1.bölüm

4.9K 370 517
                                    


Merhabalar. İlk hikayeme hoşgeldiniz. Beğenmeniz dileğiyle:)

Yukarıdaki şarkı benim en sevdiklerimden ve böylelerinin bir daha gelmeyeceğini düşünüyorum. Benden size armağan bilmeyen varsa dinlesin çok şey ifade eder....

Keyifli okumalar

Herkes insanları bir kalıba sokmaya çalışır. İyi, kötü, yalancı, kibirli, egoist, bencil, hoşgörülü, cana yakın, sevgi dolu, iyimser, kötümser.......
Ama ona göre insanlar için bu kalıplar biraz kalabalıktı. Ona göre insanlar sevdikleriniz,bizi sevenler, sevmediklerimiz ve bizi sevmeyenler olmak üzere dörde ayrılırdı. İlk iki grup kendisi için kalabalık değildi. Hatta oraların çok ıssız olduğu bile söylenebilirdi.

Hayatında kimseyi incitmemeye özen gösterirdi. Çünkü daha küçükken kırılıp dökülmenin nasıl birşey olduğunu öğrenmiş, küçük yüreği baş edemeyeceği acılarla kendinden beklenmeyen performansı göstererek onu bu yaşa kadar sağ salim getirmişti. Bu yorgun hayatında mücadelenin ne demek olduğunu, nasıl yılmadan savaşıldığını birinci elden test etmişti.
Evet insanları kırmaktan nefret ederdi fakat kırıldığı zaman bu duygusuna bir zincir çekip, olduğu kişiden sıyrılıp olabileceği en hırçın haline bürünürdü. Sevdiği fazla insan yoktu.Annesi onun bu yıllarında  yanında olan ve dimdik durmasını sağlayan nadir insanlardan biriydi.Ama o da sonunda ona kazık atmıştı işte. Gidiyordu, onu bırakıp gidiyordu.Yalnız olan hayatını daha da yalnızlaştırıyordu. Onu bir başına bırakıyordu. Bu haberi dün gece almıştı.Annesi ne zaman kötü birşey söyleyecek olsa onu salonda duran masaya çağırırdı .

İşte dün akşam da herşey o masanın etrafına oturmalarıyla başladı.Cam kenarındaki küçük, beyaz, dört ayaklı şeye. Masanın yanı başında duran sandalyeye otururken yine yüreğini bir korku aldı ve korku yüreğinden tenine yayılıp tüm vücudunu kaplayarak ürpermesine sebep oldu. Ne zaman strese girse işaret parmağıyla baş parmağındaki tırnağının kenarında bulunan deriyi kazırdı, yılların stresinin getirisi olarak artık burası nasır tutmuştu.Ve bu da burayı daha çok , kanatırcasına kazımasına neden oluyordu.

Annesi bunu fark ettiğinde elini tuttu. O anda o sıcaklığın bir kez daha ona hissettirdiği duyguyla korkusunu dizginlemeye çalıştı.

"Çalıştığım şirket bu ay sonuna kadar kapanacak.Bu yüzden geçen hafta bazı çalışanlarına bir teklif sundular."
Nedense bu teklifi duymak istediğinden pek emin değildi.

"Bizi Amerika'daki şirkete yollamak istiyorlar."

Annesi biraz duraksadıktan sonra devam etti.

"Burada kalırsam uzun zaman iş bulmam kolay olmaz.Biliyorsun, bu işi de zor buldum. Bu firmadan başka da gidebileceğim bir yer yok."

Peki bunun neresi kötüydü ki?
Burada anlaştığı fazla insan, hatta bir kişi hariç kimse yoktu. Onun için yurt dışında yaşamak hem eğitimi hem de kendi ruh sağlığı açısından daha iyi olacaktı.Arkadaşını da tatillerde görmeye gelirdi ya da teknoloji çağının nimetlerinden yararlanarak iletişim kurabilirlerdi. O bunları düşünürken annesi "Yalnız, benim oraya önceden gidip herşeyi ayarlamam gerekiyor." dedi.
Hala olan biteni anlamamıştı.Ne vardı yani annesi birkaç gün önceden gidip herşeyi ayarlayabilirdi . Buradaki evi kapatıp da gidebilirdi.Bu süre zarfında o da arkadaşında kalır böylece okulunu aksatmamış olurdu. Gerçi aksatsa ne olurdu ki .Bir an önce o lanet yerden kurtulmuş olurdu.

"Tamam o zaman.Sen gidip birkaç gün önceden herşeyi ayarlarsın. Ben de daha sonra gelirim."

Annesi titrek nefesini kontrol etmeye çalışıyor ve birazdan söyleyeceği şey bunu daha da zorlaştırıyordu.

GECE LAMBASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin