Dizdar:
"Bir şey söylemeyecek misin?"
Genç adam hiçbir şey söylemeden öylece baktı karısına. Gözlerinde acı, hayal kırıklığı, hüzün vardı dudaklarındaki tebessümün aksine.
Gerçi Dizdar d bilmiyordu ne cevap beklediğini. Bir zamanlar düşmanı, şimdi kocası olan bu adamdan alacağı iyi kötü hangi cevap tatmin edecekti ki onu?
Baran'ın ayaklanıp:
"Allah rahatlık versin" diyerek gitmesiyle şaşkınca arkasından bakakaldı.
...
Yeni evli çift el ele kaçamak bakışlarla birbirlerine bakıyorlardı. Bu anı çok hayal etmişlerdi.
Ama gerçekleştiğine hala inanamıyor gibilerdi. Dicle Fırat'ına Fırat Dicle'sine baktı.
Dicle:
"Gerçek mi bu an Fırat? Gerçekten el ele diz dize beraber miyiz artık?"
"Evet Dicle'm. Mutlu sona ulaştık. Kavuştuk artık. Fırat ve Dicle kavuştu. Bir daha ayrılmamak üzere."
İkisinin de dudaklarında tebessüm büyürken sıkıca sarıldılar birbirlerine.
...
Sabah...
Rizgar elinde tepsiyle hamur yoğuruyordu. Azad ve Hacer'se ona söylenirken Gülizar oturduğu yerden kahvesini içip onları izledi sadece. Azad:
"Rizgar sana kaç kere söyledim ağır işler yapma diye." Hacer:
"Aynısını ben de söylüyorum ama dinlemiyor ki bir türlü." Rizgar:
"Abartmayın canım. Taş atıyorum da kolum mu yoruluyor sanki? Hem malum öğlen Dizdar ve Dicle kocalarıyla ziyarete gelecekler konağa. Bütün bunların yetişmesi lazım."
Bu laf üzerine kocası kadının ablasına döndü.
"Gülizar bari sen bir şey söyle. Ablasısın neticede." Gülizar:
"Ben bir şey desem ne olacak ki? Ne sonradan hayatına giren kocası ne de biricik arkadaşı kadar kıymetim yok. Sizi dinlemedi de beni mi dinleyecek?"
Rizgar ona dönmüş tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken tekrardan konuşup lafı ağzına tıktı.
"Ayrıca siz çocuğunuzun cinsiyeti ne zaman söyleyeceksiniz? Altı aylık oldu hala kız mı oğlan mı bilmiyoruz." Azad:
"Biz de bilmiyoruz ki. Rizgar doğuncaya kadar öğrenmek istemiyor." Gülizar:
"Olur mu canım öyle şey" dedi sinirle kahvesini masaya bırakıp. "Eskiden insanlar çocuğunun cinsiyetini öğrenmek için çıldırırlardı da öğrenme imkanları yoktu. Siz bu imkana sahip olup da öğrenmiyorsunuz pes. Ayrıca ben yeğenime cinsiyetini bilmeden nasıl yelek patik öreceğim?"
Bu lafı duyan Rizgar ve Azad şaşkınlık ve sevinç içerisinde baktılar kadına. Azad:
"Sen yeğenine bir şeyler mi örmek istiyorsun?" Rizgar:
"Şaşırtıyorsun bizi abla. Senden beklenmeyecek hareketler bunlar."
Gülizar bu laf üzerine onlara doğru masadaki elmayı atınca Azad karısının önüne siper oldu. Azad:
"Hey dikkat hamile var burada."
"Sevimsizler."
Onu umursamayıp önlerine döndüler. Rizgar bir Azad'a bir Hacer'e bakıp:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER(Aşkın Urfa Hali) Watty2020
General Fiction"Siz iki kardeş biraz şeysiniz. Yani şey..." Kader bir türlü doğru kelimeyi bulamıyordu. "Farklı." Neyse ki karşısındaki genç adam en uygun kelimeyi bulmuştu. Ve Kadir devraldı bundan sonra konuşmayı. "Biz iki kardeş farklıyız. Siyah ve beyaz gibi t...
