray düşürecek? Kafasına vurmak istiyordu tüm gücüyle. Yıllardan beridir sakladığı gerçek açığa çıkmıştı işte. Rizgar:
"Bir şey söylemeyecek misin Azad...abi?
O abi tonlamasında öyle manalar vardı ki: kırgınlık, şaşkınlık, hayal kırıklığı. Gözlerini kapatıp yutkundu genç adam.
İşte şuanda ölmek istiyordu. Bu anı çokça hayal etmişti. 'Rizgar'a söylesem ne tepki verir? Acaba sevinir mi, kızar mı yoksa şaşırır mı' diye. Ve o kadar merakla beklediği o anın içindeydi şuan. Cevabını almıştı. Hayal kırıklığı. Belli ki sevdiği kız onu gerçekten bir abi gibi sevmişti. Aşkını kazanamadığı gibi sevgisini de kaybediyordu. Ama buna müsaade edemezdi. Gerekirse inkar edecekti. Sonuna kadar.
"Rizgar o önemli bir şey değil. Alelade bir yazı." Dedi kendi dediğine kendi bile inanmazken.
"Bu alelade bir yazı değil. Hele baş harfler hiç alelade değil. Sen resmen..."
"Azad Abiiii! Rizgar Abla! Hacer Abla!"
Tam korktuğu lafları duyacakken Kadir'in dışarıdan seslenmesiyle bölünmüştü konuşma. Rizgar önemsiz bir şey olduğunu düşünüp devam edecekken Kadir'in:
"Azad Abi! Rizgar Abla! Neredesiniz!" diye tekrardan ısrarla bağırdığını görünce meselenin ciddi olduğunu anlayıp çıkmıştı avluya ikisi birden. Azad:
"Kadir ne oldu? Ne bu haliniz böyle?"
İki çocukta üstü başı dağınık kir pas içinde duruyorlardı. Çocuk oldukları için bu durum normal sayılabilirdi ama hallerinde başka bir şey olduğunu görüyorlardı. Felaketin izleri.
Ali ağladığı için ondan cevap almaları mümkün değildi. O yüzden yine Kadir'e sordular. Rizgar eğilip Kadir ile boyunu eşitleyip:
"Kadir söylesene ablacığım ne oldu?" diye o sordu bu sefer.
Çocuk nefes nefese tek kelime söyleyebildi ilk.
"Kader" Azad:
"Ne oldu Kader'e? Sizinle birlikte değil miydi o?"
Azad da yanlarına gelip yere çökmüştü tıpkı Rizgar gibi. Kadir bu sırada uzun koşmanın ardından ancak düzgünce nefes alıp kısaca anlattı durumu.
"Kader uçurumdan düştü."
Hem Rizgar hem de Azad daha şaşırmaya fırsat bulamadan bir ses duydular. İki metre ötelerinde yere ceviz dolu demir tepsiyi düşürmüş Hacer onlara bakıyordu. Gözleri sonuna kadar açılmış aynı şekilde açılan ağzını eliyle kapatıp yere çöktü. Çığlık atmak istiyordu ama atamıyordu bir türlü. Bir yerlerde kalıyordu o çığlık. Çıkmıyordu dışarı bir türlü.
Rizgar ve Azad koşarak yanına gidip onu kaldırmaya çalıştılar. Durumun vehameti hepsini dehşete düşürmüştü. Küçücük bir kız çocuğu uçurumdan düşmüştü. Yaşaması bir yana parçasını bulmaları bile bir mucize gibiydi. Ama annesi bu haldeyken tabi ki de böyle bir şeyi dile getirmek mümkün değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...