Herkes duyduğuyla donakaldı bir an. Ardındansa kendilerine gelip camda aldılar soluğu.
Doktor:
"Defibrilatör cihazını çalıştırın" dedi hemşirelere.Hemşire denileni yapıp:
"Çalıştırdım," diyerek bir sonraki komutu bekledi. Doktor:"200'e şarj et." Hemşire:
"Şarj edildi."
"Çekilin."
Herkes çekilince genç adama elektroşok verdi.Monitör cihazına baktıklarında değişen bir şey yoktu lakin. Doktor:
"300'e şarj edin."
"Edildi."
"Çekilin."Aynı şekilde yine elektroşok verdi. Lakin değişen bir şey yoktu yine.
Kader gözünün önünde ölüme giden sevgilisine bakıp ellerini cama dayamış içinden dualar ediyordu. Kader:
"Terk etme. Lütfen terk etme beni Ali. Sen de terk etme."Doktor:
"360'a şarj edin."
"Edildi."
"Çekilin."Kırkların ortasındaki doktor koluyla gözlüğünü düzeltip:
"Hadi genç adam" dedi yatmakta olan çocuğa. "Dön aramıza."
İçine derin bir nefes çekip elindekileri genç adamın göğsüne bastırdı tekrar.
Ve monitörden tık tık diye sesler gelmeye başladı. Hemşire sevinçle:
"Kalbi tekrar çalıştı doktor bey" deyince doktor dahil içerde ve koridordaki herkes rahat bir nefes verdi.
Doktor:
"Aferin sana."Önce yataktaki genç adama sonra arkasındaki kalabalığa gülümsedi.
Tüm aile de aynı şeyi yaparken Kader sevinç gözyaşlarıyla yere çöktü. Kadir her ne kadar teselli amaçlı sırtına elini uzatsa da elini itti.
Bunun üzerine annesi yere çömelip ona sarıldı.
...
2 saat sonra...
Aradan geçen iki saat içerisinde Ali normal odaya alınmış ve bir kişinin onu görebileceğini söylemişti doktoru. Dizdar ya da Dijwar Hanım daha ağzını açamadan Kadir:
"Ben girerim" demişti.
Annesi ve kız kardeşini şaşkın bakışlarını kendi mahcup bakışlarıyla karşılık verdi. Bunun üzerine ikisi de bir şey diyemedi. Her ne kadar ona kızmak isteseler de nasıl ki içeride yatan onların kanından canındansa karşılarındaki de öyleydi.
Başlarını onaylar bir şekilde sallayıp geri çekildiler. Yine aynı hatayı yapmayacağından emindiler.
Genç adam içeri girdiğinde yatakta yatan kardeşini görünce yutkundu. Onu hiç böyle görmemişti. Kireç gibi beyazlamış yeni, rengi uçmuş mora çalan dudakları ve göz çevresiyle bu benim kardeşim mi cidden diye düşündü istemsizce.
Her zaman muziplik yapan, her şeyi alaya alan, hatta ölümle dalga geçen kardeşi ölümden dönmüş yatıyordu orada. Ama görüntüsüyle bir ölüden farksızdı.
Yavaşça ona yaklaşıp yanındaki sandalyeye oturdu. Ve uzunca süre onun soluk benzini izledi.
"Yakışmıyor sana" dedi sonra. "Ölüme dair hiç bir şey yakışmıyor sana."
Oturduğu sandalyede öne eğilip eliyle alnını ovuşturdu gözlerini kapatıp.Sonra açtığı gözlerini karşısında hala yatmakta olan kardeşine çevirdi. Bir şeyler söylemekle söylememek arasında gidip geliyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...