Bölüm 4

56.5K 1.9K 411
                                    

Medya :Jake Hill & Josh A=Suical thougts 🖤

Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerinde gördüğüm şaşkınlık ve onu bastıran öfke içimde geri adım atma isteği doğursa da cesaretimi toplayıp içeri girdim ve  kapıyı kapattım. Küçük adımlar atarak çalışma masasına doğru yürüdüm.

O ise sandalyeden kalkmaya, bana hesap sormaya bile tenezzül etmedi. Sanırım ne yapmak istediğimi anlamaya çalışıyordu. Sandalyenin yanında durdum. Utanıyordum. Kendimden, ondan. Onun gözünde kalitesiz olmaktan utanıyordum. Şu an onun gözlerinin yerine parmaklarıma bakmamın sebebi utancımdı.

" Ne işin var senin burda? " öfkeli sesini hiç beklemiyor olacaktım ki korkuyla yerimde sıçradım.

Gözlerimi elalarıyla buluşturdum. Gözleri tam anlamıyla bataklık gibiydi. Gözlerine bir kere baksan bir daha gözlerini onun o bataklık gözlerinden çekemiyordun. Ve ben kendime itiraf edemesem de onun gözlerinde boğulmaktan, çamurunu bedenime bulaştırmasından korkuyordum.

"A-asaf abi" dememe kalmadan Öfkeyle sandalyeden kalktı. Sandalyeden o kadar sert kalkmıştı ki sandalye arkaya doğru devrilmişti. Masaya çok yakın olduğum için kalkınca neredeyse burun buruna gelmiştik.

"Sen ne yüzle?" dedikten sonra Öfkeyle yumruklarını sıktı. Bana çok sinirliydi. Fırsatı olsa beni bir kaşık suda boğacaktı sanki. Siniri geçmemiş olacak ki sıktığı yumruğunu ısırdı.Sonra beni kollarmadan sıkıca kavrayıp yüzünü daha da yüzüme yaklaştırdı.

Şu an neredeyse burnu burnuma değecekti. Öfkeli nefeslerini yüzümde hissediyordum. Bu az önceki yakınlıktan farklıydı. Az önce ayakta olduğu için varlığını bu kadar hissetmiyordum. Ama boyunu boyuma eşitlemek için biraz eğilmişti.

Korkudan kalbim yerinden çıkacaktı. Derin derin nefes aldım. İçim içime sığmıyor ruhum bedenimi terk etmek istiyordu adeta.

"Lan sen nasıl bir insansın!" Öfkeyle tısladı. Benim ise tek yapabildiğim onun yüzüne korkuyla ve şokla bakmak olmuştu.

Sonra öfkesini alamamış olacak ki. Çenemi sert bir şekilde kavradı. Gözlerim sanki yerinden çıkıp akacakmış gibi daha fazla büyüdüler.

Tamam Asaf abi suratsız kasıntı kaba herifin tekiydi. Hiçbir zamn doğru düzgün güldüğünü görmemiştim. Hiçbir zaman bana kibar davrandığını da görmemiştim. Ama hiçbir zaman bir kadına bırak zarar vermeyi kötü söz bile söylemezdi. Ne kendi söyler ne de etrafındakilere söyletirlerdi. Bir keresinde Semih abi eski bir kız arkadaşı için 'kaşar' dedi diye  Semih abiye öyle kızmıştı ki. Hiç unutmuyordum.

Sonra gözlerimdeki korkuyu tedirginliği görmüş olacak ki elini çenemden yavaşça çekti.

"Senin yüzünden kaç yıllık kardeşliğimiz bitti lan." diye suçlarcasına konuştu.  "Paramparça olduk senin tek bir lafın yüzünden"

Gözlerimi sıkıca kapattım. Gözlerimi kapatmamla kocaman bir damla gözyaşı yanağımdan çeneme doğru yol aldı.

"Be-ben" derin bir nefes alıp kendimi toparlamaya çalıştım. Ama dudaklarımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım.

"Şuara!" annemin Aşağıdan gelen sesiyle telaşla sanki bu odaya girebilecekmiş sanki Aşağıdan bu odanın içini görebilecekmiş gibi kapıya doğru baktım.

" neredesin kız?"

Annemin tekrar seslenmesiyle kendimi topladım ve hızlıca konuştum.

"Asaf abi bilmediğin şeyler var lütfen dinle beni" derin nefes almamla gözlerimden yaşlar daha fazla aktı. "Beni dinle n'olur. Yalvarırım kimseye bir şey söyleme"

AKİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin