Bölüm 44

33.7K 1.2K 392
                                    


Medya =Mohammad Irfan:Banjaara 💙

(Bu bölümü bu şarkıdan başka bir şarkının yansıtmayacağına inanıyorum)

Hayatımın hedefini arayışımda , varış yerim (makamın) burası mı?

'Yeter burda durup biraz dinlen'

Neden kalbim bana bunu söylüyor

Yeni duygular buldum

Bu etkinin  ne olduğunu bilmiyorum

Yeni bir umut buldum

Biri sonunda beni kabul etti

Bir şairden gazel gibi

Ruha anlık bir huzur veren

Öyle birini buldum ki

Bir göçebenin sığınak bulması gibi

Yeni mevsimin seheri gibi

Ya da kışın öğleden sonraları gibi

Öyle birini buldum ki

Bir göçebenin sığınak bulması gibi

°

İçindeki sıkıntı nefes almasını zorlarken tekrar cebinden çıkardı telefonunu genç adam. Kalbi sıkışıyordu.  Endişe bütün damarlarında geziyor genç adamın nefesini kesiyordu. Yutkundu.

Telefonun ekranında gezdirdi uzun ve kemikli parmaklarını . Telefonu kulağına dayamasıyla yine aynı sesi duymasıyla bir küfür savurdu genç adam. Şu an duymak istediği tek kadın sesi onun sesiyken o aptal bir kayıtı dinliyordu.

Artık dayanamadı . Atladı arabasına . Dostuna ihanet ettiğini düşünmüştü ama burda durmak bir işine yaramıyordu. Akşam olmak üzereydi ve hava kararacak gibiydi.

Aklını yitirecekti. Annesine sorduğunda kadın endişeli olduğunu kıza ulaşamadığını söylemişti. Delirmişti. Kendini tutamamıştı. Neden bunu hastaneye ilk geldiklerinde söylemişlerdi ki.

Eğer o zaman duysaydı tüm Kayseri'yi karış karış gezmesi gerekse bile bulurdu gök gözlüsünü.

Eve ulaştı. Arabandan indi. Kapıya doğru gidiyordu ki gördükleri beynindeki bir damarın zonklamasına sebep oldu.

Tamer kucağında baygın kızı evin önündeki arabaya taşıyordu. Karanlık olduğu ve tam insanların akşam yemeği saati olduğu için kimse onu göremiyordu. Şuara'ların evinin önünün aydınlatması da yoktu zaten.

Çıldırdı genç adam. Beyni hızlı bir komutu bacaklarına verdi . Öldürecekti. Bu sefer kesin o kanıbozuğu öldürecekti. Arabaya kızı yatıran Tamer hızla sürücü koltuğuna geçti. Daha hızlı koştu. Tam arabanın kapı kulpunu yakalamıştı ki  şerefsiz hızla sürmüştü arabayı.

Gerisin geri kendi arabasına koştu.  Emniyet kemerini bile takmadan zaten çalışır vaziyette olan arabanın gazına yüklendi.

Sinir bütün vücudunu kaplarken hızlanabildiği kadar hızlandı. Önündeki puşt hızlıydı ama kendisi de yavaş değildi. Gözünü karartmıştı bir kere.

Araba ormanlık , ıssız bir yoldan geçerken gaza daha da abandı. Farkı kapatıp arabanın önünü kendi arabasıyla kesti. Nefes nefeseydi. Hızla arabadan inmişti ki o şerefsiz silahi arkada yatan kızın başına dayamıştı.

AKİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin