Bölüm 15

50.4K 1.7K 477
                                    

Medya :Asaf 🖤
              Teoman =Çoban yıldızı

Şimdi ölmek istemem
Bir kalbi sarmadan
Aşkı tatmadan daha

°

Kolumdan hızla çekildim. Ama sanki hiçbir şeyin farkında değildim. Tek yaptığım boş bakışlarımla belimi saran kolların sahibine bakmaktı.

"İyi misin?". Bilincim yerinde değildi. Kendimde değildim. Ben sanki ben değildim.

Başımı iki yana salladım. "Hayır" diye mırıldandım. Yüzümü avuçları arasına aldı ve fısıldadı. "Kendine gel!"

Koşuşturan abimin adımı seslenmesini, hiç bir şeyi duymuyor gibiydim. Abim hızla yanımıza gelip beni onun kolları arasından aldı. Ve hızla kollarını belime doladı. Korkmuştu. Bunu titreyen vücudundan anlıyordum. Ben ise boş boş karşıma bakıyor hiçbir şekilde sığınma ihtiyacımı gidermeye çalışmıyordum. Abime sığınamazdım.

Önceden en güçlü sığınağımdı benim. Bana ne kadar karışsa da annem ve babam gibi değildi o. Beni seviyordu biliyordum ve bunu bana hissettirmekten gocunmuyordu. Ama benim en güçlü sığınağım üzerime devrilmişti ve ben altında kalmıştım.

Abim kollarını belimden çözüp yüzümü avuçları arasına aldı. Alnımı öpüp gözünden akan bir damlayı elinin tersiyle sildi. "İyi misin?"

Abime öfkeli bakışlarımı diktim. Ona cevap vermeyecektim. Bunu hak etmiyordu. Biliyordum benim için endişelenmiş, korkmuştu. Ama hiçbir gerekçe beni paçavra gibi Tamer 'in önüne atmasını affettiremezdi bana.

Tekrar kolumdan hızla çekildim. Sanki bir oyuncaktım ve oradan oraya çekiliyordum. Kolumdan tutup beni abimden uzaklaştıran kişiye baktım. Asaf'a , kurtarıcıma.

Kaşlarını çatıp öfkeyle abime bakıp avuç içlerini abimin göğsüne bastırdı ve onu şiddetle ittirdi. Bu itmenin etkisiyle afallayan abim neredeyse düşecekti.

"Şimdi mi aklına geldi lan it!?" öfkeyle  kükremesiyle ben bile yerimden sıçramıştım. Asaf  ne kadar durgun gözükse de sinirlenince gözü hiçbir şeyi görmezdi. Ve her şeye sinirlenirdi. Çok sinirliydi ve sinirini mutlaka bir yerden çıkartırdı.

Abim kaşlarını çatıp baktı. Bu arada Semih abi ve Cengiz abi yanımıza gelmişti. Allah'tan o iğrenç yaratık yoktu. En azından bu kadar yüzsüz değilmiş dedim içimden.

Abim işaret parmağını sallayıp tek kaşını kaldırdı. "Asaf! Haddini aşıyorsun.!"

"Neyin haddi lan neyin haddi?" yüksek sesle bağırışı sokakta yankılanmıştı. Kaşlarını daha da  çattı. Öfkeden kıpkırmızı olmuş, bir boğa gibi derin nefesler alıyordu. "Sen bu kızı  özür dilemeye zorlarken haddini aşmıyor muydun?"

Abim elini burnuna atup burun kemerini sıktı. Sonra derin nefes aldı. Sakinleşememiş olacaktı ki öfkeyle Asaf'ı itip hırladı. "Ben onun abisiyim lan abisi!" sonra küçümseyici bakışlarını Asaf abiye dikti. "Sen nesisin?"

Asaf  ise boş bakışlarını abime dikti ve beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Arkasından hızla yürüyordum. Ta ki abim önümüzü kesmesine kadar.  "Senin derdin ne Asaf?"

Elini bana uzattı ve kaşlarını çatarak Asaf'a baktı. "Bırak bacımı!"

Asaf  derin nefes aldı. Kendini toplamaya çalışıyordu. Çok sinirliydi ve abime zarar vermek istemiyordu. Elini hızla saçlarından geçirdi. "Önder, yapma kardeşim. Kızın haline bir bak!" sonra öfkesini dizginleyememiş olacak ki bağırıp konuştu. "Ona n'aptığına bir bak!".

AKİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin